Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
SAMUM : German Turkish

m samyeli, semum

SAN MARINO : German Turkish

n.pr. Sen Maren

SAN STEFANO : German Turkish

n.pr. (bei istanbul) Ayastefanos (heute: Yeşilköy)

SANATORIUM : German Turkish

n sanatoryum, prevantoryum; şifa yurdu; tedavihane, nekahethane

SAND : German Turkish

m kum; ~ streuen kum dökmek (od. döşemek); j-m ^ in die Augen streuen fiğ. b-ni aldatmak; göz boyamak; wie
^ am Meer denizde kum; Das gibt es ja wie ~ am Meer. ßu, bulunmaz hintkumaşı değil yal auf ~ bauen fiğ. esası sağlam olmayan bir işe girişmek; im ~ verlaufen fiğ. l. (verschwinden) kaybolmak; hum.: kayıplara karış-mak
(erfolglos enden) heba olm., neticesiz kalmak
aal m
büyük (bzw. küçük) kum yılanbalığı

SANDALE : German Turkish

sandal
ette / sandalet

SANDARAKZYPRESSE : German Turkish

ot. sinderus (od. sandalos) ağacı

SANDBAD : German Turkish

n l. rned. kum banyosu
s. Marienbad.
bahn/ (Rennsport) kumlu pist
bank / kum bankı; kumluk, kumsal, kayır, sığlık; (an e-r Flußmündung) a. bar; auf e-e ^ auflaufen (Schiff) kuma oturmak
boden m kumlu toprak
dorn m bot. yabani iğde ağacı
düne / eksibe, kumul

SANDELBAUM : German Turkish

m bot. sandal ağacı
holz n sandal

SANDFARBEN : German Turkish

;
iğ krem, bej

SANDFLIEGE : German Turkish

tatarcık
floh m zo. Amerika piresi
form f kum kalıbı
gamele / zo. karides
grube / kum ocağı
grfiber pl. zo. toprakkazangiller
haufen m kum yığını •hügel m kum tepesi 9ig kum gibi; kumlu, kumsal •kasten m kum sandığı
kom n kum tanesi
laufkafer m
uyuzsineği
mannchen n Ki. Hamzabey
papier n zımpara kağıdı
pflanzen pl. bot. kumcul bitkiler
sack m l. kum torbası
(ßoxen) pönçing-bag
schlange / zo. kum yılanı; bozyürük
stein m l. min. kumtaşı, gre
(zum Scheuern) raspa (od. Malta) taşı
strahl.geblase n kum püskürme aleti
stumi m kum fırtınası
strand m kumsal, plaj
uhr / kum saati

SANDWICH : German Turkish

m, n sandviç
mann m (Plakattrager) sandviç adam

SANDWURM : German Turkish

m zo. arenikola
wüste/kum çölü; badiye

SANFT : German Turkish

l. yumuşak, mülayim, halim
(wenig ansteigend) az yokuşlu
(glatt) pürüzsüz, düz
(nachsichtig) müsamahakar
(nachgiebig) uysal
(gelinde) hafif, mutedil
(lieblich) hoş, latif, şirin
(Wind) tatlı
(ruhig) sakin, durgun; Ruhe ^f Nur içinde yat l Toprağın nur olsun! (tür Nichtmohammedaner a.) Dinince dinleni ^ und selig schlafen mışıl mışıl uyumak; mit
er Gewalt nezaketli bir zorlayışla;
es ßiau tatlı bir mavi

SANFTE : German Turkish

tahtırevan, mahfe, sedye, teskere
n.trager m se-dyeci, teskereci

SANFTMUT : German Turkish

uysallık, müsamahakarlık, yavaşlık 9müt)g uysal; yumuşak huylu; kuzu gibi akıllı uslu; halim selim; ağızsız; basma vur iokmasını al; allahlık

SANG : German Turkish

m şarkı söyleme; taganni; mit — und Klang davul zurna ile; sang- und klanglos l. (unfeierlich) merasimsiz
(unbemerkt) kimseye duyurmadan; sessiz sadasız
(ruhmios) şansız şöhretsiz

SANGER : German Turkish

m muganni, şantör, kantocu, şarkıcı, sesçi; (orient.) okuyucu, hanende
in / kadın muganni; muganniye, şantöz, kantocu, şarkıcı, sesçi, kantatris

SANGULNIKER : German Turkish

m; 2isch demevi mizaçlı; kanısıcak, kanlı

SANIEREN : German Turkish

l. (Gebiet) bir hastalıktan bilhassa sıtmadan kurtarmak
H (Unternehmen) tensik ve ıslahla sağlam bir kazığa bağlamak; reorganize etm

SANIKEL : German Turkish

bot. devekulağı, sanikula

SANITÄR : German Turkish

sıhhi, hijiyenik;
e Einrichtungen pl. sıhhi tesisler

SANITÄT : German Turkish

l. sıhhat, sağlık, afiyet
(KrankenpfIege) hasta-bakıcılık
(schweiz.) a) s.
s.^esen b) s.
s.personal
(öst.) s. Gesundheitsamt
er m mil. sıhhiye eri

SANITÄTSAUTO : German Turkish

n ambulans (otomobili)
behörde / sıhhiye (dairesi, heyeti, makamı)
dienst m ambulans; sıhhiye servisi
koionne / sıhhiye kolu
kompanle / mil. sıhhiye bölüğü
personal n sıhhiyeciler
rat m (Titel) sıhhiye müşaviri
station / bakımevi, dispanser
wache / sıhhi imdat postası
wagen m sıhhiye arabası; cankurtaran otomobili
wesen n sıhhiye (od. sağlık) işleri

SANKA : German Turkish

m mil. s. Sanitatsauto