Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BREAK ONE'S SPIRIT : English Turkish

cesaretini kırmak, baskı uygulamak, eziyet emek, zorla ehlileştirmek

BREAK ONE'S WILL : English Turkish

isteğini bastırmak, arzusunu bastırmak

BREAK ONE'S WORD : English Turkish

sözünü tutmamak, sözünden dönmek

BREAK ONESELF OF A HABIT : English Turkish

n. alışkanlıktan vazgeçmek, bırakmak, kurtulmak

BREAK OUT : English Turkish

patlak vermek, çıkmak

BREAK OUT IN A RASH : English Turkish

isilik olmak

BREAK RANKS : English Turkish

v. safları bozmak, sırayı bozmak, düzensiz hale gelmek (askerî düzende); bir kimsenin düşünce veya faaliyetine katılmamak, bir kimsenin düşünce veya faaliyetinden ayrı durmak; hakim veya uyulması bir şablona uymamak

BREAK RESISTANCE : English Turkish

direnci kırmak, muhalefeti yok etmek, karşı duruşu bastırmak

BREAK SANCTUARY : English Turkish

sığınma hakkını ihlal etmek, sığınma veya barınma hakkını ihlal etmek

BREAK SOMEONE OF THE HABIT : English Turkish

irine alışkanlığını bıraktırmak, birinin bir bağımlılıktan kurtulmasına yardımcı olmak

BREAK SOMEONE'S HEART : English Turkish

v. (Gayriresmî) birinin kalbini kırmak, bir kimsenin üzülmesine neden olmak, birini hayal kırıklığına uğratmak

BREAK THE BACK : English Turkish

çok çalışmak, çok çaba harcamak, çok çabalamak

BREAK THE BAD NEWS : English Turkish

kötü haberi alıştıra alıştıra vermek

BREAK THE BANK : English Turkish

ütün parayı kazanmak

BREAK THE DEADLOCK : English Turkish

v. çıkmazdan kurtarmak

BREAK THE EGG IN SOMEBODY'S POCKET : English Turkish

irinin cebine yumurta kırmak, bir kimsenin planlarını bozmak

BREAK THE FLY ON THE WHEEL : English Turkish

işgüzarlık etmek, gereğinden çok uğraşmak

BREAK THE HEART : English Turkish

kalp kırmak, birinin kalbini kırmak, bir kimsenin üzülmesine neden olmak, birini hayal kırıklığına uğratmak

BREAK THE ICE : English Turkish

uzu kırmak, buzları eritmek, resmiyeti gidermek, birbirini tanımayan kimseler arasındaki rahatsız hissetme durumunu ortadan kaldırmak

BREAK THE IMPASSE : English Turkish

n. çıkmazdan kurtulmak

BREAK THE NECK : English Turkish

oynunu kırmak, öldürmek, katletmek

BREAK THE NECK OF A TASK : English Turkish

işin çoğunu yapıp bitirmek, çoğunu bitirmek

BREAK THE NEWS : English Turkish

alıştıra alıştıra haber vermek, alıştıra alıştıra söylemek, haber vermek

BREAK THE NEWS TO : English Turkish

-e kötü haber vermek,
e kötü bir bilgi vermek

BREAK THE RECORD : English Turkish

v. rekor kırmak, belirli bir zamanda kadar resmî olarak belirlenmiş en iyi performanstan daha iyi performans göstermek (örneğin bir spor müsabakasında)