Multilingual Turkish Dictionary

Germany To Turkish

Germany To Turkish
ÜBERLASSEN : German Turkish

l. (übereignen) devir ve feragetm.; temlik etm.
(abtreten) birakmak, terk etm.
(anheimstellen) b-nin karanna (od. keyfine) birakmak
(anvertrauen) emanet etm.
(verkaufen) satmak
(sich selbst) basmi bo§ birakmak
(j-n seinem Schicksal) b-ni yüzüstü (od. kendi haline) birakmak; talihi ile basbasa birakmak; sich seinen Gefühlen ~ hislerine kapilmak

ÜBERLASTEN : German Turkish

l. b-ne fazia yük tahmil etm.
ßg. b-ni fazia cahstirmak; b-ne sürmenaj yapmak
et (P. od. S.) cok yüklü; Er ist überlastet. Isi basindan askindir. Isten bas alamiyor

ÜBERLAUF : German Turkish

m techn. tasma ^en l. (über den Rand) tasmak; kipir kipir kaynamak
(zum Feind) düsman tarafma gecmek; der Tropfen, der das Glas zum Überlaufen bringt, a. ßg. bardagi tasiran damia

ÜBERLAUFEN : German Turkish

l. (belästigen) b-nin esigini asindirmak
(et. m. den Augen) bsi (sathice) gözden gecirmek; Ein Beruf (e-e Gegend usw.) ist ~.
.. fazia ra^bei görüyor. Es überlief mich kalt. Tüylerim diken diken oldu. Her tara-fim buz gibi oldu

ÜBERLAUT : German Turkish

cok yüksek sesli; kulagi tirmalayan

ÜBERLEBEN : German Turkish

l. (am Leben bleiben) artamak; sa^ kalmak
(j-n) b-den daha uzun ömürlü olm.
(e-e Katastrophe) bir feläketten kurtulmak; Der Kranke hat den Winter nicht überlebt. Hasta, kisi cikaramadi. die Nacht ^ (Pa tient) geceyi sag gecirmek; geceden sonra sag olm.; Das hat sich überlebt, l. Eski cainlar barclak oldu.
(Mode) Modasi gecmis. sich — köhncle^mek, eski(les)mek. küflen-mek; Das überlebe ich nicht! Buna dayanamam! Qende mff l. artakalan; sag (od. hayatta) kalan
pl. (Feinde nach e-r Schlacht) bakiyettüsüyuf; kiliQ artigi

ÜBERLEBENSGROß : German Turkish

normalden daha büyük; tabii büyüklükten fazia olan

ÜBERLEBT : German Turkish

eski, köhne, küflü, demode

ÜBERLEGEN : German Turkish

(I) F l. (j-n) dayak atmak
(Decke u.a.) üzerine koymak(II) (A)(Inf.) l. düsünüp tasmmak
(et. reiflich) mülähaza (od. muhakeme) etm.; ölcüp bicmek; oramak; önünü ardinı düsünmek; teraziye vurmak; Ich will es mir ~. Ben bunu düsüneceğim. es sich anders ~ fikrini degistirmek; izine dönmek; rücu etm.; bsden caymak; (kendi) zihnini celmek; Sie könnten sich Ihre Worte et. besser ~! Agzmizdan cikani kulaklanniz isitsin! (B) (Adj.) l. faik, üstün, mütefevvik
(kaltblütig) soğukkanlı
(herablassend) mütenezzil; Du bist mir an Kraft ^. Sen kuvvetce benden üstünsün. ~ sein üstün gelmek, tefevvuk etm.; b-den ileri olm.; b-ne galip gelmek; ^ spielen Fb. üstün oynamak;
er Sieg Fb. farkli galibiyet; ~ gewinnen acik farkla kazanmak; allen anderen ^ sein hepsine tas cikartmak; F: kic attirmak; hepsinden üstün olm.; sich j-m ~ erweisen b-den baskin (od. yegin) çıkmak; b-ni yaya birakmak; b-ne üst gelmek (od. galebe etm.) ~heit/ l. faikıyet, tefevvuk, üstünlük,
(Vorzug) rüchan, yeğlik, fazilet, tefazul

ÜBERLEGT : German Turkish

l. (wohl-) düsünceli; iyi düsünülmüs, tartili
(bewußt) üssuurlu, bilincii ^ung / düsünce, fikir, müta-laa, mülähaza, teemmül, tefekkür, oylasim, tezekkür; bei näherer ~ daha yakindan bakilirsa; mit ^ (jur.) taam-müden; nach genauer ~ hesap kitap; ohne (alle) ^ körü-körüne; gözü kapall; V: olamesa; ohne ~ handeln düsün-ccsizlikle hareket etm.; die kühle ~ verlieren abliyi kacir-mak (birakmak, küyuvermek); itidalini kaybetmek

ÜBERLEITEN : German Turkish

(tr.) baska bir yere (bzw. karsi tarafa) sevk etmek (intr.ltr.) l. (e-n Übergang bilden) intikal et(tir)mek
(Blut) kan aktarmak (od. nakletmek)

ÜBERLESEN : German Turkish

l. (Brief usw.) (bir daha) gözden gecirmek
(übersehen) okurken görmemek, atlamak

ÜBERLIEFERN : German Turkish

l. (übergeben) teslim, tevdi etm.
(der Nachwelt) a) (berichten) rivayet etm., nakletmek b) atiye birakmak
t ananevi, geleneksel; mündlich ~ menkul 2ung/ l. teslim, tevdi
rivayet, menkulat
(isl.) hadis
(Tradition) anane, gdenek

ÜBERLISTEN : German Turkish

aldatmak; V: madik oynamak

ÜBERMACHEN : German Turkish

l. (schicken) göndermek, yollamak
(vererben) miras birakmak
(schenken) armagan (od. hediye) etm., hibe etm., vermek

ÜBERMALEN : German Turkish

l. bir resmin üzerine baska bir resim yapmak
(verbessern) resmin bir yerini düzeltmek; retus yapmak

ÜBERMANNEN : German Turkish

l. (Schlaf) b-ni uyku bastirmak
(Gelüst) nefsine uymak

ÜBERMENSCH : German Turkish

m üstinsan, fevkalbeser 91ich insanüstü, fevkalbeser

ÜBERMITTELN : German Turkish

l. (schicken) göndermek, yollamak, iletmek, ulastirmak
(bringen) getirmek bzw. götürmek
(aushändigen) tevdi etm., vermek
(mitteilen) bildirmek
(weiterleiten) aktarmak

ÜBERMODERN : German Turkish

ültramodern

ÜBERMUDEN : German Turkish

fazia yormak; takattan düsürmek
et son derecede yorulmus; takattan düsmüs; bitkin; ^ sein sütcü beygiri gibi ayakta uyumak 2ung/bitkinlik

ÜBERNACHTIGT : German Turkish

uykusunu almami?, uykusersemi; uyumamis, uykusuz, mahmur

ÜBERNACHTUNG : German Turkish

geceleme, konaklama; gece yatisi
s.geld n l. mil. ikamet yevmiyesi
gece yatma parasi

ÜBERNATÜRLICH : German Turkish

mafevkattabia; do^aüstü; sürnatürel

ÜBERNEHMEN : German Turkish

l. (in Empfang nehmen) teslim almak; tesellüm etm.
(Pflicht, Amt usw.) üzerine (uhdesine, sirtina) almak; taahhüt etm.
(annehmen) kabul etm.
(Textstelle) iktibas (od. istinsah) etm., almak, aktarmak, nak-letmek
(in Besitz nehmen) benimsemek, temellük etm.
(den Bericht e-r anderen Zeitung) makaslamak
(Bürgschaft, Garantie) kefalet etm., teminat vermek; mührünü basmak
(j-n) a) F b—den fahis fiyatlar iste-mek b) b-ni kendi hizmetine almak
Ka. kägidi kirmak
(Leitung usw.) devralmak
(in die Hand nehmen) bseel koymak
(zur Aufbewahrung bzw. Weiterleitung) bsi emanet almak
(gerne) eyvallah demek; sich ~ bsde ifrata kacmak; k-ni zorlamak; defteri kabartmak; die Macht (im Staat) ^ resikära gecmek; Das habe ich auch noch — müssen. Bu da bana düstü