Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
UNREALISTISCH : German Turkish

l. (P.) müspet kafali olmayan
(S.) kuv-veden fiile cikanlamayan

UNRECHT : German Turkish

l. (unrichtig) dogru otmayan; yanlt$
(ungerecht) haksiz
(ungeeignet) münasip olmayan; elverissiz
(unangebracht) yersiz, vakitsiz; an den °en kommen belälisma catmak; am
en Ort sein (P.) yanli§ kapiyi calmak; Der Brief ist in
e Hände geraten. Mektup, yan-li§ bir adrese teslim olundu. zur
en Zeit kommen vakitsiz gelmek; ° Gut gedeihet nicht. Spr. Heläi kazanilmayan malda bereket yoktur. Haramdan gelen harama gider. Spr.; et. Qes anstellen hata islemek

UNREDLICH : German Turkish

s. unehrlich. ~ erworbenes Geld haram para

UNREELL : German Turkish

l. namussuz, aldatici
(unlauter) gayri mesru

UNREGELMÄßIG : German Turkish

l. intizamsiz; muntazam olmayan, ittiratsiz, devamsiz
gr. gayri klyasi, semal; ~ arbeiten (Motor) teklemek;
er Satzbau gr. devrik cümle 9keit / l. ittirat-sizlik
(bei der Arbeit) ise devamsizlik
(Betrug) uygunsuzluk, yolsuzluk; sich
en zuschulden kommen lassen yolsuzluk etm

UNREIF : German Turkish

l. (Obst usw.) olmamis, ham, cig
(P.) olgun olmayan;
e Trauben pl. koruk; Die Wassermelone ist ^. Kar-puz kahak cikti. Qe f mst. fig. hamlik, tecrübesizlik, gör-güsüzlük

UNREIN : German Turkish

l. temiz olmayan; pis, kirli, mundar
(Flüssigkeit) bulanik
mus. falsolu
(rituell) cünüp, cenabet
(Metall) katisik;
er Teint ergenlik;
er Gesundheitspaß naut. bulasik patenta; zuerst ins
e schreiben evvelä müs-vedde olarak yazmak 2helt/ (rituelle) necaset 21ichkeit/ pislik

UNRENTABEL : German Turkish

antabi olmayan; fayda vermeyen; kärsiz, ba-tak, häsilatsiz; — sein kär vermemek

UNRETTBAR : German Turkish

kurtanlamaz; ~ verloren sein kurtanlamamak, kurtulamamak; ümitsiz bir durumda bulunmak

UNRICHTIG : German Turkish

do^ru olmayan; asilsiz, isabetsiz, hatali, yanlis;
e Wortanordnung (im Satzganzen) stil. zafi telif; sich als ^ herausstellen yanlis cikmak; asilsizli^i anlasilmak 2keit / yanlislik, butlan, hata

UNRITTERLICH : German Turkish

l. civanmert olmayan
kadinlara nezaket göstermeyen

UNRUH : German Turkish

(in der Uhr) tabia

UNRUHE : German Turkish

l. huzursuzluk, rahatsizlik, kasvet; gönül darligi (od. bulantisi); ic sikintisi; üzüntü, vesvese
(Aufregung) heyecan, telä§
(Besorgnis) kaygi, endise, kusku, merak
(lärmende) patirdi
F s. Unruh
med. aji-tasyon
(-n) pl. fesat, fitne, arbedeler, kargasalik, asayissizlik; ^ stiften l. is kanstirmak; ara bozmak; atla arpayi dalastirmak; arabozanlik etm.
(lärmen) patirdi cikarmak; gürültü koparmak; in ~ geraten meraka dokunmak; meraki kalkmak; in ^ sein cani (od. yüre^i) sikilmak; in ^ versetzen endiselendirmek; alle Welt in ^ versetzen ortaligi kanstirmak; sich vor ^ verzehren istirap cekmek;
en hervorrufen fitne cikarmak;
herd m fesat ocagi
Stifter m arabozucu, fitleyici, fesatci, tahrikci, kiskirtici; karacali; muharrik. parmakci, kun-dakci; ewiger ^ fesat kumkumasi; fitne fücur; kleiner ^ hum. mah$er midillisi

UNRUHIG : German Turkish

l. huzursuz, rahatsiz; gönlü dar
(aufgeregt) heyecanli, telasli
(besorgt) kaygili, endiseli
(geräuschvoll) patirdili, gürültülü, samatali
(Meer) hare-ketli, sallantili, mütemevvic, cirpmtili, dalgali
(zappelig) oynak
(Gebiet) asayissiz; ein
er Geist sein F basinda kavak yelleri esmek; ^ werden l. (besorgt werden) b-ni merak kaplamak; rahati kacmak
(Meer) deniz bindirmek

UNRÄTLICH : German Turkish

(z.va.); unratsam tavsiye edilemez

UNRÜHMLICH : German Turkish

sansiz söhretsiz; (Adv. a.) yüzkarasiyle

UNS : German Turkish

izi, bize; mit ~ zusammen bizimle beraber; ein Freund von — bir arkadasimiz

UNSACHGEMÄß : German Turkish

l. hakikate uymayan
(ungeeignet) müna-sip oirnayan; maksada uymayan
lieh l. (nicht objektiv) afaki olmayan; sübjektif
(parteiisch) tarafgir
(nicht zur Sache gehörig) sadet disi; münasebetsiz

UNSAGBAR : German Turkish

; unsäglich l. ifadeye gelmeyen
(unermeßlich) hadsiz hesapsiz; sich ~ schämen ütancindan yere gecmek

UNSANFT : German Turkish

sert, hasin, kabaca, siddetli

UNSAUBER : German Turkish

kirli, pis, mundar; (P. a.) pasakli; (Frau) ete^i düsük; KL: kih 2keit/ l. pasak, kir(-lilik)
(in Gläsern) bar

UNSCHARF : German Turkish

pfiot. net olmayan; flu; ^ eingestellt phot. iyi ayar edilmemis

UNSCHEINBAR : German Turkish

l. göze carpmayan; calibi dikkat olmayan
(unbedeutend) ehemmiyetsiz
(ohne Aufmachung) gösterissiz
(schlicht) sade, basit
(unauffällig) (P.) silik, sönük

UNSCHERIG : German Turkish

F havaleli, lenduha, hantal

UNSCHICKLICH : German Turkish

yakisik almaz; yakisiksiz, edepsiz; Es ist zwar ~
.
Edeptir söylemesi