Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MEZELİK : Turkish Turkish

meze olarak yenilen şey

MEZELLET, -Tİ : Turkish Turkish

alçalma,bayağılaşma

MEZESİZ : Turkish Turkish

meze yemeden içilen (içki)

MEZESİZ : Turkish Turkish

meze yemeyerek

MEZGİT : Turkish Turkish

mezgitgillerden, avrupa ve türkiye denizlerinde yaşayan, uzun vücutlu, büyük ağızlı, eti lezzetli bir balık, tavukbalığı (gadus merlangus)

MEZGİTGİLLER : Turkish Turkish

alıklar sınıfının, kemikli balıklar takımına giren, genellikle tatlı sularda yaşayan bir familya

MEZHEP : Turkish Turkish

ir dinin görüş ve anlayış ayrılıkları nedeniyle ortaya çıkan kollarından her biri

MEZHEP : Turkish Turkish

öğreti

MEZHEP : Turkish Turkish

anlayış, görüş: benim mezhebimde kız, erkek diye çoçuklar ayrılmaz

MEZHEPÇİ : Turkish Turkish

elli bir mezhebe bağlı olmakla yetinmeyerek mezhep ayırımı güden

MEZHEPÇİLİK : Turkish Turkish

mezhepçi olma durumu

MEZHEPİ GENİŞ : Turkish Turkish

namus konusunda aşırı hoşgörülü davranan (kimse)

MEZİYET, -Tİ : Turkish Turkish

ir kişi ya da nesneyi benzerlerinden üstün gösteren nitelik

MEZİYETLİ : Turkish Turkish

eğenilen, üstün nitelikleri bulunan

MEZKÛR : Turkish Turkish

adı geçen, anılan

MEZO- : Turkish Turkish

"orta" anlamında kimi sözcüklerin bileşimine giren önek

MEZODERM : Turkish Turkish

ortaderi

MEZON : Turkish Turkish

elektrondan ağır, protondan hafif bir atom cisimciği

MEZOTERM : Turkish Turkish

ortalama 15° sıcaklıkta yaşayan bitkiler, ılıkçıl

MEZOZOİK : Turkish Turkish

ıkinci çağ

MEZRA, MEZRAA : Turkish Turkish

irkaç evlik kırsal yerleşim yeri

MEZRA, MEZRAA : Turkish Turkish

ekim yapılacak yer, ekenek

MEZRU : Turkish Turkish

ekilmiş, ekili

MEZUN : Turkish Turkish

ir okulu bitirerek diploma almış (kimse)

MEZUN : Turkish Turkish

ızin almış, izinli