Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
SCHEINHEILIGKEIT : German Turkish

f mürailik, riya(-karlık), ikiyüzlülük

SCHEINMANÖVER : German Turkish

n l. mil. şaşırtma manevrası
rol, gösteriş

SCHEINTOD : German Turkish

m zahiri ölüm; med. letarji ~tot sureta ölmüş; letarjik; — sein b-ni kan tutmak

SCHEINWELT : German Turkish

f hayalat

SCHEINWERFER : German Turkish

m l. otomobil feneri; far, projektör, ışıldak
(Kino2) difüzör

SCHEINWERFERLICHT : German Turkish

n Th. sahne projektörleri

SCHEIT : German Turkish

n yarılmış odun

SCHEITEL : German Turkish

m l. tepe
math. mebde; başlangıç noktası
s.
punkt.
(Haar2) saçı ayırma çizgisi
math. (e-s Win-kels) açının tepesi; zaviyenin resi; vom ^ bis zur Sohle tepeden tırnağa kadar
bein n an. yan kemiği; azmi cidari
höhe / (e-r Gescho&bahn) mermi yolu tepe yüksekliği Qn (Haar) ikiye ayırmak; gescheitelt ayrık
punkt m l. tepe, reis
astr. semtürreis, zenit, başucu
fiğ. zirve, evcibala; mertebei kusva; doruk; yükselim nok-1 tası; en yüksek nokta
winkel m math. tersaçı; resen
mukabil zaviye l

SCHEITERHAUFEN : German Turkish

m l. odun yığını
(Kochkunst) bir nevi meyveli ekmek tatlısı

SCHEITERN : German Turkish

l. (Schiff) karaya oturmak; bir kayaya bindirmek
fiğ. akamete uğramak; boşa çıkmak; muvaffakıyet-sizlikle neticelenmek; Der Versuch ist gescheitert. Girişilen teşebbüs çıkar iş değildi, an e-r lacherlichen Kleinigkeit ^ bir bardak suda boğulmak; denizden geçip çayda boğulmak

SCHEIßDRECK : German Turkish

m V bok, kazurat, necaset; wer sich um jeden ~ kümmert V bokyedibaşı; e-s
s wegen V bok yoluna

SCHEIßE : German Turkish

f V s. Scheißdreck. große ~ V bokluk

SCHEIßEN : German Turkish

V dışkılamak, yestehlemek; V: sıçmak

SCHEIßFREUNDLICH : German Turkish

V gülerken ısırır

SCHEIßKERL : German Turkish

m V boktan herif

SCHEIßVORNEHM : German Turkish

V son derecede şık (giyinmiş)

SCHELBE : German Turkish

l. yuvarlak levha; disk, kurs, plak, teker, çörek, ağırşak, ayna
(ßrot2) dilim
(Glas^) cam spez. pencere camı
(Schieß2) hedef levhası; nişangah
(Töp-fer9) çömlekçi çarkı
(Honig^) bal gümeci
(Riemen2) kasnak
(e-s Flaschenzugs) makara dili;
n einsetzen pencere takmak; Er kann sich e-e ^ davon abschneiden! fiğ. F Ondan örnek alabilse, fena olmaz i in
n schneiden dilimlemek
n.bTemseftechn. kasnaklı fren
n.flnger m
yassı parmaklı geko; körküçüren
n.gardine / pencere perdesi; brizbiz
n.hantel / halter, gülle; die ^ stemmen gülle kaldırmak
n.honig m l. gümeç balı
euph. für ScheifSe.
n.kleister m l. (Fensterkitt) camcı macunu
F yapışkan, ağdalı, az değerli bir şey
euph. für Scheipe
n.kuppiung / techn. levha kavramı
n.quallen p(. zo. gerçek medüzler
n.schleßen n nişana atma; hedef lev-hasına atış
n.wischer m (am Auto) cam silecek; silgiç

SCHELDE : German Turkish

n.pr. Esko nehri

SCHELF : German Turkish

m, n geogr. şelf

SCHELLACK : German Turkish

m gomalaka, domalika, şetak, laka; Çin verniği

SCHELLADLER : German Turkish

m zo. büyük bağırgan kartal

SCHELLE : German Turkish

l. zil, çıngırak
(Glocke) (küçük) çan
(Hand-fessel) kelepçe
(Maul2) sille, tokat, şamar
techn. kelepçe, bilezik, köprü
(a.
n n) Ka. s. Karo. Qn çıngırdamak; Es schelit. Zil çalıyor, an der Tür ^ kapıyı çalmak; nach dem Diener ^ zil çalarak uşağı çağırmak
n.baum m mil. felek, kapelkinoz
n.blume / bot. çançi-çeği
n.gelMut n çıngırak sesleri
n.haisband n çıngıraklı tasma
n.kappe / çıngıraklı külah
n.trommel/pullu tef; daire

SCHELLFISCH : German Turkish

m zo. mezgit (od. bakalaryo) balığı; barlam (od. morina) balığı
hammer m varyos
kraut n bot. kırlangıç otu; hilaliye

SCHELM : German Turkish

m şakacı, nükteci, latifeci; hum. a. külhanı; şeytan Çekici; kerata; (tür Madchen a.) haspa; armer ^ biçare, zavallı; kieiner ~ şeytan çekici; yaramaz çocuk
en.ro-ıtian m Ut. serseri romanı
erci / (bei Madchen) şuhluk °Isch muzip, şakacı; (Madchen) şuh

SCHELTE : German Turkish

tekdir, azar, tevbih; ^ bekommen zılgıt yemek; azar işitmek ^n b-ni azarlamak, paylamak, tekdir ctm., ayıplamak; l>-ne zılgıt vermek