Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MEYYAL, -Lİ : Turkish Turkish

eğilimli, eğimli

MEZALİM : Turkish Turkish

kıyınlar, haksızlıklar, zulümler

MEZAMİR : Turkish Turkish

düdükler

MEZAMİR : Turkish Turkish

makamla okunan zebur sureleri

MEZAR : Turkish Turkish

sin, gömüt. °kabir, °makber

MEZAR KAÇKINI : Turkish Turkish

çok zayıflamış kimse

MEZARCI : Turkish Turkish

gömüt kazan ve gömütlüğe bakan kimse

MEZARCILIK : Turkish Turkish

gömüt kazma ve gömütlüğe bakma işi

MEZARDAN : Turkish Turkish

çıkarmak bir kimseyi ölümden kurtarmak

MEZARLIK : Turkish Turkish

mezarların bulunduğu yer, sinlik, gömütlük, °kabristan

MEZAT : Turkish Turkish

artırma ile satış

MEZAT MALI : Turkish Turkish

ayağı ve ucuz mal

MEZATA ÇIKARMAK : Turkish Turkish

açık artırma yoluyla bir malı satışa çıkarmak

MEZBAHA : Turkish Turkish

kesimevi, °kanara, °salhane

MEZBELE : Turkish Turkish

çöplük

MEZBELE : Turkish Turkish

aşağılık ve kötü durum

MEZBELELİK : Turkish Turkish

çöplük, °mezbele

MEZCETMEK : Turkish Turkish

irbirine katmak, katıştırmak

MEZDEĞİ : Turkish Turkish

kozalaklarından sakız çıkarılan ladin ağacı

MEZE : Turkish Turkish

ıçki içilirken yenilen yiyecek

MEZE : Turkish Turkish

eğlence, alay

MEZECİ : Turkish Turkish

meze satan kimse

MEZECİ : Turkish Turkish

lokantalarda meze ve soğuk yemeklerden sorumlu görevli

MEZECİLİK : Turkish Turkish

meze yapıp satma işi

MEZELİK : Turkish Turkish

meze yapılmaya elverişli, meze olarak kullanılan