Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
ETAPPE : German Turkish

l. (Teilstrecke) merhale, etap
mil. cephe gerisi; menzil
(Phase) devir, safha
n.geblet n mil. menzil mmtikasi
n.lazarett n mil. menzil hastanesi ^n.weise merhale merhale; derece derece; kademe kademe; tedri-cen

ETAPRÄGEN : German Turkish

l. bsde damga, iz birakmak
(j-m et.) a) telkin, ihtar, tembih etm., ehemmiyetle tavsiye etm. b) (auswendig lernen lassen) ezberletmek; beynine sokmak; zihne naksetmek; sich ~ l. iz birakmak
zihne naksol-mak
(et.) hatirma naksetmek; ezberlemek, hifzetmek
sam l. hatirda kalacak surette
(eindrucksvoll) tesirli; kalbe dokunan
(leicht zu merken) zihne kolayhkla naksolan

ETAT : German Turkish

m l. bütce
(Bestand) mevcut
beratung / bütce müzakeresi
Ismus m devletcilik
ist(in /) n,; ^^st^sch devletci, etatist
Jahr n malt sene; bütce yili 9mäßig: ^ angestellt daimt, asaleten, kadrolu;
e Beamte pl. maasli merpurlar
stärke / kadroya göre nizamt mevcut

ETEPETETE : German Turkish

F l. (überempfindlich) ifrat derecede hassas; nazenin
(leicht gekränkt) almgan, küsegen
(überaus wählerisch) ifrat derecede müskülpesent
(prüde) iffetfürus, F: horozdan kacan

ETESLEN : German Turkish

pl. imbat

ETHIK : German Turkish

ahläk (ilmi). ahläkiyat, törebilim, etik, moral; der ^ zuwiderlaufend antimoral 9isch ahläki, törel, moral, etik, manevl

ETHNISCH : German Turkish

etnik ^nograph m etnograf ^nog^aphie/etnogra^, budunbetim, kavmiyet
nographisch etnografik, budun-betimsel, kavm? 2nologe m etnolo^, etnolojist ^nologie/ etnoloji, budunbilim, irklyat
noiogisch etnolojik, bu-dunbilimsel

ETHOLOGIE : German Turkish

etoloJi, irabilim

ETHOS : German Turkish

n ahläk, zihniyet; yasama düsturu

ETIKETT : German Turkish

n etiket, yafta
e / tesrifat, protokol, etiket; gegen die ^ verstoßen tesrifata uymayan bir harekette bulun-mak; F: pot kirmak; ^ie^en etiketlemek; üzerine etiket yapistirmak

ETLICHE : German Turkish

pl. bazi, birkac, müteaddit; ^ zwanzig Mark yirmi mark kadar
mal birkac defa

ETRURIEN : German Turkish

n. pr. bist. Etrüri
sker(in/) m; ^sk^sch Etrüsk

ETUI : German Turkish

n km, mahfaza, kilif, zart, etüi

ETWA : German Turkish

l. (ungefähr) takriben; asa§i yukan; kadar; radde-lerinde; kararlannda; sulannda; yaklasik olarak
(bei Warnung) sakin (ha) l
(in Fragesatz) acaba, hani
(vielleicht gar) yoksa; ^ vor e-m Jahr bir yil kadar evvel; ^ e-e Woche bir hafta kadar;
^ um drei Uhr saat ü

ETWAS : German Turkish

ir sey; biraz; bir parca; ^ mehr az daha; Aus diesem Kind wird ~. Bu cocuk adam olacak. Nein, so
/ Olur sey de^il! Das ist ^ für mich! l. Bu, beni ilgilendiriyor.
Bu, bana bir firsattir.
tste Lokman hekimin ye dedigi seydir. Er hat ^ Professorales an sich. Onda bir parca profesörlük var. in ~ su veya bu suretle; Das ist doch wenigstens ^. Hi

ETYMOLOGE : German Turkish

m etimolog, etimolojist
ie / kökbilgisi, etimo-loji, istikak ^isch etimolojik; istikakt;
e Schreibung istikakt imiä

ETZEL : German Turkish

n. pr. Attila

ETÜDE : German Turkish

mus. etüt

EUBÖA : German Turkish

n. pr. Egriboz adasi

EUCH : German Turkish

size, sizi; (refl.) kendinize, kendinizi

EUCHARISTIE : German Turkish

rel. Evharistiya

EUDIOMETER : German Turkish

n odyometre; mikyasi saffeti hava

EUDÄMONIE : German Turkish

saadeti uzma; üsmut
Ismus m evdemonizm, mutculuk, istisadiye

EUER : German Turkish

sizin

EUGEN : German Turkish

n. pr. öjen
ie n. pr. öjeni
ik / öjenik