Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
FIŞIR FIŞIR : Turkish Turkish

ıpek kumaş bir yere sürtünürken ya da su hafif hafif akarken çıkan ses

FIŞIRDAMAK : Turkish Turkish

fışır fışır ses çıkarmak

FISIRTI : Turkish Turkish

fısıltı

FIŞIRTI : Turkish Turkish

fışırdama sesi

FİŞKA : Turkish Turkish

çapa tırnağını kaldırıp asmak için geminin kenarında bulunan sabit ya da hareketli demir askı

FİSKE : Turkish Turkish

parmaklardan birinin ucunu başparmağın başına iliştirip birdenbire ileriye fırlatarak yapılan vuruş

FİSKE : Turkish Turkish

ıki parmak ucuyla tutulabilen miktar

FİSKE : Turkish Turkish

ınsan derisinde herhangi bir nedenle ortaya çıkan ufak ve içi su dolu kabartı

FİSKE FİSKE KABARMAK ( YA DA OLMAK) : Turkish Turkish

kabarcıklar oluşmak

FİSKE KONDURMAMAK ( YA DA DOKUNDURMAMAK) : Turkish Turkish

ir kimse ya da nesneyi en küçük bir tehlikeden bile korumak, titizlikle savunmak, en küçük zararına bile izin vermemek

FİSKELEME : Turkish Turkish

fiskelemek eylemi

FİSKELEMEK : Turkish Turkish

fiske vurmak

FİSKELEMEK : Turkish Turkish

hafifçe sitem etmek

FIŞKI : Turkish Turkish

atgillerin taze tersi

FIŞKILAMAK : Turkish Turkish

toprağı fışkıyla gübrelemek

FIŞKILAMAK : Turkish Turkish

atgiller fışkısını çıkarmak

FIŞKILIK : Turkish Turkish

fışkının biriktirildiği yer

FIŞKIN : Turkish Turkish

ir ağacın dibinden süren ince dal, piç

FIŞKIN : Turkish Turkish

asma kütüğünde hereğin üst yanında biten dal

FIŞKIRDAK : Turkish Turkish

sıvıları fışkırtmaya yarayan araç

FIŞKIRDAK : Turkish Turkish

ağzındaki iki cam borudan biri üflenince ötekinden su fışkıran, laboratuvarlarda yıkama işlerinde kullanılan bir deney aracı

FIŞKIRIK : Turkish Turkish

su fışkırtmaya yarayan araçların genel adı, °fıskıye

FIŞKIRIŞ : Turkish Turkish

fışkırmak eylemi ya da biçimi

FIŞKIRMA : Turkish Turkish

fışkırmak eylemi

FIŞKIRMA : Turkish Turkish

güneş yüzeyinden uzaya sıcak gaz kütlelerinin fırlaması