Germany
ENTQUELLEN : German Turkish
fiskirarak (ikmak entrahmen sütün ya^mi cikarmak; kaymagmi almak •t:-€ Milch kaymakalti
ENTRATEN : German Turkish
(m. Gen.) s. entbehren
ENTRE NOUS : German Turkish
l. aramizda
samimt; teklif tekellürsüz
ENTREAKT : German Turkish
m Th., mus. antrak, perdearasi
ENTRECHTEN : German Turkish
-ni haklanndan mahrum birakmak
et ßg. parya
ENTRECOTE : German Turkish
n antnkot
ENTREE : German Turkish
n l. giris (kapisi)
giri§ parasi; duhuliye
(im Haus) sofa; (in der Wohnung) hol, antre
(Vorspeise) ordövr, cerez
(Zwischengericht) kücük bir yemek
bist. baieden evvel calman müzik
ENTREITEN : German Turkish
mücadela ile elde etm
ENTREIßEN : German Turkish
l. (j-m et.) bsi elinden zoria almak; gaspetmek, kapmak, nezetmek
(j-n e-r Gefahr) b-ni tehlikeden kurtarmak
ENTREPOT : German Turkish
n antrepo, depo, ambar
ENTRICHTEN : German Turkish
l. (zahlen) tediye etm., ödemek
(seinen Dam) tesekkürlerini sunmak, eda etm. ^ung/eda; gegen ^ von dreißig Pfund otuz lira mukabilinde entriegeln sürmesini acmak entrinden (Baum) kabugunu soymak
ENTRINGEN : German Turkish
l. zoria elinden almak
(ein Geständnis) itiraf ettirmek; sich ~ (Seufzer) cikmak
ENTRINNEN : German Turkish
l. kacip kurtulmak
(Zeit) gecip gitmek
(dem Tod) kefeni yirtmak
(e-r Gefahr) bir tehlikeyi atlatmak
poet. (Tränen) gözleri yasarmak
ENTROLLEN : German Turkish
(fr.) l. dürülen bsi acmak, yaymak, sermek
(Fahne) fora etm.
fig. (ein Bild von ct.) bsi tasvir, tav-sif, teshir etm. (intr.) l. (Geldstücke) yuvarlanarak gitmek
(Zug) hareket etm.; sich ^ l. yayilmak, acilmak
(sich zeigen) arzi endam etm.; tezahür etm
ENTROPIE : German Turkish
ph\\s. entropi
ENTROSTEN : German Turkish
pasini gidermek; techn.a. dekape etm
ENTRUNDEN : German Turkish
phon. dudaklann yuvarlakligmi kaldirmak °ung / phon. düzlesme
ENTRÄTSELN : German Turkish
muammasmi halletmek; manasini cikarmak
ENTRÜCKEN : German Turkish
l. uzaklastirmak; alip götürmek
(den Blicken) gözden gizlemek
t l. vecit icinde bulunan
dalgin
ENTRÜMPELN : German Turkish
pihpirtiyi evden cikarmak
ENTRÜSTEN : German Turkish
s. empören; sich ^ s. sich empören (l, 3)
et münfail, skandalize, hiddetli, dargin °ung f hakli öfke (od. infial); mit ^ zurückweisen siddetle reddetmek; j-s ~ hervorrufen b-ni soke etm. 2ungs.sturm m umumi infial
ENTSAFTEN : German Turkish
meyve suyunu cikarmak
ENTSAGEN : German Turkish
(m. Dat.) bsden vazgecmek, feragat etm.; bsi birakmak, terk etm.; dem Thron ^ tahttan feragat etm.; saltanattan cekilmek; der Welt ~ terki dünya etm.
ungs.voll cansiparane; ein
es Leben führen mahrumiyet-ler icinde yasamak
ENTWICKLER : German Turkish
m phot. revelatör
bad n phot. izhar (od. revelatör) banyosu
lösung / phot. revelatör; developman mahlulü •schale / phot. küvet
ENTWICKLUNG : German Turkish
l. inkisaf, gelisme, gelisim, olus, olusum, gidis
(Fortschritt) terakki, progre, llerleme
phot. developman, yika(n)ma
(organische) evolüsyon, evrim, tekämül
(Heranwachsen) yetisme, büyüme
(kulturelle) bayindirlik
(Werden) phil. sayruret, seyir, olu
(der Dinge) gidisat
(Geschichte) 1?arih(-ce)
(starke) ekspansyon; Ob ich hinfahre, hängt von der weiteren ^ der Dinge ab. Benim oraya gitmem zuhurata baglidir. zur ^ bringen acmdirmak; inkisaf ettirmek Entwicklungsalter n biol. erinlik; buluß cagi 2fähig tekämül ettirilebilen
Taktor m amil, etrnen
geschiente / tarihce, tekevvün, türüm, jenez
jähre pl. nesvünema cagi
lehre/tekämül iye; tekämül mezhebi; evrimcilik
mög-lichkeit / (drohende) istidat
phase / tekämül devri
prozeB m prosesüs
Stadium n;
stufe / tekämül devri (safhasi, etapi); die gleiche ^ erreichen bsle bagdasmak
zeit / s.
alter
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani