Germany
HITLERGRUß : German Turkish
m hist. Hitler selämi
Jugend / bist. Hitler genc-lik teskiläti
regime n hist. Hitlercilik, Hitlerizm
HITZE : German Turkish
l. siddetli sicak (od. hararet)
fig. heyecan, gale-yan, taskinlik, hiddet; zur Zeit der größten ^ sicagin catinda (od. furyasmda); drückende ^ bogucu sicak; in der ersten ~ fig. ilk hevesie
ausschlag m med. isilik, isir-gm ^beständ^g hararete mukavim; isiya dayanikli
bläs-chen n bzw. pl. isilik, isirgan, tuzlubalgam, egzama, mayasil
grad m sicaklik (od. isi) derecesi
welle / sicak dalga-si
HITZIG : German Turkish
l. mütehevvir. hadidülmizac, taskm; cani tez; kabina sigmayan; ici dar
(schnell bei der Hand) aceleci, atesli; ates dilli
(heftig) siddetli. sert
(erhitzend) isitici; — werden heyecanlanmak, ateslenmek
HITZKOPF : German Turkish
m öfkeci; ici dar
pocken pl. isilik
schlag m günes carpmasi
HIßTAU : German Turkish
n naut. ahli
HM : German Turkish
! Int. öhöl
HO : German Turkish
l Int. yo!
HOBBY : German Turkish
n heves(-kärlik), amatörlük, merak, hobt
HOBEL : German Turkish
m l. rende, planya
(des Böttchers) ficici keseri •bank / marangoz tezgähl
eisen n tig
maschlne / planya makinesi
messer n l. rende derniri
marangoz bica^i Qn rendelemek, planya etm.
Späne pl. rende talasi
HOCH : German Turkish
l. yüksek
(hochgewachsen) uzun boyiu
fig. äli, ulu. yüce, ulvt
(Ton) ince. tiz
(Zahl) kabank
(Aus-ruf)yasa(-sin,-yiniz)! cok (od. bin) yasa! sa!aferin! bravo I
a.iron. pir oll
(in Zss.) pek, cok; ^ und niedrig büyükler ve kücükler; aksakal karasakal; wenn es ^ kommt; ^ gerechnet cok cok; en cok; olsa olsa; pek pek; hadi bilemedin(-iz); ^ spielen büyük oynamak; sich ^ und heilig verschwören (od.) ^ und teuer versprechen (versichern) büyük yeminler etm.; sart etm.; ^ hinauswollen flg. yükseklerde dolasmak; yüksek emeller beslemek; j-m et. ^ anrechnen l. bse büyük klymet vermek
b-ne minnettar kalmak;/üry-/i zu ^ sein (unerreichbar sein) bs b-nin agzina göre olmamak; paldimi asmak; Das ist mir zu hoch. (Das kann ich nicht verstehen.) Buna aklim ermez. W ie ^ ist die Rechnung? Hesap ne kadar kesiyor? (F). Keine Kosten dürfen uns zu ~ sein. Hie bir masraf bize mübalagah görünmemelidir. vier ^ drei math. mi-käba (od. kübe) yükseltilen dort; drei Stock ^ wohnen ücüncü katta oturmak; Hände ^l Elleri yukari! drei Mann ^ üc kisi (olarak) 2 n l. yasasm nidasi
met. yüksek basmc; ein ^ auf j-n ausbringen bir kimse yasasm diye ba^irmak
HOCH (II) : German Turkish
(höh-): Qes Haus pari. meclisi äli; heyeti äliye; So hat es der
eHerr angeordnet, iron. Emre-derler efendimiz Hazretleri. Emretti patrik efendi. Qe Pforte n.pr. bist. Babläli; Sadaret dairesi;
es Präsidium yüksek reislik; (riyaseti celile); in
em Maße gayet;
eSee acik (od. engin) deniz;
es Alter ihtiyarlik;
e Strafe agir (od. siddetli) ceza; der
e Adel yüksek aristokrasi;
e Ehre büyük seref; in
er Fahrt tarn süratle; e-e
e Meinung von j-m haben b-ne cok hürmet etm. (höher): ^ gehen (bei Versteigerung) üstüne varmak; Wir müssen die Mauer noch et. ^ machen! Duvan biraz daha kaldirmalil Er steht ^ als ich. 0, benden yukandir. Frauen erreichen (durchschnittlich) ein
es Alter als Männer. Kadmiar, erkeklerden daha uzun ömürlü olurlar.
er Beamter rükün; devlet rüknü;
er Offizier yüksek rütbeli subay; auf-en Befehl mil. emri äli üzerine; die
en Breitengrade pl. yukari enlemler;
e Gewalt mücbir sebep(-ler); forsmajör; Was sollte ich schon tun? Es war eben
e Gewalt. Zor oyunu bozar. Spr., in den
en Kreisen yüksek mahfillerde; um e-e noch
e Niederlage zu vermeiden (Sport) daha acik farki önlemek icin; Herr Müller, der für e-n
en Posten genügend Vorbildung besäße,..
Tahsiliitibariyledahamafevk isler görmesi mümkün olan Bay Müller...;
e Schule ortaokul ve lise;
es Schulwesen orta ögretim;
e Mathematik yüksek matematik
HOCHACHTBAR : German Turkish
cok sayani takdir; cok muteber; itibar sahibi; kerametli
HOCHACHTEN : German Turkish
-ne çok hürmet etm.; sırtta tasimak; çok itibar etm
HOCHACHTUNG : German Turkish
f hürmet, saygi, ihtiram; seiner ~ Ausdruck verleihen tazim etm., büyüklemek, ibcal etm.. ululamak; Genehmigen Sie den Ausdruck meiner vorzüglichsten ~ (Briefschluß) en derin saygilarımm lütten kabul buyrulmasim dilerim; alle ~f Oözünü seveyim! mit ~ von j-m (et.) sprechen b-den. bsden takdirle bahs-etmek
HOCHACHTUNGSVOLL : German Turkish
(Briefschluß) derin saygilarımı sunarım; (en) derin saygilarla
HOCHADEL : German Turkish
m yüksek aristokrasi
HOCHALTAR : German Turkish
m kilise maidelerinin en büyüğü
HOCHAMT : German Turkish
n (katoliklerde) kuddas
HOCHANGESEHEN : German Turkish
itibar sahibi
HOCHANSTÄNDIG : German Turkish
seciye sahibi; temiz kalpli; centilmen;
es Verhalten asillik (od. asilane) bir hareket;
er Mensch efendi adam;
HOCHAUFGESCHOSSEN : German Turkish
uzun (od. kavak) boylu; bacakli
HOCHBAHN : German Turkish
f l. metro-politenin zeminüstü kisimları
havai hat; varagele
HOCHBALL : German Turkish
m (Tennis) lob; e-n ~ schlagen lob yapmak
HOCHBAU : German Turkish
m yüksek yapi
HOCHBEDEUTSAM : German Turkish
çok önemli
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani