Multilingual Turkish Dictionary

Germany To Turkish

Germany To Turkish
VERWARFEN : German Turkish

idare etm., yönetmek; idaresine bakmak; isle-rini cevirmek 2er(in/) m l. idare eden, idareci, yönetici
(Gutsverwalter) vekilharc, kähya, ekonom
(e-r frommen Stiftung) mütevelli

VERWARNEN : German Turkish

ihtania bulunmak; takbih etm. °ung/tembih-name; iht

VERWASCHEN : German Turkish

(I) ( Inf.) (Seife) yikarken sarf etm. (II) (Adj.) a) silik. soluk; rengi atmi§ b) ßg. belirsiz, müphem

VERWEBEN : German Turkish

l. (miteinander) birbirine dokumak
ßg. birbirine gecirmek (od. baglamak); s. a. verwoben

VERWECHSELN : German Turkish

l. kanstirmak, iltibas etm.
(vertauschen) aldanarak de^is(tir)mek; j-n mit e-m anderen ~ b-ni baskasi zannetmek; Er verwechselte ihn mit e-m seiner Bekannten. Onu tanidiklanndan birisine benzetti. Sie sehen sich zum °, ähnlich, lltibasa sebebiyet (yer, mahal) vere-cek kadar birbirlerine benziyorlar. °lung / l. karistirma, iltibas; yanhshkla degis(tir)me
//r. kiproko, yanilmaca; zu e-r ~ Anlaß geben iltibasa yol acmak; zu e-r ~ führen iltibasa yer vermek; Damit keine ^ entsieht.
iltibasa mahal kalmamak üzere

VERWEGEN : German Turkish

(Adj.) cesaretli, cüretkär, gözüpek, pervasiz, atligan;
er Räuber pranga kaca^i;
e Tat cüretkärlik; "^ aussehend izbandut gibi;
es Glücksspiel calkumar

VERWEHEN : German Turkish

(tr.) l. esip uza^a götürmek
(zudecken) örtmek
(beseitigen) bertaraf etm.; (intr.) dagilmak, yayilmak; uza^a götürülmek

VERWEHREN : German Turkish

(j-m et.) b-nin bsi yapmasma mani olm.; b-ne bsi yaptirmamak

VERWEICHLICHEN : German Turkish

(tr.fintr.) efemine etm. (olm.); hammev-lädi etm., (olm.)
t efemine, hammevlädi, gevsek, kadi-mmsi, iradesiz; rahatma düskün; tenperver

VERWEIGERN : German Turkish

si reddetmek, kabul etmemek, esirgemek, cok görmek, diri^; etm.; b-ne mani olm.; bsden imtina etm

VERWEILEN : German Turkish

l. durmak, oturmak, kalmak
ßg. (bei et.) bsin üzerinde durmak

VERWEINT : German Turkish

(Adj.) (Augen) a^lamaktan kipkirmizi kesilmis

VERWEIS : German Turkish

m l. azar, tevbih, takbih, tekdir, ihtar, serzenis; a^ir söz; tersleme, saparta; F: Ingiliz armasi
(Hinweis) isaret, del^let
(Bemerkung) derkenar, hasiye, hamis; e-n ^ bekommen azar isitmak; azarlanmak; e-n ^ erteilen tekdir (takbih. tevbih) etm. 2en l. (verbannen) sür-mek
(des Landes) memleketten tart etmek; hudul haricine cikarmak
(der Schule) okuldan tart etmek 4, (j-m et.) b-ni bsden dolayi tekdir etm.
(vom Platze Fb. oyundan atmak; sahadan cikarmak
(in seine Schranken) derecesini bildirmek; b-ni yerine oturtmal^
(auf ein Werk) bir esere atlf yapmak
(an) a) (S.) havale etm. b) (P.) b-ni b-ne göndermek; b-nin b-n( müracaat etmesini tavsiye etm.
(auf et.) bsi göster mek; b-nin dikkatini bse cekmek

VERWELKEN : German Turkish

solmak, savmak. sararmak, ölmek; tazeligin kaybetmek
t solgun, sararmis, ölgün, pörsümüs;
< Schönheit cami yikilmis ama, mihrabi yerinde>

VERWELTLICHEN : German Turkish

(tr.) layiklestirmek; cismamlestirmek; fi/rfr.J dünyevtlesmek

VERWENDBAR : German Turkish

kabili istimal; kullanilabilir; yarar, salih; ah Blumenvase ~ cicek koymaga yarar
en l. kullanmak istimal etm., bse müracaat etm., ba§ vurmak
(benut zen) bsden faydalanmak, istifade etm.
(anwenden) tat bik etm.
(Zeit, Mühe) sarf etm., harcamak
(Sorgfal auf et.) bse ihtimam (od. özen) göstermek; sich bei j-m ^ (für) lehine b-nin nezdinde tavasutta bulunmak; b-nkabili istimal; kullanilabilir; yarar, salih; ah Blumenvase ~ cicek koymaga yarar
en l. kullanmak istimal etm., bse müracaat etm., ba§ vurmak
(benut zen) bsden faydalanmak, istifade etm.
(anwenden) tat bik etm.
(Zeit, Mühe) sarf etm., harcamak
(Sorgfal auf et.) bse ihtimam (od. özen) göstermek; sich bei j-m ^ (für) lehine b-nin nezdinde tavasutta bulunmak; b-n< sefaat etm.; F b-ni pistonlamak; Seine Abende verwende er regelmäßig auf diese Tätigkeit. Aksamlanm bu is veriyor. °ung / kullamm, istimal, tasarruf
ungs.fähij kullanisli. elverisli

VERWERFEN : German Turkish

l. (ablehnen) reddetmek, kabul etmemek, tarn mamak; yabana atmak
jur. bozmak, feshetmek 2 (tadeln) aylplamak, kinamak, yermek, zemmetmek
rel. (Gott) cehenneme atmak; (intr.) (Tier) vakitsiz yavrulamak; sich ~ l. (Holz) carpilmak
Ka. yanlis kä^it atmak. s.a. verworfen.
lieh redde sayan; kötü, cirkin, mezmum, yergin, menfur, aylpli, sent, alcak °ung / geol. carpilma, kink, insikak

VERWERTBAR : German Turkish

kabili istifade; kullamlabilir, kullamsh, yarar; dise dokunur
en l. bsden istifade etm., bsi yararlandir-mak, faydalandirmak. de^erlendirmek, klymetlendirmek, ekspluvate etm.
(zu Geld machen) paraya cevirmek °ung / (von Abfällen usw.) rendering

VERWESEN : German Turkish

(intr.) cürümek, tefessüh (od. taaffün) etm., bo-zulmak, tahallül etm.; (tr.) (ein Amt) z.va. b-ne vekälet etm.
end mütefessih, kokusmus, cürümüs, sasi 9er m naip, vekil, mütevelli

VERWESTLICHEN : German Turkish

atililastirmak; sich ^ batihlasmak Qungf batililasma

VERWETTEN : German Turkish

l. (Geld) bahiste kaybetmek
(einsetzen) bahse girerek ortaya koymak; Ich möchte meinen Kopf dafür ^, wenn nicht...... degilse, kellemi keserim!

VERWICHEN : German Turkish

va. s. vergangen

VERWICHSEN : German Turkish

l. parlatmakta sarf etm.
F (Geld) havaya savurmak
F s. durchprügeln

VERWICKELN : German Turkish

l. dolastirmak, kanstirmak
fig. b-ni bse methaldar etm. (od. kilmak), sürüklemek
(Angelegenheit) dallandmp budaklandirmak; sich ~ l. dolasmak, kansmak
(in Widersprüche) tenakuzlara düsmek; celismeler icinde bocalamak
elf l. kansik, mu^lak, kom-plike, dolasik, caprasik, caprazh; dalli budakli
(Abenteuer) cok tarafli
(P.) methaldar, aläkali, ilgili; die neue Phase des
en Vorganges cok yönlü hadisenin yeni safhasi; in e-n Krieg ^ werden bir harbe tutulmak; in e-e Angelegenheit
^ sein b-nin bir iste methai i olm. °lung/ l. kans(tir)ma
(e-r Lage) kansiklik, karmasikhk
(Schwierigkeit) cetinlik, güclük, capanz
pol. kargasik-lik, arbedeler
Th. entrig

VERWINDEN : German Turkish

si nefsine yedirmek; bsi hazmetmek; Er kann das kaum ^. Bu, icinde ukde oldu