Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MEYVE : Turkish Turkish

ürün, sonuç, kâr

MEYVEBİLİM : Turkish Turkish

yenebilen meyveleri ve bunların ağaçlarını konu edinen bitkibilim dalı

MEYVECİ : Turkish Turkish

meyve yetiştiren ya da satan kimse

MEYVECİL : Turkish Turkish

meyveyle beslenen (hayvan)

MEYVECİLİK : Turkish Turkish

meyve yetiştirme işi

MEYVECİLİK : Turkish Turkish

meyve alıp satma işi

MEYVEDIŞI, -NI : Turkish Turkish

meyvelerin derisi

MEYVEHOŞ : Turkish Turkish

kuruyemiş

MEYVEHOŞ : Turkish Turkish

yemiş çarşısı

MEYVEİÇİ, -Nİ : Turkish Turkish

meyvelerde, tohumların bulunduğu iç bölüm

MEYVELİ : Turkish Turkish

meyvesi olan, meyve veren

MEYVELİ : Turkish Turkish

meyve ile yapılmış, içinde meyve bulunan

MEYVELİ : Turkish Turkish

yaratıcısı olan, olumlu bir şey ortaya koyabilen, yapıcı

MEYVELİ : Turkish Turkish

meyvesi olan, meyve veren

MEYVELİ : Turkish Turkish

meyve ile yapılmış, içinde meyve bulunan

MEYVELİ : Turkish Turkish

yaratıcısı olan, olumlu bir şey ortaya koyabilen, yapıcı

MEYVELİ AĞACI TAŞLARLAR : Turkish Turkish

çoğu kez bilgili, hünerli kimselere sataşırlar

MEYVELİK : Turkish Turkish

meyve ağacı dikili, belirli büyüklükte yer

MEYVELİK : Turkish Turkish

meyve konulan kap

MEYVEORTASI, -NI : Turkish Turkish

yemişlerin meyvedışıyla meyveiçi arasında bulunan sulu ve etli bölümü

MEYVESİNEĞİ : Turkish Turkish

portakal, kayısı, incir vb.nin meyvelerine dadanan sinek

MEYVESİNEĞİGİLLER : Turkish Turkish

öcekler sınıfının zeytin, kiraz, incir, vb.nin meyvelerinde önemli zararlara neden olan sinekler takımı

MEYVESİZ : Turkish Turkish

meyvesi olmayan, meyve vermeyen: meyvesiz dut ağacının gölgesinde soluklandık

MEYVESİZLİK : Turkish Turkish

meyvesiz olma durumu

MEYVEYAPRAK : Turkish Turkish

çiçeğin, döllenmeden sonra yemişi oluşturan yaprağı