Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
GLANZ : German Turkish

" [der] parlaklık, parıltı; cila, perdah; görkem, debdebe, ihtişam"

GLANZLEISTUNG : German Turkish

[die] parlak başarı

GLANZLOS : German Turkish

donuk, sönük, mat

GLANZZEIT : German Turkish

[die] altın çağı, parlak dönem

GLAS : German Turkish

" [das] cam, sırça; bardak, kadeh"

GLASBLÄSER : German Turkish

[der] cam üfleyicisi, cam ustası

GLASER : German Turkish

[der] camcı

GLASIEREN : German Turkish

" sırlamak, minelemek; (hamur işine) şeker şurubu dökmek"

GLASIG : German Turkish

cam gibi, camlı

GLASSCHEIBE : German Turkish

[die] cam, pencere camı

GLASSCHERBE : German Turkish

[die] cam kırığı

GLASSPLITTER : German Turkish

[der] cam kırığı

GLASTÜR : German Turkish

[die] camlı kapı

GLASUR : German Turkish

" [die] sır, cila, emay; pastaların üstüne dökülen şerbet"

GLATT : German Turkish

" pürüzsüz, düz; cilalı, perdahlı, kaygan; kaygın; çaparızsız, müşkülatsız, zahmetsiz"

GLATTEIS : German Turkish

[das] donmuş kırağı

GLATZE : German Turkish

[die] kel, dazlak kafa

GLATZKÖPFIG : German Turkish

dazlak kafalı, kabak kafalı, keltoş

GLAUBE : German Turkish

" [der] inanç; iman; mezhepæææ"

GLAUBEN : German Turkish

" inanmak; güvenmek, itimat etmek; iman etmek; sanmak, zannetmek"

GLAUBEN SCHENKEN : German Turkish

inanmak, güvenmek

GLAUBENSBEKENNTNIS : German Turkish

[das] kelimei şahadet

GLAUBHAFT : German Turkish

inanılır, inanılacak

GLAUBHAFTIGKEIT : German Turkish

[die] inanılırlık

GLAUBWÜRDIG : German Turkish

" inanılır; güvenilir"