Germany
S-ßAHN : German Turkish
s. Stadtbahn: Schnelibahn Scala / n.pr. Milano opera binası Scandium n ehem. skandiyum seni int. l. (Scheuchruf) hoşti hışti
(Ruhel) sti Schabbes m (jüd.) s. Sabbat
SA : German Turkish
ist. Nazi teskilätinda hücum kitasi
SAAL : German Turkish
m büyük salon
SAAR : German Turkish
n. pr. Sar nehri
gebiet n Sar havzasi
länder(in /) m;
ländisch Sarh
SAAT : German Turkish
l. (Säen) tohum ekme
(Same) tohum
(aufkeimende Pflanzen) ekin
beet n fidelik
feld n ekilmis taria
gans/zo. ekin kazi
gut n tohumluk tahil
kartof-fel pl. ekimlik patates
krähe / zo. ekin kargasi; alaca (od. gök) karga
SABA : German Turkish
n.pr. (Südarabien) Seoa
äer(in/) m: ^äisch Sebali
SABBAT : German Turkish
m l. rel. yevmüssept
s. Hexen-
SABBERLÄTZCHEN : German Turkish
n (für Kinder) mama bezi Qn F l. salyasi akmak
fig. zirvalamak
SABINER : German Turkish
(in /) m Sabinli; Raub der Sabinerinnen hist^Th. Sabinli kadinlann kacirilmasi
SABOTAGE : German Turkish
baltalama, sabotaj; ^ treiben sabotaj yapmak
akt m sabotaj hareketi
SABOTEUR : German Turkish
n sabotajci,sabotör21erenbaltalamak,sabote etm
SACCHARIN : German Turkish
n ehem. sakarin
ose/ kamış şekeri; sakaroz !
SACHBEARBEITER : German Turkish
m daire şubesi şefi
beschadigung / mal tahribatı 2dienHch işe yarar; maksada uygun; münasip, pratik
SACHE : German Turkish
l. şey
(Gegenstand, Gegenstande) eşya
(An-gelegenheit) iş, mesele, husus, maslahat; V: ifade
(ümstand) hal, keyfiyet, vaziyet, durum
(ßegebenheit) hadise, vaka, olay
jur. ihtilaf, dava
(Thema) sadet, mevzu, konu; Die ^ ist die, dap
.. Mesele şudur ki...; şu var ki... Das ist e-e ^ für sich. O, ayrı bir mesele. seine ^ gut (schlecht) machen yüzakiyle iş yap(ma)mak; Die ^ kommt vor Gericht. iş mahkemeye düşüyor. So ist die ^ ja nün nichtf Maslahat öyle değil yal Döş ist nicht deine ~/ ßu senin işin (od. harcın) değil! Das ist nicht jedermanns ~. Her yiğidin karı değil, seine ^ verstehen işten anlamak; Das ist die ~ der Stadtverwaltung. ßu işe belediye karışır, der ^ des Friedens dienen sulh davasına hizmet etm.; bei der ^ bleiben sadetten ayrılmamak; nicht bei der ~ sem kafası yerinde olmamak; F: dalga geçmek; V: tonel geçmek; Zur ^l parl. Mevzua gelelimi Konu dışına çıkmayalım! zur ^ gehörig mevzu ile ilgili; Döş gehört nicht zur ^. (grob): Lafola beri gele! Das tut nichts zur ^. ßunun ehemmiyeti yok. zur ^ kommen sadede gelmek
n pl. l. eşya
(Kleider) elbiseler
(Mö-bel) eşya, möble, mobilya
pej. pılıpırtı
SACHEINLAGEN : German Turkish
pLH ayni apor
SACHELCHEN : German Turkish
n l. küçük şey
biblo; cicibici şey
SACHGEMAß : German Turkish
hakikate uygun; münasip, yerinde; sadet dahili 2haftung / ayni mesuliyet 9katalog m mevzulara göre tanzim edilen katalog ^kenne^(in /) m mütehassıs, eksper, ehlivukuf, ehlihibre, uzman, konesör 9kenntnis/ ihtisas, eksperlik, uzbilim, vakıf lık
kundig s. °kenner. Q\\age f keyfiyeti hal; hal ve keyfiyet; iş durumu; die ^ naher prüfen durumu incelemek; bei dieser ~ hal ve keyfiyet bu merkezde iken 91eistung / ayni (od. maddi) eda
Hch l. (dinglich) gayri zati, ayni
(objektiv) afaki, objektif, şeyi, nesnel
(wirklich) gerçek, şeni, hakiki
(neutral) tarafsız
(zvveckmaßig) maksada uygun; ameli, pratik
pej. kuru;
e Zustandigkeit jur. vazife
SACHILCH : German Turkish
gr. lazım
SACHMFINGEL : German Turkish
pl.jur. ayıp
register n (mevzulara göre tanzim edilen) fihrist; mündericat, içindekiler
schaden m maddi hasar
SACHSE : German Turkish
m Sakson(-yalı)
n n.pr. Saksonya
SACHSIN : German Turkish
; 9isch Saksonyalı; die Süchsische Schweiz n.pr. Saksonya tsviçresi
SACHSPENDEN : German Turkish
pl. ayni yardım
SACHT : German Turkish
(-e) l. (sanft) yumuşak, halim, mülayim, hafif
(langsam) yavaş
(leise) sessiz sadasız
(vorsichtig) ihtiyatlı
(allmahlich) yavaş yavaş; gittikçe; Irnmer ^f Yavaş yavaş!
SACHVERHALT : German Turkish
m hal ve keyfiyet; vukuu
hal; mavaka; der mrkliche ~ bşin aslı astarı, içyüzü, içi; hakikati hal; Der ^ ist wesentlich anders. Kazın ayağı öyle değil! Den eigentlichen ^ haben wir nicht ergründen können. işin doğrusunu anlayamadık,
versicherung / mal sigortası
SACHVERSTANDIGE : German Turkish
m s. Sachkenner.
n.gutachten n ekspertiz
n.kommission / l. fen heyeti
jüri (heyeti)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani