Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
OTOMOBİL : Turkish Turkish

patlamalı, içten yanmalı, elektrikli bir motor ya da gaz türbiniyle hareket eden taşıt

OTOMOBİLCİ : Turkish Turkish

otomobil alıp satan kimse

OTOMOBİLCİLİK : Turkish Turkish

otomobil alıp satma işi

OTOMOTİV : Turkish Turkish

motorlu taşıt yapımını konu alan sanayi dalı

OTONOM : Turkish Turkish

özerk, °muhtar

OTONOMİ : Turkish Turkish

( autos kendi, öz, nomos yasa) özerklik, °muhtariyet

OTOPARK : Turkish Turkish

motorlu taşıt araçlarının belli bir süre için bırakıldığı yer

OTOPLASTİ : Turkish Turkish

( autos kendi; plastes türeten) hek. eksik bir organa, kişinin başka bir yerinden parça alıp eklemek yoluyla yapılan onarım

OTOPORTRE : Turkish Turkish

ir kimsenin kendi eliyle yaptığı portresi

OTOPSİ : Turkish Turkish

( autoa kendi, opsis görme) hek. bir cesedin ölüm nedenini belirlemek amacıyla incelenmesi

OTORADYOGRAFİ : Turkish Turkish

ileşiminde yayımlarıyla duyar tabakayı etkileyecek radyoaktif bir maddede bulunan bir nesnenin bir fotoğraf kağıdı üzerine bıraktığı iz

OTORAY : Turkish Turkish

ay üzerinde işleyen bir taşıma aracı

OTORİTE : Turkish Turkish

yetke, °sulta, °velayet

OTORİTER : Turkish Turkish

yetkeli

OTOSİST, -Tİ : Turkish Turkish

ışitme kesesi

OTOSKOP : Turkish Turkish

dış kulak yolunu, zarını muayene etmeye yarayan araç

OTOSKOPİ : Turkish Turkish

otoskopla yapılan kulak muayenesi

OTOSTOP : Turkish Turkish

ir yayanın yoldan geçen bir otomobili durdurarak binmesi ve gideceği yere para vermeden gitmesi

OTOSTOP YAPMAK : Turkish Turkish

u biçimde yolculuk etmek

OTOSTOPÇU : Turkish Turkish

otostop yapan (kimse)

OTOSTOPÇULUK : Turkish Turkish

otostopçu olma durumu

OTOTROF : Turkish Turkish

özbeslenen

OTOTROFİ : Turkish Turkish

özbeslenme

OTOYOL : Turkish Turkish

hızlı bir trafik akımı sağlamak amacıyla yapılan, çift yönlü geniş yol, °otoban

ÖTRE : Turkish Turkish

arap yazısında bir sesin yuvarlak, dar ve kalın (u), türkçede de yuvarlak (o, ö, u, ü) okunacağını gösteren im