Germany
SALUT : German Turkish
m selam(-lama): — schlelSen top atarak selamlamak ^^e^en mil. b-ne selam vermek; b-ne selamlamak; resmi tazim yapmak; V: pat çakmak
SALVARSAN : German Turkish
n pharm. salvarsan
SALVE : German Turkish
(II) / yaylım, salvo
en.geschütz n yaylım topu ^^e^en• sich ^ l. kurtulmak
(sich entlasten) tebriyei zimmet etm
SALVVELDE : German Turkish
bot. keçi söğüt ağacı
SAMANN : German Turkish
m eki(m)ci. ekinci
SAMARITER : German Turkish
m l. a. fiğ. Samariten
gönüllü hastabakıcı
SAMARIUM : German Turkish
n ehem. samaryum
SAMARKAND : German Turkish
n.pr. Semerkant
SAMASCHLNE : German Turkish
mibzer; tohum ekme makinesi
SAMBA : German Turkish
m. / (Tanz) samba
SAME : German Turkish
m s. Samen
SAMEN : German Turkish
m l. bot. tohum
(Sperma) meni, sperma; insan tohumu; (nutfe); bel suyu
beet n agr. yastık
behalter m bot. mahfaza, kapsül
erguß m biol. difk; indifak; boşalma nutfeyi dışarı atma; ihtilam; düş azma
tlüssigkeit / s. Samen (2).
handler m tohumcu
kapsel f bot. koza; (bei ßaumwolle) şif
kom n tohum tanesi
leiter m an. sperma kanalı
veredelung / tohum ıslahı; ıslahı büzur
SAMEREIEN : German Turkish
pl. tohumlar
SAMIG : German Turkish
(Teig, Suppe) özlü
SAMISCHLEDER : German Turkish
ıı güderi
SAMLING : German Turkish
m agr. fide
SAMMELBECKEN : German Turkish
n l. rezervuar
geogr. boşaltma (od. tefcir) havzası
begriff m s. Kollektivum.
büchse / iane kutusu
gut n birden sevk olunacak mütenevvi eşya (od. emtia)
ladung / toplu irsalat
lager n toplama (od. tahaşşüt) kampı
mappe / dosya kabı; klasör °n l. toplamak; bir araya getirmek; cemetmek, derlemek, devşirmek, biriktirmek
mil. a. tahşit etm.. temerküz ettirmek
techn. (speichern) akümüle etm.
(ßriefmarken usw.) koleksiyon yapmak; sich ^ toplanmak (a. fiğ.); mil. a. tahaşşüt (tecemmu, temerküz) etm.; gesammelt:
e Werke (e-s Autors) külliyat
name m s. Kollektivum.
nummer/ (Telephon) kolektif numara
platz;
punkt m mecma; toplanma (od. tecemmu) yeri; yığınak
schrift / derleme dergisi
stelle / l. toplama merkezi; birikme yeri
s. platz.
surium n derinti; karmakarışıkla; parça bohçası
tMtigkelt / toplama faaliyeti
transport m müşterek nakliyat Sammler m l. (ßriefmarken2 usw.) koleksiyoncu, kolek-siyoner
techn. akümülatör, kolektör, camia, toplaç-ung/ l. (Sammeln) toplama, koleksiyonculuk
(ßrief-marken2 usw.) koleksiyon
(Spenden9) iane toplanması
(Aufmerksamkeit) dikkat, konsantrasyon
(innere) cemiyeti hatır
(Museum) müze
(Teller2) parsa
SAMOS : German Turkish
n.pr. Sisam (adaşı bzw. şehri)
SAMOTHRAKE : German Turkish
n.pr. Semadirek adaşı
SAMOWAR : German Turkish
m semaver
SAMSTAG : German Turkish
m cumartesi günü
SAMT : German Turkish
m kadife, velur; (imitierter) kadifemsi bir kumaş; in ~ und Seide gehen çok şık giyinmek 2ahnHch; °artig kadife gibi; kadifemsi, yumuşacık
band n kadife şerit
blume / kadife çiçeği
krabbe / zo. çalpara
SAMTLICH : German Turkish
ütün, tekmil, hepsi, mecmu, bilumum, bilcümle; istisnasız herkes; hep birlikte
SAMTNELKE : German Turkish
s. ßartnelke. 2weich kadife gibi; yumuşacık
SAMUEL : German Turkish
n.pr. (ßibel) Şamuil
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani