Germany
EINSPRINGEN : German Turkish
l. girinti teskil etm.
(für j-n) b-nin yerine is görmek; b-nin yerine gecmek
allg. yardim etm.
d:
er Winkel ic aci; zaviyei dahile
EINSPRITZEN : German Turkish
l. siringa (zerk, telkih) etm.; igne (enjeksyon) yapmak
(Wäsche) üzerine su serpmek
(mit Schmutz) camur sicratmak 2ung / enjeksyon, zerk, icitim, pikür
EINSPRUCH : German Turkish
m l. itiraz, protesto, veto
(Berufung) istinaf; ^ erheben (gegen) bse itiraz etm., bsi proiesto etm., veto-lamak, reddetmek
s.recht n veto (od. ret) hakki
EINSPRUNG : German Turkish
m girinti
EINSPÄNNER : German Turkish
m l. tek atli araba; paracol
s. Eigenbrötler
hum. s. Strohwitwer; Junggeselle Qlg tek atli; ^ leben hum. bekär olm
EINST : German Turkish
l. (vormals) eski zamanda; evveice, vaktiyle; bir vakitler
(künftig) ileride; günün birinde Einst
n mazi; gecmis zaman
EINSTAMPFEN : German Turkish
l. tokmakla vurmak, sikistirmak
(in Fässer) tika basa doldurmak
(vernichten) yok etm.
(Papier) bozarak hamur haline getirmek
EINSTAND : German Turkish
m l. hizmete giris merasimi
(Tennis) oyunda beraberlik; diyus
EINSTAUBEN : German Turkish
(intr.) tozianmak; (tr.) podralamak; Die Bücher sind ganz eingestaubt. Kitaplar toz icinde yüzüyor
EINSTECHEN : German Turkish
l. icine batirmak, delmek
(Löcher) icine delik acmak
(auf (j-n) b-ni bicaklamak, hancerlemek V: mihlamak
EINSTECKALBUM : German Turkish
n (für Briefmarken) pullann Icinde sami-yersiz olarak saklandigi albüm Qen l. icine sokmak, gecirmek
(in die Tasche) cebine koymak
(Beleidigung) hakareti yutmak, hazmetmek
(Niederlage) bir mag-lubiyete ugramak
(sich et. anhören müssen) giymek; sineye cekmek
F (verdienen) para kazanmak
(ins Gefängnis werfen) hapse atmak
(Schwert) kilici kmma sokmak; In der zweiten Runde mußte er einen furchtbaren Rechtshaken ~. (Boxer) tkinci ravntta müthis bir sag yedi.
kämm m (saclan toplamak icin) saca takilan tarak
EINSTEHEN : German Turkish
l. (für et.) bsi garanti etm.; bsin mesuliyetini. üzerine almak; bse kalibini basmak
(für j-n) (bürgen) birisi icin kefil olm.
(für j-s Rechte) b-nin haklanm korumak
EINSTEIGEN : German Turkish
l. (in ein Fahrzeug) binmek
(Dieb) bir pen-cereden gizlice eve girmek
(in ein Geschäft) bse istirak etm. 21 Lütten yerlerinizi alinizl 21och n techn. menhol
EINSTEINER : German Turkish
m tek tasli yüzük
EINSTELLBAR : German Turkish
ayar edilebilir
EINSTELLEN : German Turkish
l. icine koymak, yerlestirmek
(Waren) derambar etm.
(Auto) garaja koymak
(Bücher) raflara yerlestirmek
(in Dienst nehmen) ise koymak; istihdam etm.; hizmete almak; tutmak
techn. ayarlamak, ayar etm.; phot. mihraka getirmek
(Zahlungen, Feindseligkeiten) tatil etm., kesmek
(Feuer) mil. atesi kesmek
(Arbeit) isi durdurmak; grev yapmak bzw. paydos yapmak
(aufhören mit) bsi bitirmek, kaldirmak, birakmak
(richten, konzentrieren) bir noktaya tevcih, teksif etm. Man hat den jungen Mann als Polizisten eingestellt. 0 delikanliyi polis yazmislardir. die Zahlungen ^ müssen topu atmak; ifläs etm.; sich ~ l. (auftreten) zuhur etm., häsil olm., bas göstermek; meydana cikmak
(P.) ispati vücut etm.; gelmek, gitmek
(erneut) tekrar baslamak; (Krankheit) tekrar tepresmek; nüksetmek; (Schmerzen) uyanmak; (Schwierigkeiten) pürüz cikmak, anz olm.; (Reue, Gewissensbisse) tepmek
(auf et.) bse hazirlanmak, uymak, intibak etm.
(ganz auf j-n) b-nin huyuna suyuna gitmek; sakalına göre tarak vurmak
(gegen) aleyhine durum almak; eingestellt l. vgl. einstellen
(auf et.) bse hazirlanmis
(geistig) temayülü olan; zihniyetli, ideolojili
(gegen) muhalif, düsman, aleyhtar; von Kopf bis Fuß auf Liebe ~ tepeden tirnaga kadar ask icin yaratilmis
EINSTELLHEBEL : German Turkish
m ayar kolu
EINSTELLIG : German Turkish
tek haneli, tek rakamli
EINSTELLSCHRAUBE : German Turkish
f ayar vidasi
EINSTELLUNG : German Turkish
f l. vgl. einstellen
(geistige) zihniyet, mantalite, ideoloji
(Verhalten) vaziyet, durum, davranis, tavrühareket
(seelische) haleti ruhiye; ruh hali
(des Verfahrens) jur. davanin sukutu
(des Strafverfahrens) jur. muhakemenin meni kararı
(der Feindseligkeiten) mil. tatili muhasamat
(e-r Zahlung) tevkif
(e-r Maschine) ayar; Beschluß m auf ^ des Verfahrens jur. ademi takip (od. takipsizlik) karan
EINSTELLVORRICHTUNG : German Turkish
f ayar düzeni
EINSTEMMEN : German Turkish
l. (Arme in die Hüften) eilen kalcaya koymak
(Loch) kalemiyle bir delik acmak
EINSTENS : German Turkish
va. s. einst
EINSTICH : German Turkish
m igne yarasi; pikür; akrep (v. s.) sokusu
EINSTICKEN : German Turkish
icine (od. üzerine) islemek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani