Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
EINTAUSCHEN : German Turkish

si bsle degismek, tebdil etm.; mübadele, trampa, degis tokus etm

EINTEILEN : German Turkish

l. kisimlara ayirmak; taksL-n etm., bölmek
(klassifizieren) tasnif etm., bölümkmek, siniflamak, derecelemek
(verteilen) dagitmak, tevzi etm.
(seine Zeit gut ~) idare, iktisat etm.; iyice istifade etm.; zamanini iyi kullanmak; eingeteilt (in Abschnitte) ay-nmli ^ung /l. vgl. einteilen
(e-s Landes) taksimat
(Skala) derecelere taksim (od. ayrilma)

EINTOPF : German Turkish

(-essen n,
gericht n) m tek kap yemek

EINTRAG : German Turkish

m l. kayit, yaz(il)ma, kaydütescii, ithal
(amtlicher) tescii
(Schaden) zarar, ziyan; halel getirme; menfaatine dokunma; e-r S. ~ tun zarara sokmak; halel getirmek; (irasi halel etm.)

EINTRAGEN : German Turkish

l. getirmek
(Gewinn) kär vermek; fayda saglamak
(schriftlich) bir yere kaydetmek; kayda (sicile, hesaba) gecirmek; tescil etm.
(Linie) cizmek; sich ~ ismini yazmak

EINTRAGSBUCH : German Turkish

;
heft n kayit defteri; rejistr
ung f. s. Eintrag (
) 2). e-e ~ vornehmen kayit tutmak
ungs.gebühr f kaydiye

EINTREFFEN : German Turkish

l. varmak, väsil olm., gelmek
(Geschehen) häsil olm.
(Voraussage) tahakkuk etm., gerceklesmek; dogru cikmak; die gestern aus Berlin eingetroffenen Nachrichten dun gelen Berlin mahrecii haberler; Seine Voraussagen sind noch immer eingetroffen. Onun dedikleri asia sasmaz

EINTREIBEN : German Turkish

l. (Vieh) ahlra götürmek
(Steuern) toplamak
(Geld) talisil etm.
(Nägel usw.) cakmak, kakmak

EINTRETEN : German Turkish

(intr.) l. (in et.) icine girmek, dahil olm., girismek, iltihak etm., katilmak
(in ein Amt) bir ise baslamak
(Mitglied werden) bse intisap etm., üye yazilmak
(sich ereignen) vuku bulmak, häsil olm., olup bitmek, vaki (od. anz) olm.
(schon bald) gecikmemek
(Wetter) bastirmak, catmak baslamak, gelmek
(allgemeines Schweigen) ses kesilmek
(für) b-ne sahip cikmak; b-nin isini iltizam etm., kayirmak; bsi tervic etm.; bse reva? vermek; bsin müdafiligini yapmak; bse taraftar olm.
(für, anstelle) yerini almak
(in das
Lebensjahr) yetmis yasina (od. yetmisine) basmak
(in j-s Rechte) haklanna halef olm.
(in Verhandlungen) müzakerelere girismek
(Besserung) saläha yüz tutmak; (tr.) l. ayagi ile yere sokmak
(Tür) tekmeleyerek cignemek
(neue Schuhe) ayagina alistirmak; sich et. "- ayagina batirmak
den.falls vukuu takdirinde

EINTRICHTERN : German Turkish

fig. F (j-m et.) beynine sokmak, akitmak; b-ne bsi ezberletmek

EINTRITT : German Turkish

m l. giris, duhul, iltihak, katilma
(Einlaß) iceri alma
(Beitritt) intisap, kabul
(Beginn) baslama, bas-langic, catma
(Geschehen) vuku, hulul; ~ frei. Giris serbesttir. ~ verboten, tceriye girilemcz. bei ~ der Dunkelheit ortalik karannca
s.gebühr /;
s.geld n duhuliye, antre; giri? parasi; girmelik
s.karte / duhuliye (od. giris) karti (cd. bileti); girimlik, girmelik
s.preis m s.
s.geld

EINTROCKNEN : German Turkish

(intr.Hr.) kuru(t)mak, burus(tur)mak

EINTRUDELN : German Turkish

F (yavas, gec) gelmek

EINTRÄGLICH : German Turkish

semereli, yemisli, müsmir, verimli, kärli, ka-zancli, ticaretli, randimanh, elverisli; dise dokunur; yagli, paralica;
e Tätigkeit faydali is;
er Posten yagli kapi (od. kuyruk); okkah bir memuriyet; e-n
en Posten bekommen yagli kapiya catmak

EINTRÄNKEN : German Turkish

l. seit. iyice islatmak
fig. (j-m et.) bsin öcünü almak; burnundan getirmek; külähim ters giydirmek; b-ne mukabele bilmisil etm.; Ich werde es dir ~/ Ben bunu sana ödetecegim!

EINTRÄUFELN : German Turkish

damia damia icirmek (dökmek, akitmak)

EINTRÖPFELN : German Turkish

damia damia akitmak

EINTRÜBEN : German Turkish

sich ~ (Himmel, Wetter) bulutlanmak, bulan-niak

EINTUNKEN : German Turkish

atirmak, daldirmak, banmak

EINTÄGIG : German Turkish

ir günlük; bir gün süren 2tags.fliege/ l. zo. gün-lükböcek
fig. kisa ömürlülük

EINTÄNZER : German Turkish

m jigolo

EINTÖNIG : German Turkish

l. yeknesak, monoton, bitevi
fig. usandinci, cansikici °keit / yeknesaklik, monotönluk, biteviyelik

EINVERLEIBEN : German Turkish

l. (annektieren) ilhak etm.
(sich et.) F icmek, yemek, F calmak

EINVERNAHME : German Turkish

s. Verhör

EINVERNEHMEN : German Turkish

s. verhören. S n anlasma, uzlasma, uyusma, itiläf, antant, nza, muvafakat; gutes ^ iyi gecinim; yildiz ban^ikhgi; salAh; dirlik düzenlik; in gutem ^ yildizi bansik; iyi anlasma halinde, dostlukla, iyilikle, sulhan; das gute ~ stSren nifak sokmak; Ihr gutes ~ is/ getrübt. Aralan aciktir (od. bozuldu). das gute ^ wiederherstellen aralanni bulmak; im besten ~ tenceresi kaynarken may-munu oynarken; mangelndes ~ anlasamamazhk, uyu-samamazilk; sich mitj-m ins ~ setzen b-le anlasmak; im ~ mit... ile anlasma halinde