Turkish Turkish
KEREM : Turkish Turkish
ağış olarak verme, iyilik, °lütuf
KEREM BUYURUN ( YA DA EYLEYİN) : Turkish Turkish
"izin verin, beni dinleyin" anlamında nezaket sözü
KEREM ETMEK : Turkish Turkish
ağışta, iyilikte bulunmak
KEREM SAHİBİ : Turkish Turkish
iyi huylu, °cömert
KEREMPE : Turkish Turkish
denize doğru uzanan taşlık burun
KEREMPE : Turkish Turkish
dağın en yüksek yeri
KERES : Turkish Turkish
üyük ve derin karavana
KERESTE : Turkish Turkish
tomrukların boyuna biçilmesiyle elde edilen marangozluk ve inşaat odunu
KERESTE : Turkish Turkish
ayakkabı yapımında kullanılan gereç
KERESTE : Turkish Turkish
kaba saba kimse
KERESTECİ : Turkish Turkish
kereste satan kimse
KERESTECİLİK : Turkish Turkish
kereste alıp satma işi
KERESTELİ : Turkish Turkish
ıri yapılı
KERESTELİK : Turkish Turkish
kereste yapılmaya elverişli (ağaç)
KEREVET, -Tİ : Turkish Turkish
üzerine şilte serilerek yatmaya ya da oturmaya yarayan, tahtadan seki, °sedir
KEREVİT, KEREVİDES : Turkish Turkish
kabuklular sınıfından, çamurlu tatlı sularda yaşayan bir eklembacaklı, tatlı su ıstakozu, °karavide (potamobius fluviatilis)
KEREVİZ : Turkish Turkish
maydanozgillerden, kökleri ve yaprakları sebze olarak kullanılan kokulu bir bitki (apium graveolens)
KERH : Turkish Turkish
tiksinme, iğrenme
KERH : Turkish Turkish
ir işi istemeyerek, zorla yapma
KERHANE : Turkish Turkish
genelev
KERHANECİ : Turkish Turkish
kerhane işleten kimse
KERHANECİ : Turkish Turkish
sövgü sözü
KERHEN : Turkish Turkish
tiksinerek, iğrenerek
KERHEN : Turkish Turkish
ıstemeyerek, istemeye istemeye, gönülsüz
KERİH : Turkish Turkish
tiksindirici, iğrenç
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani