Germany
EHRLICH : German Turkish
l. namuslu, §erefli, haysiyetli; yüregi (od. gönlü) acik; ici disi bir
(Handel, Spiel) dogru dürüsi
(Meinung) samimt.riyasiz, halis, acik, icten, icegi
(Adv.) safiyane; saftet ve sadakatle; acikca; can ve gönülden; Q währt am längsten. Spr. Dogrunun isi rast gider.
es Spiel harbi oyun (V);
er Name lekelenmemis isim; ~ zu Werke gehen; ~ handeln namus dairesinde hareket etm.; dogru davranmak; es ~ meinen l. (m. j-m) b-ne karsi hüsnüniyetli olm.
(bei et.) bsde iyi niyetli olm.;
er Makler (a. bist.) mürüvvetkär mutavassit
EHRLICHKEIT : German Turkish
dogruluk; acik yürek; namuskärlik, hulus, ictenlik
EHRLIEBEND : German Turkish
seref ve namus kaygisinda; haysiyetli
EHRLOS : German Turkish
namussuz, haysiyetsiz, yüzükara, kambozuk, alcak deni
EHRLOSIGKEIT : German Turkish
namussuzluk, haysiyetsizlik, alcaklik, denaet
EHRPUSSELIG : German Turkish
F spött. edep ve terbiye hakkinda ifrat derecede titizlik gösteren
EHRSAM : German Turkish
s. ehrbar
EHRSUCHT : German Turkish
san hirsi; mansip hirsi; arivizm
EHRSÜCHTIG : German Turkish
haris(-icah), ikbalperest, arivist
EHRUNG : German Turkish
tazim(-at); saygı gösterilme; izzet ve ikram
EHRVERGESSEN : German Turkish
seref ve haysiyetini, izzetnefsini düsünmeyen
EHRVERLETZEND : German Turkish
tahkiramiz; tahkir edici; namus bozan
EHRVERLETZUNG : German Turkish
izzetinefis yarasi
EHRVERLUST : German Turkish
m medeni ve siyast haklardan mahrumiyet
EHRWÜRDEN : German Turkish
(Anrede für katholische Ordensbrüder): Ew. ~ fazailmeap
EHRWÜRDIG : German Turkish
hürmetli, sayam hürmet; nurani; saygıya läyik; aziz, heybetli, muhterem
EI : German Turkish
lInt. eyl hayl hele bak! ^ gewiß! hay hay; elbette, süphesiz; £/ der verflixte Kerl! Hay dinine yandigim! Ei, wer kommt denn dal Masallahl ei ja! hay hayl öylel elbeti Ei n l. yumurta
an. yumurtacik
(pl.
er) F para, mark; Das — will klüger sein als die Henne. Dagdan gelen bag-dakini kovar. Spr. wie ein ~ dem ändern gleichen tipkis», tipatip benzeri, esi olm.; yanm elmanin yansi o, yansi bu; wie ein rohes ~ behandeln cok dikkatli davranmak;
er legen yumurtlamak; Kümmere dich nicht um ungelegte
er! l. Sirasi gelince ona da bakilir.
Sana ne?
er schlagen yumurta calkamak; wie auf-er n gehen gayet itinali yürümek; wie aus dem ~ gepellt iki dirhem bir cekirdek
EIAPOPEIA : German Turkish
Ki. üyu yavrum ninni!
EIBE : German Turkish
bot. porsukagaci
n.gewächse pl. bot. porsukgiller, kadimiye
EIBILDUNG : German Turkish
biol. yumurta olusmasi
EIBISCH : German Turkish
m bot. l. (syrischer) agac hatmisi
(eßbarer) bamya
EICHAMT : German Turkish
n ölcüler ve ayariar idaresi
EICHE : German Turkish
fbot. l. mese
(arkadische) palamut agaci
(weichhaarige) tüylü mese; Vom ersten Streich fällt keine Eich/ Spr. Tlk vurusta mese agaci devrilemez
EICHEL : German Turkish
bot. palamut (tanesi), pelit
an. hasefe
(Farbe im deutschen Ka.) ispati, sinek
häher m zo. aynitk (od. kestane) kargasi
EICHEN : German Turkish
n (im Eierstock) yumurtacik, büyeyz
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani