Germany
UMSICHT : German Turkish
l. basiret, dirayet
(Sorgfalt) dikkat, takay-yüt, itina, özen, ihtimam
(Vorsicht) ihtiyat„ tedbir-lilik, teyakkuz, uyamklik; göz acikhgi; ~ an den Tag legen önünü ardini düsünmek; ölcüp bicmek; mit großer ^ zu Werke gehen iki basli tutmak 21g l. basiretli, düsün-celi, durendis, dirayetli, muhakemeli
dikkatli, itinali, ihtiyatli
tedbirli, uyanik; ^ handeln tedbirli davran-mak; hesapla hareket etm.; ~ leiten cekip cevirmek; hüsnü idare etm
UMSIEDELN : German Turkish
(tr.) tehcir etm.; baska bir yerde iskän etm.; (intr.) muhaceret etm., göcmek, tasinmak, naklimekän \\ etm. Qler m göcmen, muhacir
UMSINKEN : German Turkish
yava§ yavas yere düsmek
UMSONST : German Turkish
l. (kostenlos) bedava. meccant. meccanen, para-siz; V: habeden, beles 2, (vergebens) bosuna, nafile, bey-hude, neticesiz; kuru kuruya; piraskma; nicht ^ (nicht ohne Grund) tevekkeli degil;/as/ ^ yök pahasina; sich ^ abmühen havaya ugrasmak; Alle Bemühungen sind ~ gewesen. Bütün emekler heba oldu. ~ ist er auch nicht gekommen. F 0, babasmm hayrma gelmedi
UMSORGEN : German Turkish
-ne pervane olm
UMSPANNEN : German Turkish
l. icine almak; bse samil olm.
(m. der Hand) kan§lamak
UMSPATEN : German Turkish
ei bellemek; kirizma etm
UMSPIELEN : German Turkish
l. etrafinda oynamak
Fb. ekarte etm
UMSPJNNEN : German Turkish
l. etrafim ipliklerle sarmak
(Kabel) üzerine kilif gecirmek
UMSPRINGEN : German Turkish
etrafinda sicramak
UMSPULEN : German Turkish
aska bir bobine sarmak
UMSTAND : German Turkish
m l. husus, cihet
(Tatsache) vakia, realite, hakikat, keyflyet
(Einzelheit) aynnti, detay. madde
UMSTANDEN : German Turkish
: ~ sein (von) b-le, bsle cevrili olm
UMSTANDSKLEID : German Turkish
n gebelik elbisesi
krämer m F fazia titiz (müskülpesent, sekilperest)
wort n gr. zart, belirtec
UMSTECHEN : German Turkish
teyellemek, catmak
UMSTECKEN : German Turkish
(mst. Part. Per f.): umsteckt (mit) cepecevre (bs) dikili olm
UMSTEHEN : German Turkish
(tr.) etrafim cevirmek; etrafinda durmak
UMSTEHEND : German Turkish
sayfanin öbür tarafinda(-ki); die
en etrafta duranlar
UMSTEIGBILLET : German Turkish
n; F:
er m aktarma bileti ~en (in anderes Verkehrsmittel) aktarma yapmak
UMSTELLEN : German Turkish
cember icine almak; kusatmak; etrafim sarmak; umstellt sein (z. B. Haus durch Polizei) etrafi sanli olm
UMSTEMPELN : German Turkish
damgasini degistirmek; yeniden damgalamak
UMSTEUERN : German Turkish
s. umschiffen
UMSTIMMEN : German Turkish
l. mus. bir aletin sesini degistirmek
fig. b-nin fikrini degistirmek; b-ni caydirmak; sich ~ lassen kan-mak
UMSTOßEN : German Turkish
l. devirmek
fig. feshetmek, lagvetmek, kaldir-mak
(Urteil) nakzetmek
(seinen Entschluß) karann-dan dönmek
(Pläne) bozmak; suya düsürmek; Mit dem, was Sie jetzt sagen, stoßen Sie Ihre früheren Ausführungen um. Bu sözünüz deminkini celiyor
UMSTRAHLEN : German Turkish
etrafmi isiklandirnuk
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani