Germany
SCHLÄFE : German Turkish
şakak
SCHLÄFENBEIN : German Turkish
n an. şakak kemiği
SCHLÄFER : German Turkish
(in)m uyuyan; uykuda olan; uykulu °n: Es ^chiafert mich. Uykum geldi
SCHLÄFRIG : German Turkish
l. uyku basmış; uyku gözünden akan; uykusu olan (od. gelmiş)
(energielos) donuk; ^ werden uykusu basma vurmak
SCHLÄGEL : German Turkish
m (des ßergmanns) çekiç; s. a. Schiegel
SCHLÄGER : German Turkish
m l. (Raufbold) kavgacı, dövüşken
(bei ßase-bali usw.) vurucu
(Fechter) eskrimci
(Go\\i°, Kricket2 usw.) sopa, değnek (bei Polo o.) savlecan
(Fechtwaffe) meç P. (Tennis^) raket
el/dövüşme, dalaşma; kafa göz yarma; çarpışma; in e-e blutige ^ venvickelt werden kanlı bıçaklı olm
SCHLÄNGELN : German Turkish
: sich ^ l. (Fluß) yılankavi akmak; kıvrılmak
(sich winden) sarılmak, dolanmak
SCHLÄUE : German Turkish
s. Schlauheit
SCHLÖßCHEN : German Turkish
n kasır, köşk
SCHLÜCKCHEN : German Turkish
n yudumcuk; in ~ trinken nefes nefes (od. yudum yudum) içmek; yudumlamak
SCHLÜPFEN : German Turkish
l. (in et.) usulca içeri girmek
(aus et.) bşden sıyrılıp çıkmak
(durch et.) maharetle bşden geçmek; tereyağdan kıl çeker gibi sıyrılmak; Er schlüpfte schnelt in den Mantel. Hemen paltosunu giyiverdi. °er m l. (Mantel) ragian pardesü
(VVaschestück) külot, kaşseks
SCHLÜPFERIG : German Turkish
l. kaypak, kaygan
(unmoralisch) ahlaksız; edebe uymayan; açık saçık; şehevi, müstehcen
SCHLÜRFEN : German Turkish
höpürdeterek içmek; sömürmek
SCHLÜSSEL : German Turkish
mi. (a. muş. und fiğ.) anahtar
(Chiffrier9) şifre anahtarı (od. kılavuzu)
mil. s.
stellung.
(Vertei-lungs0) kota; taksim tarzı
(zu ei.)fig. can alacak nokta; sebep
bart m anahtar dişi
bein n an. köprücük kemiği; azmi terkova
biumefboi. çuhaçiçeği; (blaugelbe) ilkbahar çiçeği
bund m anahtar destesi
gewalt/;ur. karının birliği temsil salahiyeti
industrie / ana sanayi
loch n anahtar ağızlığı
ring m anahtar halkası
roman m \\ hakikaten mevcut olan ve fakat başka adlarla zikredilen eshaslı roman
stellung / mil. kilit mevzii; hakim mevzi; anahtar
SCHMACH : German Turkish
l. alçaklık, denaet, rezalet, zillet, yüzkarası
(ßeleidigung) hakaret, tahkir
SCHMACHTEN : German Turkish
l. açlıktan sararıp solmak; zayıf düşmek; erimek
(nach et.) bşin hasretin! çekmek; bşe susamak
end aygın baygın;
er ßlick süzgün bakış; gamze;
e ßlicke zuwerfen baygınlaşmak; göz süzmek °fetzen m pej. santimantal piyes (film, kitap v.s.) •chmachtig ince, narin, cılız, çelimsiz, zayıf, vücutsuz, nahif; ince kesim; ~, aber gesund und kraftig tığ gibi;
er Körperbau nahif! ik;
es Mannchen ufak tefek bir adam
SCHMACHTLOCKE : German Turkish
zülüf, kakül
riemen m bel kemeri; kemer kayışı
SCHMACHVOLL : German Turkish
l. alçak, rezil, deni, zelil
(entehrend) muhilli haysiyet; namusunu lekeleyen; utan(dır)acak
(demütigend) kibrini kıran; burnunu yere sürten
SCHMACKHAFT : German Turkish
leziz, lezzetli; tadı tuzu yerinde; ^ machen çeşnilemek
SCHMAHEN : German Turkish
l. küfretmek; hakaret (tahkir, terzil, tan) etm.
(schlechtmachen) rezil etm., kötülemek, yermek, iftira etm. °gedicht n taşlama, hicviye
Hch ayıplı, alçakça, rezilane, karayüzlü, utanacak 2rede / tahkiramiz sözler; sövüp sayma °rufe pl. yuha sesleri; ~ ausstopen (gegen) b-ni yuhalamak; yuhaya tutmak 2schrift f hiciv(-name), hicviye, yergi, yergelik °sucht/iftira düşkünlüğü; tahkir hırsı
süchtig müfteri, dedikoducu ^ung / tahkir, hakaret, sebbüşetim; j-s
en ausgesetzt sein b-nin diline düşmek; b-nin dilinden kurtulamamak; ^ Verstorbener jur. ölülere hakaret ve sövme;
en ausstopen (gegen) b-ne küfürler savurmak
SCHMAL : German Turkish
l. ensiz, dar, ince; (örtlichkeit) avuç içi kadar
(mager) zayıf, çelimsiz, cılız; etsiz cansız
(knapp) az, kıt, daradar;
e Kost gıda kıtlığı; mit
em Einkommen dar gelirli; ~ geworden (Gesicht) süzgün; ^ werden (durch Krankheit) süzülmek;
e Taille ince bel
SCHMALERN : German Turkish
(verringern) küçültmek, azaltmak, indirmek; kıymetinden düşürmek; /-s Verdienste ^ altın adım bakır etm
SCHMALFILM : German Turkish
m sekiz veya onaltı milimlik film; dar film
hans m: ßei ihnen ist ~ Küchenmeister. fiğ. Kıt kanaat geçinirler. °hüftig ince belli
nasen pl. zo. darburunlu maymunlar
reh n dişi karaca (ilk kızgınlıktan önce)
spur-bahn / dar hatlı demiryolu
SCHMALT : German Turkish
m emay, sır, mine
SCHMALZ : German Turkish
n l. eritilmiş (od. sızdırılmış) yağ spez. domuz veya kaz yağı
fiğ. tiksindirici santimantalite
fiğ. F kuvvet; ohne Saiz und ~ tatsız tuzsuz; yavan ^en (Speise) yağ katmak 2ig l. yağlı
fiğ. tiksindirici surette santimantal
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani