Germany
ERSTECHEN : German Turkish
hancerlemek, bicaklamak
ERSTEHEN : German Turkish
(intr.) l. husule gelmek; cikmak
(zu neuem Leben) dirilmek; (tr.) l. (kaufen) satm almak, mal etm.
(billig) ucuza düsürmek; iyi bir partiyi vurmak; kelepire konmak; als Helfer ~ arka cikmak; ein Schick-salshriefchen /^ niyet cekmek; aus dem Nichts
^ yoktan var olmak
ERSTEIGERN : German Turkish
müzayedede (mezattan) elde etm
ERSTELGEN : German Turkish
üstüne cikmak; tirmanmak 2er m cikan 9ung / cikma
ERSTELLEN : German Turkish
l. yapmak, imal etm.
(bereitstellen) hazirla-mak
(Liste usw.) tanzim etm.; Dieser Bau ist nicht ordentlich erstellt worden. Bu yapmin isi iyi degil
ERSTENS : German Turkish
evvelä; ilk önce: ilk olarak; ilkin, birincileyin
ERSTERBEN : German Turkish
l. yavas yavas ölmek; sönüp gitmek
(das Gefühl verlieren) hassasiyetini kaybetmek; vor Ehrfurcht ^ mst. iron. divan durmak
d a. mus. sönerek, kaybolarak
ERSTERE : German Turkish
m, /, n birincisi. evvelkisi
ERSTERWÄHNT : German Turkish
ilk olarak zikredilen
geboren l. ilk dogan
(Bruder) en büyük;
es KinJ ilk gözagnsi 9geburts.recht n ekber eviät hakki
genannt s.
erwähnt
ERSTICKEN : German Turkish
(tr.) l. bogmak
(Feuer) söndürmek
(Aufstand) tepelemek, tenkil etm.; (intr.) l. bogulmak, ihti-nak etm.
sönmek; ortadan kalkmak; im Keim ~ (tr.) rüseym halinde bogmak; beinahe ^ (vor Husten, Hitze usw.) bunalmak; bogulayazmak; halb erstickt vor sich hinweinen iklamak; dem ° nahe sein tikanmak
ERSTICKEND : German Turkish
oğucu
ERSTICKUNG : German Turkish
f bogulma
ERSTICKUNGSANFALL : German Turkish
m tıkanıklık; nefes kesilme buhranı
ERSTICKUNGSMATT : German Turkish
n Scha. boğmaca matı
ERSTKLASSIG : German Turkish
en älä; fevkaläde; ekstra ekstra; mükemmel, parlak; birinci evsafta; bastan bas; a^ir boy; H birinci nevi; (volkstüml.): klyak;
e Bedienung birinci simf ser-vis;
er Wein tarn sarap;
es Haus häzä ev;
es Spiel spez. Fb. kaliteli mac
lieh ilk olarak; evvelä 9Hng m \\. ilk cocuk (yavru, eser v. s.)
(Obst, Gemüse) turfanda 9Hngs.arbeit / bir müptedinin isi
malig ilk defa olarak •rangig l. birinci simf
(vordringlich) müstacel
ERSTRAHLEN : German Turkish
sulelenmek, alevlenmek ^ lassen fig. nurlandir-mak
ERSTREBEN : German Turkish
si elde etmege calismak; cani cekmek; das erstrebte Ziel gaye, erek, meram
ERSTREBENSWERT : German Turkish
ir şeyi elde etmek için çabaya değer
ERSTRECKEN : German Turkish
sich ~ l. uzanmak, imtidat etm., sürmek
ßg. (auf) bse samil (od. sümullü) olm.; bse ait olm.; bsi kap-samak
ERSTUNKEN : German Turkish
Das ist ^" und erlogen. Bu, basindan büyük bir yalan
ERSTÜRMEN : German Turkish
mil. hücumia zaptetmek
ERSUCHEN : German Turkish
icada bulunmak; Er hat mich darum ersucht. Bunu yapmami benden rica etti. 2 n l. rica, müracaat, taiep, istek
(Gesuch) istida(-name), dilekce; arzuhal; auf ^ l. (bei Aufforderung) taiep vukuunda
(von j-m) b-nin istegi üzerine
ERSÄUFEN : German Turkish
(suda) bogmak
ERTAPPEN : German Turkish
l. yakalamak
(bei e-r Lüge) yalanini tutmak; sich
lassen yakayi ele vermek; auf frischer Tat ^ sucüstü yakalamak
ERTASTEN : German Turkish
parmakla dokunarak bulmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani