Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
ENKEL : German Turkish

(in/) m;
kind n torun, hafit, hafide

ENKLAVE : German Turkish

kendi devleti icinde bulunan ve fakat yabanci bir devlete ait olan ulke parcasi

ENKLISE : German Turkish

ling. enkliz
tikon n vurgu itibariyle kendinden evvel gelen kelimeye dayanan edat ^tisch enklitik

ENOCH : German Turkish

n. pr. (Bibel) fdris

ENORM : German Turkish

l. pek büyük; cok iri; muazzam, kocaman, deväsa
(großartig) fevkaläde, harikuläde, enfes

ENSEMBLE : German Turkish

n l. tiyatro, orkestra v. s. heyeti; topluluk; temsil heyeti; takim, trup, kol, ansambi
kendilerine rol dagitilan aktörlerin mecmuu
(Damenkleid) ansambi
musik / beraberlik müzigi
spiel n Th. takim {od. topluluk) oyunu

ENTARTEN : German Turkish

soysuzlasmak; tereddi, tedenni etm., yoziasmak piciesmek, dejenerelesmek; inhitata ugramak
et l. mü-tereddi, soysuz(-lasmis), dekadan
(pervers)sapkm, pervers 2ung / l. soysuzlasma, dekadanlik, dekadans, dejenerasyon, inhitat, yoziasma, tereddi, tedenni
sap-kinlik, perversyon

ENTASCHEN : German Turkish

techn. külünü bosaltmak 2ungs.anlage / kül bosaltma tesisati

ENTBEHREN : German Turkish

(m. Akk. od. Gen.) l. (nicht haben) bsden mahrum (bzw. an) olm.
(vermissen) yoklugunu hissetmek; aramak; bsden yoksun kalmak; yoksunmak; et. ~ müssen bse hasret kalmak; bsden mahrum olm. (od. kalmak); et. ~ können bsden vazgecebilmek; ganisi olm., müstağni olm., bse muhtac olmamak; doygunluktan gelmek; Ich kann ihn nicht ~. Onsuz edemem. Können Sie das ~? Bunun size lüzumu var mi?

ENTBEHRENMÜSSEN : German Turkish

n zoraki mahrumiyet

ENTBEHRLICH : German Turkish

zaruri olmayan; fuzuli, lüzumsuz, zait

ENTBEHRUNG : German Turkish

f vasıtasızlık, mahrumiyet;
en auf sich nehmen mahrumi-yetlere katlanmak

ENTBIETEN : German Turkish

l. (j-n zu sich) celpetmek;aya^ina davet etm.
(Glückwünsche) tebriklerini sunmak
(Grüße) b-ni selämlamak; b-ne iltifat etm

ENTBINDEN : German Turkish

(intr.) (niederkommen) do^urmak, vazihamlet-mek; (tr.) l. (e-e Frau) dogurtmak
(e-r Verpflichtung) bsden affetmek; muaf tutmak; muafiyet vermek; istisna, ibra etm.;elinden almak;Sfe wurden ihres Treueides entbunden. Sadakat yemininden ibra olundular. Seine Frau ist heute von e-m Jungen entbunden worden. Karisr, bugün bir erkek cocugu dünyaya getirdi. ^ung / vazihamil, (do^um) ^ungs.an8talt/, ^ungs.he^m n dogumevi 2ungs.-stuhl m fr. ebenin örekesi

ENTBLÄTTERN : German Turkish

(tr.) yapraklanni düsürmek; yapraksizlandir-mak; sich ^ l. yapraklanni dökmek; yapraksizlanmak
hum. (sich ausziehen) soyunmak

ENTBLÖDEN : German Turkish

sich nicht ^ (zu) bsi yapmaktan cekinmemek (od. sikilmamak); bsi yapma^a kalkismak; (yapmak) küstahli^mda bulunmak

ENTBLÖßEN : German Turkish

l. acmak; örtüsünü kaldirmak; ciplaklatmak; ciplak hale koymak
(das Haupt) basini acmak; sap-kasini cikarmak
(e-r S.) bsden mahrum birakmak; tecrit etm.
(das Schwert) kilici kinmdan cikarmak
t l. ciplak, acik, yalm
(e-r S.) bsden mahrum; von Truppen ^ askersiz kalan; aller Mittel ^ parasiz kalan

ENTBRENNEN : German Turkish

l. (Streit) kizismak
(Kampf) baslamak; pat-lak vermek; tüfekler patlamak
(in Liebe zu) a) b-ne abayi yakmak; b-ne yamp tutusmak; deli divanc olm. b) (vor Zorn) hiddetlenmek
(in Begeisterung) heyecana kapilmak; aska gelmek

ENTDECKEN : German Turkish

l. kesfetmek
(enthüllen) meydana cikarmak
(herausfinden) bulmak
(j-m et.) ifsa etm.; sichj-m ^ b-ne acilmak; kalbini dökmek

ENTDECKER : German Turkish

m käsif; bulup meydana cikaran kimse

ENTDECKUNG : German Turkish

f kesif, bulgu

ENTDECKUNGREISE : German Turkish

f keşif yolculuğu

ENTE : German Turkish

l, zo. ördek; (dial.) badi; (kleinere Art) camurcun
(Zeitungs9) uydurma haber
(Uriniergefäß) ördek; e-e ^ in die Welt setzen fig. havadis uydurmak (od. ucurmak); yumurtlamak; wie e-e ^ watscheln badi badi yürümek

ENTEHREN : German Turkish

l. namusunu lekelemek; b-ne leke getirmek; camurlamak, rüsvay etm.
(vergewaltigen) irzina gec-mek, irza dokunmak; sich ^ kepaze olm., kepazelenmek
d hacaleti mucip; terzil edici; muhilli haysiyet ein-es Verbrechen begehen jur. terzil edici bir su

ENTEIGNEN : German Turkish

l. mülkiyetten iskat etm.; bir mülkü kamulastir-mak
(bewegliches Gut) istimval etm.
(Grundeigentum) istimläk etm