Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
TROPFEN : German Turkish

m damia; nur ein ^ auf den heißen Stein flg. deniz-den katra; devede kulak; ein guter ^ iyi bir sarap; bis auf den letzten ^ leeren dip göstermek; dibini bosaltmak 9en (intr.) damia damia akmak; su tip tip damlamak; sirla-mak, sinidamak, sizmak; (tr.) damia damia akitmak; damlatmak; Es tropft nur so vom Dach. Damdan sip sip su damhyor. Das Wasser tropft leise. Su tip tip damhyor. 2en.förmig damia biciminde 2en.weise damia damia
en.zähler m med. damlalik, kontgut er.verschluß m (an Parfümerieflaschen) ustrugut 2naß sinisiklam, yamya?
nasche / damlalikli sise
öler m damia ya^dani
schale / damia canagi
stein m damlatas: a) istalaktit, sarkit b) istalagmit. dikit
steinhöhle/da.nalata$ magarasi

TROPHÄE : German Turkish

zafer yadigän (hatirasi, nisanesi, ganaimi)

TROPIKVOGEL : German Turkish

m zo. fayton

TROPISCH : German Turkish

tropikal, medart;
e Zone tropikal kusak; medart mintika; tropika

TROPISMUS : German Turkish

m bot. tropizm, do^rulum

TROPOSPHÄRE : German Turkish

mrf. troposfer; alt havaküre; degisim yuvan 2isch met. havaalti

TROPÄOLAZEEN : German Turkish

pl. bot. Latin cicekleri

TROSSE : German Turkish

naut. palamar. kablo, gomeneta, yoma

TROST : German Turkish

m teselli, avuntu; ein schlechter ^ zügürt tesellisi; so^uk teselli; ^finden teselli bulmak; avunmak; ^ spenden teselli etm. (od. vermek); Du bist wohl nicht recht bei ~/ F Sana olan olmusi Sen kendini okuti

TROSTLOS : German Turkish

l. (verzweifelt) ümitsiz, meyus
(öde, reizlos) issiz, cazibesiz, cansikici 2preis m (Sport) teselli mükäfati –reich teselli edici; avutucu

TROTT : German Turkish

m l. (Trab) yorga
ßg. ahsilmi? sekilde yava§ yürü-yüs; Es geht immer im alten ^ weiter. Eski hamam eski las. Spr.
et m F l. (geistesschwach) ebleh, matuh
(Dummkopf) öküz aleyhisseläm, esekbasi
(Jämmerling) nanemolla; bir Cuma gecesi eksik; alcak esek; zirtullahikermani; pisink, mendebur, sümsük, sünepe; V: mantar, pangodoz; Er ist ein ausgemachter ^. Agzina vur, lokmasini all Wie kann man denn so ein ~ sein? Esekbasi misin? 2el.haft sümsük, sünepe 9eln F lök lök yürümek 2en l. yorga gitmek
ßg. agir a^ir yürümek
eurschuhe pl. rahat ve alcak ökceli ayakkabi

TROTTOIR : German Turkish

n yaya kaldinmi; trotuvar

TROTYL : German Turkish

n ehem. trotil, trinitrotolüol

TROTZ : German Turkish

(Präp. m. Gen., seit. Dat.) rahmen; ile beraber; (bse) bakmayarak; ^ alledem bütün bunlara ragmen; hal böyle iken; böyle oldugu halde; ^jahrelangen Arbeitens war ihm kein Erfolg beschieden. Yillarca calismakla beraber yine de basaramadi 2ml. serkeslik, inatcilik dikkafalilik
(Widerstand) mukavemet; j-m ^ bieten b-ne karsi durmak; zum ^ domuzuna, inadina; iyi var-dim da; allen meinen Bitten zum ^ bütün ricalanma rahmen; j-m et. zum ^ tun b-nin ziddina basmak –dem
(Adv.) buna ragmen; bununia beraber; mamafih
(Konj.) (oldugu) halde; (olmasma) rahmen; her ne kadar
.. ise de; vakaa. gerci; und ^ gene de; aber ~ aldir-madan; ne de olsa; hal böyle iken
en l. (schmollen) somurtmak; surat asmak
(eigensinnig sein) serkeslik etm., kafa tutmak
(Widerstand leisten) mukavemet etm.
(Gefahren usw.) bse gögüs germek; bsi hice say-mak
ig l. inatci, serkes, dikkafali, iddiaci (bir cocuk)
(schmollend) asik suratli; küskün
lit. (stolz) magrur, müftehir, müteazzim

TROTZKI : German Turkish

n.pr. Trocki
st(in /) m; ^st^sch Trockici
s.mus m Trockicilik

TROTZKOPF : German Turkish

m; 2köpng s. Qig (1,2)

TROUBADOUR : German Turkish

m äsik, trubadur

TROUPIER : German Turkish

m tecrübedide kidemli subay

TROUSSEAU : German Turkish

m ceyiz; gelin esyasi

TROß : German Turkish

m l. agirlik
(e-s hohen Herrn) barhana
flg. (Gefolge) maiyet, elalti, kosuntu

TRUBEL : German Turkish

m l. (Stimmengewirr) hayhuy, yaygara, curcuna, anababula; kadinlar hamami (gibi)
(Durcheinander) karmakansiklik, hercümerc, kargasalik
(Unruhe) heye-can, teläs, halecan, huzursuzluk trüben l. bulandirmak, kanstirmak
(glanzlos machen) parlakli^mi gidermek
(dunkel machen) karartmak
(Freude usw.) bozmak, herbat etm.
(Sinn) kanstirmak, tesvi$ etm.; sich ^ l. bulanmak, kansmak
(glanzlos werden) donuklasmak; Ihre Freundschaft hatte sich ge trübt. Aralan sekerrenk (acik, limoni). Der Himmel trübt sich. Hava kapamyor. °sal/l. (Kummer) dert, aci, keder, mihnet
(Not) sikinti. darlik
(Elend) sefalet; ^ blasen F l. sikinti (od. mihnet) cekmek
(niedergeschlagen sein) cok kederli, meyus olm.
(im Elend sein) sefalet icinde olm.
selig l. mükedder, mahzun, üzüntülü, melankolik
(betrüblich) acikli; sayani teessüf
(bedauernswert) acinacak; sayani merhamet 2sinn m malihulya, hipokondri, melankoli. vehim –sinnig hipokondrik, melankolik; ^ werden kara kara düsünmek °ung f l. bulamklik, donukluk
(des Auges) med. göz dumani

TRUDELN : German Turkish

l. (rollen) yuvarlanmak
(Flugzeug) vril yapmak
dial. zar atmak

TRUG : German Turkish

m: Es ist alles Lug und ^. Hep yalan ve dolan. –bild n fantasma, fantom, fantasmagori, hayal, (hüsnü-)ku- runtu

TRUGHECHT : German Turkish

m zo. uskumru turnasi; turnabaligi
Schluß m
(Fehlschluö) klyasi fasit; paralojizm
s. Sophisterei Truhe/ l. sandik, kutu
(kleinere) mahfaza

TRULLE : German Turkish

Schi. ahmak kiz