Turkish Turkish
Turkish Turkish
İNKİŞAF ETMEK : Turkish Turkish
gelişmek
İNKISAM : Turkish Turkish
ölünme, taksim edilme
İNKISAM : Turkish Turkish
parçalanma
İNKİSAR : Turkish Turkish
kırılma, parçalanma
İNKİSAR : Turkish Turkish
gücenme, gönlü kırılma
İNKİSAR : Turkish Turkish
ılenme, ilenç
İNKİSAR ETMEK ( YA DA İNKİSARDA BULUNMAK) : Turkish Turkish
ilenmek, beddua etmek
İNKİSARI HAYAL : Turkish Turkish
eklediğini, umduğunu bulamamaktan doğan düş kırıklığı, hayal kırıklığı
İNKİSARI TUTMAK : Turkish Turkish
ilenci gerçekleşmek
İNKITA, -I : Turkish Turkish
kesilme, kesinti
İNKITAA UĞRAMAK : Turkish Turkish
kesilmek
İNKIYAT : Turkish Turkish
oyun eğme, uyma
İNKIYAT ETMEK : Turkish Turkish
oyun eğmek
İNLEME : Turkish Turkish
ınlemek eylemi
İNLEMEK : Turkish Turkish
acı, üzüntü belirten kesik sesler çıkarmak
İNLEMEK : Turkish Turkish
gür uğultulu, yankılı ses çıkarmak
İNLEMEK : Turkish Turkish
(ınsan, topluluk için) acı, eziyet çekmek
İNLETME : Turkish Turkish
inletmek eylemi
İNLETMEK : Turkish Turkish
ınlemesine yol açmak
İNLETMEK : Turkish Turkish
çok eziyet vermek, eziyet çektirmek
İNLEYİŞ : Turkish Turkish
ınlemek eylemi ya da biçimi
İNME : Turkish Turkish
ınmek eylemi
İNME : Turkish Turkish
vücudun bir bölümünde devim ve duyumun kalkması, °felç, °nüzul
İNME İNMEK : Turkish Turkish
(vücudun bir yerinde) devim ve duyum kalmamak, felç gelmek
İNMEK, -ER : Turkish Turkish
yukarıdan aşağıya doğru gelmek, "çıkmak" karşıtı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani