Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
EINVERSTANDEN : German Turkish

Kabul! Mutabik! Dakkor! Pekälä! Amenna! ^ sein (mit) bse razi (od. fit) olm.; muvafakat etm.; bsi göz tutmak; sich ~ erklären (mit) sah cekmek; bşe sulh (od. razi) olm., rıza göstermek; rızasi olm.; amenna demek; Sind Sie damit ~? Bu ise rızaniz var mi? Bu sartları kabul ediyor musunuz?

EINVERSTÄNDNIS : German Turkish

n rıza, muvafakat; gegenseitiges ~ her iki tarafin rızasi; im ^ mit
.. muvafakatiyle;
.. ile anlasarak

EINWACHSEN : German Turkish

l. (ins Fleisch) etin icine batmak, gecmek
(Fußboden, Skier) balmumu sürmek; mumlamak

EINWAND : German Turkish

m itiraz; Einwände erheben (gegen) bse itiraz etm.; ses cikarmak; keine Einwände erheben agzini acmamak; tausend Einwände haben dereden tepeden (od. binbir dereden) su getirmek

EINWANDERER : German Turkish

m muhacir, göcmen Qn hicret, muhaceret etm., göcmek
ung/hicret, muhaceret, göc

EINWANDFREI : German Turkish

l. itiraz kabul etmez
(unanfechtbar) süphe götürmez; reddi, cerhi kabil olmayan
(tadellos) kusur-suz, pürüzsüz; ilik gibi pismi§
(moralisch) etegi temiz; hygienisch nicht ~ sihhl bakimdan mahzurlu olan

EINWEBEN : German Turkish

l. dokurken icine katmak; brose etm.
(allg.) icine kanstirmak, sokmak, iiäve etm

EINWECHSELN : German Turkish

l. (gegen kleineres Geld) bozmak
(gegen andere Währung) tahvil etm.
(allg.) degis(tir)mek, mübadele etm

EINWECKEN : German Turkish

konserve etm

EINWEICHEN : German Turkish

suya batirmak; islatmak

EINWEIHEN : German Turkish

l. (kirchlich) dint merasimle takdis etm.
(feierlich) acili§ töreni yapmak; merasimle acmak; küsat resmini yapmak
(allg.) F ilk defa giymek, kullanmak v.s.
(j-n.in et.) b-ni bse väkf etm., sirda§ etm.; s.a. Eingeweihte. 2ung / a. inisyasyon

EINWEISEN : German Turkish

l. (in ein Amt) bir vazifeye yerlestirmek
(in ein Lager) tahassüt kampma göndermek; enterne etm.
(Auto, Flugzeug usw.) yerini tayin edip siralamak

EINWENDEN : German Turkish

(gegen) l. bse itiraz etm.
(et.) (vorschützen) bahane ve taallül göstermek; nichts einzuwenden haben tis dememek; kasmm altinda gözün var dememek; et. einzuwenden haben bir diyecek bulmak; Dagegen hat niemand etwas einzuwenden. Buna kimsenin sözü yok. °ung /. s. Qwand.
en nicht beachten itiraz dinlememek; sunu bunu bilmemek; Ich erhob keine
en gegen diesen Vorschlag. Bu teklife karsi hie bir itirazim yoktu

EINWERFEN : German Turkish

l. icine (ortasina, arasindan) atmak
(Fenster) ta§ atarak kirmak; taslamak
(Bemerkung) araya sokmak; söze katmak
(einwenden) itiraz etm.
Fb. ortaya (od. sahaya) atmak
(Basketball) sepete sokmak

EINWERTIG : German Turkish

ehem. tek degerli

EINWICKELN : German Turkish

l. icine (od. kägida) sarmak; sarmalamak
F äldatmak; gözünü baglamak; V: kafese koymak
(vor der Zubereitung in Eierteig) (Kochkunst) kefenlemek; fest ^ sanp sarmalamak 9papler n sargi kägidi

EINWIEGEN : German Turkish

l. (Kind) besikte sallaya sallaya uyutmak
tar-tip icine koymak
fig. oyalamak, uyusturmak, uyutmak

EINWILLIGEN : German Turkish

(in) bse razi olm., nza göstermek, muvafakat etm

EINWILLIGUNG : German Turkish

f rıza, muvafakat; seine ^ geben (zu) bse razi olm

EINWINDELN : German Turkish

cocugu kundaklamak

EINWINKEN : German Turkish

(Autofahrer) isaretleyerek yerini göstermek

EINWINTERN : German Turkish

kisin siddetine karsi muhafaza etm

EINWIRKEN : German Turkish

l. (auf) b-ne, bse tesir icra etm.
dokurken (islerken) icine katmak

EINWIRKUNG : German Turkish

f tesir, nüfuz, etki, faiiiyet, etkerlik

EINWOHNEN : German Turkish

(tr.) otura otura meskenini eskitmek; (intr.) (bei j-m) b-nin evinde oturmak; sich ~ bir yerde otur-maga alismak 2er(in/) m sakin, mukim, nüfus; e-e Stadt mit e-r Million
^ bir milyon nüfuslu bir §ehir °er.inelde-amt m nüfus dairesi (od. memurlugu) 2er.schaft / ahali. halk, nüfus