Germany
GEWALTTAT : German Turkish
f l. saldinm, taaddi, taarruz, tecavüz; cebrt hareket
(Attentat) suikast
(allg.) zorbalik
GEWALTTÄTIG : German Turkish
zorba, cebbar, mütegallip, penceli, zorlu; eli sopali; alikiran baskesen
GEWALTTÄTIGKEIT : German Turkish
f zorbalik, tagallüp
GEWAND : German Turkish
n elbise, urba, esvap
GEWANDT : German Turkish
l. s. wenden
(flink) cevik, atik
(anpassungsfähig) yumusak; koläy egilip bükülen; supl
(Feder) isiek
(Benehmen) görgülü
(Ausdruck) selis. akici
s. geschickt. Er ist ein
er Schriftsteller. Eli kalem tutar. zu mir ^ bana dönerek ^he^t/^. maharet. beceriklilik, beceri; el cabuklugu; atiklik, ceviklik
suples
görgü
(im Ausdruck) seiäset, selika
GEWEBE : German Turkish
n l. dokuma, nesic, örgü
bot., an. doku, nesic
(Spinn2) örümcek agi
(Lügen^) zincirleme yalanlar
lehre / histoloji, dokubilim; ilmi ensac
Wassersucht / med. ödem(-a)
zerfall m med. histoloz geweckt zihni acik; zeki, zeyrek, akilli, uyanik, acikgöz 9heit/zekä, zeyreklik, uyaniklik Gewehr n tüfek; das ~ laden (entladen) tüfek doldurmak (bosaltmak); Das ^ versagt. Tüfek ate§ almiyor. die –e zusammensetzen tüfek catmak; ^ abl Tüfek cikarl An die
et Tüfek basina! mit
en ausgerüstet tüfekli; Das ~ über! Tüfek äs! "aufläge / tüfek destegi
Teuer n tüfek atesi
granate / tüfek bombasi
kolben m tüfek dipcigi; mit dem ^ bearbeiten dipciklemek
kugel / tüfek kursunu
lauf m tüfek namlusu
pyramide / tüfek catkisi (od. catisi)
rienien m tüfek kayisi
schaff m tüfek kunda^i
schußweite / tüfek menzili
GEWEIH : German Turkish
n geyik boynuzu
tarn m bot. boynuzlu baldm-kara
GEWERBE : German Turkish
n l. (Beruf) mesiek
(Handwerk) sanat, hirfet
(Industrie) sanayi, endüstri; aus et. ein ^ machen bsi kazan
GEWERBLICH : German Turkish
sinat, meslekt; sanata (sinaate) müteallik;
er Betrieb sinai müessese;
es Eigentum sina! mülkiyet
GEWERBSMÄßIG : German Turkish
mesiek?, profesyonel
GEWERKSCHAFT : German Turkish
sendika
ler m; 2Iich sendikaci, sendikal(-ist); sich Qlich organisieren sendikalasmak
s.wesen n sendika-cihk, sendikalizm
GEWICHT : German Turkish
n l. agirhk, siklet, vezin, tarti, dara
fig. ehemmi-yet, önem
(des Brotes usw.) gramaj
(bei P. a.) kilo; ^ legen (auf); ^ beilegen, beimessen (m. Dat.) l. bse ehem-miyet vermek
(betonen) bsi ehemmiyetle kaydetmek; nicht das richtige ^ haben (Lebensmittel) eksik gelmek; das ganze ^ seiner Persönlichkeit in die Waagschale werfen siki basmak; an ^ verlieren l. (Ware) fire vermek
fig. eski ehemmiyetini kaybetmek; ins — fallen ehemmiyeti olm.; nach ^ verkaufen tarti ile satmak
heben n (Sport) haltercilik, güllecilik
heber m halterci, gülleci ^ig l. (be deutend) agir, mühim, önemli
(ernst) ciddi
(ein-flußreich) nüfuz sahibi
igkeit / agirhk, ehemmiyet, ciddtlik
s.analyse / ehem. tartil analiz; tahlili veznt
s. Verlust m agirli^m azalmasi; H fire
s.zoll m malin agirli^ma göre alman gümrük resmi-s.zunahme / agirli-gin artmasi
GEWIEFT : German Turkish
F uyanik, tecrübeli, kurnaz, piskin
GEWIEGT : German Turkish
l. (erfahren) tecrübeli, görgülü
(schlau) zeki, kurnaz; seytan gibi
s. geschickt.; ein
er Bursche sein F isini bilmek; In zwei Jahren ist er ein ganz –er Käufmann geworden, tki sene icinde ticarette adamakilh yirtildi
GEWIEHER : German Turkish
n l. (des Pferdes) kisneme, kisirti
(Gelächter) kahkaha
GEWILLT : German Turkish
: — sein istemek, niyetinde olm
GEWIMMEL : German Turkish
n kaynasma, kalabalik, izdiham
GEWINDE : German Turkish
n l. (Blumen9) celenk, dizi, hevenk, girlant
(Schrauben9) vida disi (od. hatvesi); ein ^ schneiden di§ (od. kilavuz) acmak
bohrer m kilavuz
gang m di§ gidisi; helezon hatvesi
Schneider m pafta
GEWINN : German Turkish
m l. kazanc, kär, randiman, avanta
(Vorteil) fayda, istifade, ticaret
(Spie^) kazanilan para
(Lotterie^) kazanan numara
(reicher) vurgun; ~ abwerfen kazanch (od. parah) olm.; ticaret birakmak; kär getirmek (od. birakmak); ba? bulmak; e-n großen ^ erzielen partiyi vurmak; riesige
e erzielen bire bin kazan-mak; ~ ziehen (aus) bsden faydalanmak, istifade etm.; aus allem ^ schlagen wollen sinegin yagim hesap etm.; sinekten yag cekmek (od. cikarmak); ohne ^ verkaufen mall malina satmak; ohne irgendwelchen ^ kazancsiz; el elde ba$ basta; Gewinn- und Verlustrechnung f kär ve zarar hesabi; e-n ^ machen (bei) sebeplenmek; Wer auf ^ aus ist, muß auch Verluste einkalkulieren. Kär, zarann kardesidir. Spr
GEWINNANTEIL : German Turkish
m l. (Dividende) temettü
kär hissesi
GEWINNAUSSCHÜTTUNG : German Turkish
f temettü tevzii
GEWINNBETEILIGUNG : German Turkish
f kära istirak
GEWINNBRINGEND : German Turkish
l. kärli, kazanch, randimanli, ticaretli; hum. yagii
(vorteilhaft) faydali, istifadeli, yemisli, semereli, verimli, yararli, elverisli, avantajii; misk gibi; Das Unternehmen ist recht ~. Bu iste çok ticaret var
GEWINNEN : German Turkish
(tr.) l. kazanmak; elde etm.
(e-n Vorteil) bir fayda saglamak
(an Bedeutung) önemi artmak
(an Klarheit) daha çok aydinlanmak
(Flugzeug an Höhe) gittikce yükselmek
(j-n für sich) dostluğunu kazanmak
(j-n für et.) bir fikre bağlamak; ikna etm., kandirmak; (intr.) l. kazanmak; düdügü calmak
(sympathischer werden) daha sevimli görünmek; güzellesmek; Er hat in der Lotterie gewonnen. Piyango ona carpti (od. isabet etti). schon für e-e Sache gewonnen cantada keklik; die Jugend für das demokratische Denken ~ gencligi demokrasi fikrine baglamak; Aus Milch gewinnt man Butter. Sütten yag cikar. Zeit ~ vakit kazanmak; Wie gewonnen, so zerronnen. Spr. Haydan gelen huya gider. Spr. (~abuk parlayan cabuk söner. Spr. Yel gibi gelen sei gibi gider. Spr
GEWINNEND : German Turkish
cazip, ahmli, sempatik, bağıcı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani