English
PANCAKE LANDING : English Turkish military
STOLLU İNİŞ; ASKIDA İNİŞ:Uçağın inişi. Bu şekil inişte, uçak, yerden birkaç fit mesafede yatay bir vaziyete geldikten sonra hızını keser, hafif bir ileri hareketle, bazen de şiddetli bir darbe ile, birden yere konar
PANEL : English Turkish military
İŞARET BEZİ:Verilecek haberleri ifade için önceden düzenlenmiş bir koda uygun olarak serilen, özel biçim ve renkte, bez veya diğer malzeme
PANEL CODE : English Turkish military
İŞARET BEZİ KODU:Yer birlikleri ile dost uçaklar arasında görerek muhabereyi temin maksadıyla önceden düzenlenmiş bir kod. Bak. "marking panel"
PANEL DISPLAY GROUND : English Turkish military
İŞARET BEZİ YERİ:Hava araçlarıyla muhabere için işaret bezlerinin serildiği yer. Bu yer, çok defa, bir telsiz istasyonu yakınında tesis edilir
PANIC : English Turkish military
PANİK:Ani telaş ve korku
PANORAMIC AIR CAMERA : English Turkish military
PANORAMİK HAVA FOTOĞRAF MAKİNASI:Hareketli mercekler veya aynalar vasıtasıyla geniş bir arazi parçasını (bu arazide genellikle ufuktan ufuğa olan kısımdır) tetkik eden bir hava fotoğraf makinesi. Fotoğraf makinesi, uçuş hattı boyunca bulunulan yeri tetkik edecek şekilde uçak içinde dikey veya meyilli olarak yerleştirilebilir
PANORAMIC GROUND CAMERA : English Turkish military
PANORAMİK YER FOTOĞRAF MAKİNASI:Kamera merceklerinin merkezinden dikey eksende yatay olarak dönmek suretiyle geniş bir arazinin fotoğrafını çeken bir fotoğraf makinesi
PANORAMIC SIGHT : English Turkish military
PANORAMİK DÜRBÜN:Bak. "panoramic telescope"
PANORAMIC SKETCH : English Turkish military
MANZARA KROKİSİ:Bir sahanın; bir gözetleyicinin gözüne göründüğü şekilde ve mesafeler dikkate alınarak, elle çizilmiş resmi
PANORAMIC TELESCOPE : English Turkish military
PANORAMİK DÜRBÜN:Geniş bir görüş sahası temin eden ve toplarda kullanılan nişan dürbünü. Bu dürbün, nişancının vaziyetini değiştirmesine lüzum kalmadan nişan almak üzere, herhangi bir istikamete döndürülebilir. Buna (panoramic sight) da denir
PANTOGRAPH : English Turkish military
PANTOGRAF:Plan, harita, resim vesaireyi, aynen veya büyültmek ya da küçültmek suretiyle, istenilen ölçekte kopya eden mekanik alet
PARABOMB : English Turkish military
PARAŞÜTLÜ AMBALAJ:Geciktirilip bırakıldıktan sonra otomatik olarak açılabilir bir paraşütü bulunan, özel suretle hazırlanmış bir teçhizat kabı
PARACAISSON : English Turkish military
PARAŞÜTLÜ CEPHANE ARABASI:Karoseri, topçu cephanesi için, bir havadan ikmal ambalajı vazifesi gören ve parçaları bir araya getirildiği zaman normal bir araba halini alan, iki tekerlekli ve elle çekilir küçük araç
PARACHUTE : English Turkish military
PARAŞÜT:Hava mukavemetinden faydalanma esasına göre yapılan ve bağlı bulunduğu cisimlerin düşüş hızını azaltan, şemsiye biçiminde bir cihaz. Bu cihaz; insanların ve malzemenin havadan arızasız olarak yere inmesini temin için kullanılır. Bir paraşüt başlıca kubbe (canopy), paraşüt ipleri (shroud lines), paraşüt bohçası (pack), kolon (harness) ve paraşüt açma ipi (trip cord) gibi parçalardan mürekkeptir
PARACHUTE ASSEMBLY : English Turkish military
KOMPLE PARAŞÜT:Bir paraşütün; kubbe ve paraşüt ipleri ile, bunların taşınmasına yarayan bohça ve kolonu
PARACHUTE CANOPY : English Turkish military
PARAŞÜT KUBBESİ:Bak. " canopy" ve "parachute"
PARACHUTE DEPLOYMENT HEIGHT : English Turkish military
PARAŞÜT AÇMA YÜKSEKLİĞİ:Tasarlanmış iniş noktası üzerinde paraşüt veya paraşütlerin tamamen açıldıkları yükseklik
PARACHUTE DROP ZONE : English Turkish military
PARAŞÜTLE ATMA BÖLGESİ:Bir manevra veya muharebe harekatında, paraşütlerin veya paraşütle atılan ikmal maddelerinin atılmaları için önceden seçilen ve ilgililere duyurulan yer
PARACHUTE DUMMY : English Turkish military
PARAŞÜT DENEME MANKENİ:Malzeme denemesinde bir paraşüte bağlanan ve ortalama bir insan ağırlığında olan manken
PARACHUTE DUTY : English Turkish military
PARAŞÜTÇÜLÜK HİZMETİ:Esas mahiyeti paraşütle atlamaktan ibaret olan hizmet
PARACHUTE ELEMENT : English Turkish military
PARAŞÜT KISMI; PARAŞÜT UNSURU:Bak. "element"
PARACHUTE FLARE : English Turkish military
PARAŞÜTLÜ AYDINLATMA CEPHANESİ:Bir paraşüte bağlı olarak havadan atılan ve kısa bir süre kuvvetli bir ışık verecek şekilde imal edilmiş bulunan piroteknik aydınlatma vasıtası. Paraşütlü aydınlatma cephanesi; gece bombardımanında hedefleri aydınlatmak, keşif yapmak veya uçakların mecburi inişlerinde faydalanmak üzere kullanılır
PARACHUTE HARNESS : English Turkish military
PARAŞÜT KOLANI:Bak. "harness" ve "parachute"
PARACHUTE PATHFINDER : English Turkish military
PARAŞÜT KILAVUZU:
PARACHUTE PAY : English Turkish military
PARAŞÜT ZAMMI:Esas görevleri paraşütle atlamayı icap ettiren ve muharebeye paraşütle iştirak etmek üzere yetiştirilmiş ya da yetiştirilmekte bulunan hava indirme birlikleri mensuplarına verilen ek ücret
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani