Germany
EIGENTÜMER : German Turkish
(ln/) m mal (od. mülk) sahibi; sich als ^ (von et.) ausgehen bse sahip cikmak °lich l. hususT, mahsus, öze, has
(sonderbar) tuhaf, garip, acayip 211cherwelse garip bir suretle; isin garihi...
dir
llchkeit/ l. husust-lik, özellik vasfi mümeyyiz
tuhaflik, garabet
EIGENWÄRME : German Turkish
biol. harareti giriziye; diriksel isi
Wechsel m H bono; emre muharrer senet
wert m H (e-r Integralgleichung) has klymet 9willig l. inatci, dikkafali, serazat
(kapriziös) kaprisli; maymun istahli
(schwer zu behandeln) cetin ceviz; Hindistan cevizi gibi (bir kadin)
(ungebärdig) disli tirnakli; delibas
(selbstherrlich) basma buyruk °wüchsig fig. orijinal
wüchsigkeit / ori-jinalite, oriiinallik, asiiyet
EIGNEN : German Turkish
(intr.) (j-m) b-ne ait(has, karakteristik) olm.; sich ^ (für, zu) bse yaramak, üymak, elverisli olm.; uygun düsmek; s.a. geeignet. °ung/uygunluk, elverislilik, kabi-liyet, ehliyet °ungs.kunde /;
ungs.kundlich psikoteknik Sungs.prüfung / ehliyet imtihani; kabiliyet yoklamasi; test
EIHÄUTCHEN : German Turkish
n biol. vitellüs zan; gisayi vitellin
EILAND : German Turkish
n poet. ada
EILBOTE : German Turkish
m l. kuriye, sai; sürat postacisi
(Post) husust postaci
botschaft / müstacel haber
briel m l. müstacel mektup
ekspres mektubu
EILE : German Turkish
acele, teziik, sürat, hiz, ivinti, ivedi; ~ haben acelesi olm.; Die Sache hat große ~. 1s cok müstaceldir. in aller ^ ayaküstü, äcilen; gümrükten mal kacinr gibi; V: ayar topar; ohne jegliche ^ agir ezgi fistikl makam; zur
^ antreiben iki ayagini bir pabuca sokusturmak
EILEITER : German Turkish
m an. yumurta kanali
EILEN : German Turkish
l. acelesi olm.
(laufen) kosmak; taban calmak
(sich beeilen) tezienmek, acele (od. istical) etm., evemek; sich ~ istical etm.; (sehr) yangma gitmek; EiltI (Aktenvermerk) Acele(-dir)! Ivedi! Müstacel l Eile mit Weile! Spr. Acele ise seytan kansir. Spr. Hizli giden tez yorulur. Spr. Dereyi görmeden pacalanni sivamal Spr.
ds (Adv.) alelacele, süratle; kosa kosa; soluk soluga
EILFERTIG : German Turkish
l. cabuk, tez, süratle
pej. isgüzar
(hastig) aceleci, müteläsi 2keit / l. cabukluk, teziik, sürat
isgüzarhk
acele; et. mit großer ^ betreiben dara (od. aceleye) getirmek
EILFRACHT : German Turkish
;
gut. n ekspresle gönderilen esya; seyriseri, tezgidis 9ig l. (P.) acelesi olan; hizli
(S.) müstacel, mübrem; es ^ haben acele isi olm.; Warum denn so ~? Ates almaga mi geldin? "- gehen adim acmak; ^ und aufgeregt dazira dazir 2igst mümkün mertebe cabuk; kus-kuna kuvvet
marsch m mil. cebrt yürüyüs
schift n ekspres
schrift / kisaltilmis stenografi;
schritt m mil. seri (od. cabuk) adim
zug m sürat katan; ekspres
EIMER : German Turkish
m l. kova, gerdel, bakrac, sitil
(MÜ112) cöp tene-kesi; Es gießt wie aus
n. Bardaktan bosanircasma yagmur yaglyor. im ~ sein F bozulmus (benzetilmis; herbat edil-mis) olm.
(ketten)bagger m kovali (od. godeli) ekskava-tör 9weise kova kova
EIN : German Turkish
l. bir; tek bir; herhangi bir
a) (mit Namen)... isminde bir zat b)... gibi bir adam c) filan falan üstadin eseri
s. jemand
s. man; s.a. eins; ^ und derselbe aym; — Mann ~ Wort. Allah bir söz bir.
es schönen Tages günün birinde; ~ paar bir kac tane; bazi; bir cift; in
em fort hie durmadan; biteviye; fasilasiz; der
e
.. der andere biri... digeri; der
e
.. der andere
.. der dritte kimi... kimi
.. kimi de;
er von euch icinizden biri(-si); der
e meiner Pantoffel terligimin teki; zwei Bände in
em iki cildi bir yerde; Weder das
e noch das andere! Ne §amm sekeri ne Arabin yüzü l Die
en kommen, die ändern gehen. Kimi gelir, kimi gider. Der
e hat Pech, der andere hatGlück. Kimine hayhay, kimine vayvay! Spr. So//
er sagen, was er will! Kim ne derse desin! Da kommt
en ja das Lachen an! tnsanin gülecegi geliyor. Das läßt
em ja die Haare zu Berge stehen! Bu, insanin tüylerini ürpertir!
EINAKTER : German Turkish
m Th. l. bir perdelik piyes
(lustiger) skec 2ig tek perdeli
EINANDER : German Turkish
ir(i)biri, yekdigeri
EINARBEITEN : German Turkish
l. (j-n) b-ni bir ise väklf kilmak
(Einzelheiten) eklemek, ilave etm., katmak; sich ~ k-ni bir ise alistirmak; calisarak vukuf kazanmak (od. bilgi edin-mek); sich langsam ~kanat alistirmak
EINARMIG : German Turkish
tek kollu; colak
EINATMEN : German Turkish
nefes almak; nefesini icine cekmek 9atmen n;* 9atmung / soluk alis (od. alma); sehik, aspirasyon
EINBAHNSTRAßE : German Turkish
tek istikametli yol
EINBALSAMIEREN : German Turkish
tahnit etm., mumyalastirmak
EINBAND : German Turkish
m eilt, kap
decke / eilt kapagi
EINBAU : German Turkish
m ic duzen; dahilt tertibat; enstalasyon, montaj 2en l. icine insa etm.
(Motor usw.) sokmak, monte etm., yerlestirmek, enstale etm.
(organisch einfügen) organik bir suretle katmak; eingebaut gömme;
er Schrank gömme (od. yerli) dolap
EINBAUM : German Turkish
m (der Wilden) pirog
EINBAUMÖBEL : German Turkish
pl. gömme (od. yerli) esya
EINBEERE : German Turkish
bot. tilki üzümü
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani