Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
ERTAUBEN : German Turkish

sa^irlasmak; isidimi kaybetmek

ERTEILEN : German Turkish

l. (Auftrag, Unterricht) emir (ders) vermek
(das Wort) b-ne söz vermek
(Audienz) huzuruna kabul etm.
(Erlaubnis) müsaade etm.; izin vermek
(Rüge, Tadel) azarlamak
(Prokura) H tevkil etm.; vekälet vermek

ERTRAG : German Turkish

m l. mahsul, verim, ürün. randiman
(Einnahmen) irat, gelir. kär, kazanc

ERTRAGBAR : German Turkish

s. erträglich

ERTRAGEN : German Turkish

f bse tahammül etm., dayanmak, katlanmak; bşi kne yedirmek; bsi hazmetmek, sindirmek
(leiden) cekmek
(vertragen) takat getirmek; j-s Gerede nicht ~ können b-nin gevezeliğini hazmedememek; b-nin pirinci su kaldirmamak; Was man gewöhnt ist, läßt sich leicht ertragen. Hamala seinen yük olmaz. Spr

ERTRAGREICH : German Turkish

cok verimli (randimanli, kazanch, mahsuldar, mahsuHü); feyyaz, cömert

ERTRINKEN : German Turkish

suda bogulmak

ERTROTZEN : German Turkish

inat ve israr ederek nihayet arzu edilen seyi elde etm

ERTRÄGLICH : German Turkish

l. katlamlir, cekilir
(leidlich) oldukca iyi; zararsiz

ERTRÄNKEN : German Turkish

suda bogmak; sich ~ k-ni suya atarak intihar etm

ERTRÄUMEN : German Turkish

hayal etm.; hayaUnde bsi cania basla arzu etm

ERTÖNEN : German Turkish

i^itilmek, tmlamak, cmlamak, ötmek; (dumpfes Geräusch) kütlemek; laut
tm tm tmlamak

ERTÖTEN : German Turkish

l, öldürmek, söndürmek
(erkalten lassen) sogut-mak
(Begierden) nrfsnni duygularmi korletmek

ERTÜCHTIGEN : German Turkish

kuvvetlendirmek, terbiye etm.; antrenman yapmak °ung /; körperliche ~ beden terbiyesi

ERUIEREN : German Turkish

arastinp meydana cikarmak

ERUPTION : German Turkish

indifa, püskürme
ions.kanal m yanardag bacasi Qiv indifat, püskurük; volkani
ivgestein n indifat sahre; püskurük külte; crüptif kayalar

ERVE : German Turkish

bot. kara burcak; küsne

ERWACHEN : German Turkish

l. uyanmak; gözünü acmak
(Tag; poet.) dog-mak
(aus Zerstreutheit) ayilmak; ^ lassen l. uyandir-mak
ayiltmak

ERWACHSEN : German Turkish

(I) ( Inf.) l. (entstehen) husule (od. ileri) gelmek; dogmak 2, (Nachteile) bsden zarar gelmek (II) (Adj.) büyük, büyümüs, yetiskin, yetismis, erin, eriskin, ergin, resit, kämil;
sein äkil baiig olm.; buluga ermls olm.; Wenn °e reden, haben Kinder zu schweigen. Atlar naila-nirken kurbagalar ayak uzatmaz. Spr

ERWARTEN : German Turkish

l. bsi beklemek, bse infizar etm.
(j-n) b-nin yoluna bakmak
(erhoffen) ummak, memul etm.; et. kaum ^ können sabirsizlanmak; wie er erwartet hatte memulü üzerine; zu ~ sein melhuz olm.; Das hätte ich nicht von Ihnen erwartet. Sizden bunu beklemezdim (od. memul etmezdim). Bunu size yakistiramadim (od. yaras-tiramadim). Ben bu hareketi size veremedim. Hätte man je von ihm so et. ^ dürfen? Ondan böyle bir sey umulur muydu hie? ein Kind ^ (Frau) gebe (od. hamile) olm.; Für seine gute Tat erwartet ihn nur Undank. Yaptigi iyilige nankörlükle mukabele edilecektir. 0 n: wider alles
memulün hiläfma olarak
et memul, melhuz

ERWARTUNG : German Turkish

f fig. ümit; in ~ Ihrer Rückäußerung H cevabmiza intizaren;
en erfüllen varlik göstermek; zu großen
en berechtigen b-ne büyük ümitler vermek; die
en enttäuschen hayal kinkligma ugratmak; sich in seinen
en getäuscht sehen güvendigi dağlara kar yagmak

ERWARTUNGSVOLL : German Turkish

sabırsız, meraklı, ümitli

ERWECKEN : German Turkish

l. uyandirmak, tahrik etm.
(e-n Toten) diri.t-mek, ihya etm.
(verursachen) mucip olm.
(Eindruck) bir intibai birakmak, häsil etm. 2ung / (von Vorstellungen) uyandirma, istidäp

ERWEHREN : German Turkish

sich (e-r S. od. P.)
uzak tutmak; sich der Tränen (des l^achens) nicht ^ können a^lamaktan (gülmek-ten) k-ni alamamak, alikoyamamak

ERWEICHEN : German Turkish

l. yumusatmak
fig. rikkate getirmek; sich durch Bitten ~ lassen yalvarmalar karsismda rikkate gelmek ^ung /l. vgl. erweichen
ling. s. Mouillierung