Germany
VERFUHRWERKEN : German Turkish
F (spez. Schweiz.) yüzünc gözüne bulastir-inak
VERFUTTERN : German Turkish
verfuttert F s. verfressen (I, II)
VERFÄLSCHEN : German Turkish
l. sahtesini yapmak
(Waren) tagsis etm., hile yapmak
(Milch, Wein usw.) süte, saraba su kat-mak
(Text) tahrif etm
VERFÄRBEN : German Turkish
seit. boyarken bozmak; sich — (P.) l. rengi degismek
benzi atmak; Er verfärbte sich. Beti benzi limon gibi oldu
VERFÜGBAR : German Turkish
l. elde mevcut; el altinda; hazir bulunan; emre amade (od. müheyya)
(disponibel) H likit, disponibi; alle
en Mittel nesi var nesi yoksa; ~ sein hazir bulunmak;
e Quote jur. tasarruf nisabs °barkeit / H likidite, disponibilite
en l. (anordnen) emretmek
(über et.) bs üzerinde tasarruf etm.
(besitzen) eiinde mevcut o?in.; bsi haiz olm.; bse sahip olm.; sich (an e n Ort) — b1? ycre gitmek; Er verfügt jetzt iber Geld. Oö;ü para gördü. ^ Sie über mich! Emrini?e airiadeyirn. ~ung /
emir, karar
(-s.recht) tasarruf hakki
(Verwendung) kul-lanim, tasarruf
(letztwillige) vasiyet(-nan(e); die ~ haben (über) tasarruf etm. mutasarrıf olm.; einstweilige ~ jur. ihtiyati tedbir zur ~ stellen bnin emrine vermek; Man stelle ihm ein schönes Pferd zur ^. Ona güzel bir at peskeş cektiler. zu j-s — halten b-nin emrine amade tut-mak; j-m zur — stehen l. (P,) b-nin emrine hazir olm. b) (S.) eli altında olm
VERFÜHREN : German Turkish
i. bastan cikarmak; ayartmak, iğfal etm., kandırmak; aklını çelmek
(bezaubern) afsunlamak, büyülemek, teshir etm. 3, (verderben) azdırmak
(zu et.) bse sevk etm.; bşi yapmağa teşfik etmek; sich ^lassen bastan cikmak; bse kapilmak
er (in) m bastan cikaran; sehhar, muğfil, kandıran, ıdläl eden
erisch
ayartici, kandirsci, bağıcı, iğfal edici
(Anblick usw.) cazip, cekici
(Mädchen) feltan, işveli
(verlockend) yüzü sicak ^ung / l. bastan çıkarma, kandırış
(Verlockung) fettanlik
VERFÜNFFACHEN : German Turkish
eş kat etm.; beşlenek; be§ misllne cikar-mak {oä. yikseltinek)
VERFÜTTERN : German Turkish
si hayvanlara yern oai^k vermek
VERGABE : German Turkish
L (e-r ßestduns) sipariş vernie
(bei Ausschreibung) ihaie Ssn (Schweiz.) s. vermachen,
ung/ L s. Vergabe.
(Schweiz.) s. Vermächtnis
VERGAFFEN : German Turkish
: sich ~(in) F b-ne abayi yakmak; bse tutuSmak
VERGALOPPIEREN : German Turkish
sich~ F. çok ileri giderek fahiş bir hataya düşmek; yanılmak; aldanmak; kantarın topunu kaçırmak
VERGAMMELN : German Turkish
avarelik içinde mahvolmak
(die Selb?;!-dSs^.iplin veiHercn) üitik kcriLäine häklm oirnamak; ihti-yar! eSindtn ^itiliek
(verderben sr.iirur.} boz(ul)irak
(Vt schimmeln) küf bn^ianiak; k
VERGANGEN : German Turkish
geçmiş; maziye karışmiş; im
en Jahr gecen sene; in
en Zeiten eskiden; eski zamanlarda ~heit mazi, geçmiş zaman; önceki hayat
VERGANTEN : German Turkish
(^udd., öst., Schweiz.) müzayedeye cikarmak
VERGASEN : German Turkish
(lf.) l, gaziamak
(in Gas verwandeln) gaz ha" ilne getirrnek
(durch Gas töten) gazla zehirlemek, öldürrnek; gazlaştırnak; (mir.)gazlaşmak
er m, techn. karburatör
er.duse karburatör memesi
VERGATTERN : German Turkish
parrnaklik geçirntek
(Soldaten) askcre cem borJSu calarak bsi emreirnek
F b--ni payiimak, ters-lemek
F cezalandirmak; inahküm etm.
(verpflichten) b-ni b^le mükelieJ t^m^^m t^^^J^ Z (i^ 3k
VERGEBEN : German Turkish
l. (weggeben) vermek; e!den ^.karmak
(ver-kaiifen) satmak
(verteiSen) da^itmak
(schenken) hediye (oä. armagan) etm., b^hsetmek
(übertragen) dev^etmek; devr vf feraÖ- etrn.: temSik etm.
(Auftrag^ s»ipari§ vermek
,i:i^h Ausschreibung) i.ialü etm.
(Sünden) günah cikarmak
(a. sich •\\ Ka. kägitlan yanlis dagitmak
(j-m et.) günahind"; gecmek; b-nin bir hareketini affetmek; mazur ^ö:;:
k; bagislamak; sich et. ^ itibanni tehlikeye koynis;v ^crefine dokundur-mak; et. iun, ohne seiner Ehre ei. ^: ^ yüzakiyle bir i§ yapmak; ~ sein Ka. maldon c^i., Es tutmir leid, ich bin schon vergeben. Ne yazik ki ev"-clden tutulmu^ bulunu-yorum. e-e Chance /^ bir firsaitan yararlanmamak 9 n Ka. rnaidon
VERGEBENS : German Turkish
eyhude, nafile, bo§una; kuru kuruya; sich ^ abmühen havaya ugrasmak; havanda su dökmek; buz üstüne yazi yazm^.k
Lrh l. bös, faydasiz, neticesiz
(Adv.) s. vergebens.
^ warten ayaziamak (F);
e Mühe nafiie zähmet °ung / l. af; mazur gör(üI)Tne: mazeret, özür
(bei Aussciäiäibung) ihale: um ^ bitten af (od. özür) diiemek
VERGEGENSTÄNDLICHEN : German Turkish
cisimlendirmek
VERGEGENWÄRTIGEN : German Turkish
caniandirmak; skh et, ^ hatinna getir-mek; göz önütide buiundurmak; göz önüne getirmek; dtThatir etrn
VERGEHEN : German Turkish
l. geçip gitmek
(schmelzen) eriyip gitmek
(Krankheit, Schmerzen) gecmek, savusmak
(aufhören) zail olm,, bitmek
(Lust. Ärger usw.) han gecmek; sön-mek, dinmek
(vor An.?..) korkudan ölmek
(vor Ungeduld) sabirsizliktan catiamak
(vor Sehnsucht) has-rettenerimek
(allmählich entschwinden) tedricen kayb-olmak; Ihm verging Hörm und Sehen. Tamamiyle ser-semledi. Es sind zwei Jahre vergangen, tki yil oldu. Der Appetit ist mir vergangen, tstahimi kaybettirn. Das ist vergangen und vergessen. Arasi gecti (öd, unutuldu gitti); sich ^ l, suc i^emek
(gegen das Gesetz) kanuna aykin harekette bulunmak
(gegen die Vorschriften) nizama riayet etmemek
(an j-n) b-ne el kaldirmak, tecavüz etm.; zor kullanmak
(an Geld) parayi zimmetine gecir-mek; ihtilas etm.; s.a. vergangen. Qgehen n suc, cünha, cürüm, kabahat; ein ^ verzeihen suctan gecmek; sich ein ^ zuschulden kommen lassen cürüm islemek; Mache ich nur e- n kleinen Fehler, so rechnet man das gleich als schweres ~/ Yan bassam kubahat!
VERGEISTIGEN : German Turkish
manevtlestirmek, ruhan..estirmek, deruntles-u--"-k
VERGELTEN : German Turkish
l. (J-m et.) b-ne bş icin mukabelede bulunmak
(m. Gleichem) misliyle mukabele etm.; misillemek; Gleiches mit Gleichem ~ ayniyle mukabele etm.: Gutes mit Bösem ^ iyiliğe karsi kötülük etm,; lyiliğe kemlik etm.; e-e Wohltat — bir iyiligin altinda kalmamak; Vergelt's Gott! Allah (senden) razi olsun! Eyvallah! çok tesekkür ederim! ~ung / l, (Ocp,enieistung) bedel, karsilık
misliyle mukabeie; misilleme
(Rache) intikam, öc
(Sport) revanş; ^ üben l. misilleme yapmak; misillemek
kuyrukacisinı cikarmak; intikamini almak. ^ungs.maßnahme / misilleme tedbiri; mukabelebilmisi!; zecri tedbir; sanksyon;
n ergreifen dengiyle karşılamak
VERGESELLSCHAFTEN : German Turkish
içtimailestirmek, toplumlastirmak, so-$y iie^tiniek, sosyalize etm., devletlestirmek ^ung / sooy^n/asyon
VERGESSEN : German Turkish
unutmak; gönülden (akildan, hatirdan, zihnin-deii) •^kar;Tiak; nicht
^ (zu) (yapmagi) ihmal etmemek; Ich habe — ^ie er heißt. Admi unuttum. Daß ich es nicht Vs.^esse
. Üstümd^ kalmasm
.
Sen.heit / unutulma, nisyan; in ^ geraten unutulmak; zihinlerden gitmek (od. kacmak); ads batniak; fikrinden cikmak; nami nisam kal« mamak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani