Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
FASTNACHT : German Turkish

karnaval
tag m pehriz günü

FASZIKEL : German Turkish

m l. (Aktenbündel) evrak demeti; dosya
(Teillieferung) fasikül, cüz

FASZINIEREN : German Turkish

s. bezaubern

FATAL : German Turkish

l. (verhängnisvoll) mesum, ugursuz
(widrig) aksi ters, fena
(unangenehm) nahos; hosa gitmeyen
(peinlich) mahcup eden; utandinci, sikintili, üzücü; in e-r
en Lage sein kötü bir durumda olm.; iki arada kalmak 2ismus m cebriye, kadercilik, fatalizm 2ist(in /) m;
istisch kaderci. fatal ist Fata Morgana / serap. ilgimsalgim, yalgm

FATIMIDEN : German Turkish

pl. bist. Fatimller, Fatimiye

FATUM : German Turkish

n kaza ve keder; almyazisi; kismet

FATZKE : German Turkish

m snop; ispati bey; bopstil

FAUCHEN : German Turkish

l. (Katze) tislamak
flg. ates püskürmek

FAUL : German Turkish

l. cürük
(Ei) cilk
(stinkend) kokmus
(träge) tembel, ag;irkanh, miskin, uyusuk; kül kedisi
(arbeitsscheu) hayiaz
(verdächtig) süpheli, sakat
(säumig) ihmalci; yavastan alan
(mies) V: fos, aynasiz; Hier ist etwas ^ im Staate Dänemark. Bu iste bir bityeni^i var.
e Sache cürük alisveris (od. tahta);
e Ausrede bahane; hicten bir mazeret; sudan bir özür; beynamaz özrü; zu ^ (um et. zu tun) üsengec, üsengen; Er ist zu ~ zum Reden. Lakirdi söyleme§e üseniyor. Unsere Sache steht ^. tsimiz boru. (V)
er Witz fena saka; sich auf die
e Haut legen yan gelip yatmak 9baum m bot. yabant akdiken; siyah kizilagac

FAULEN : German Turkish

cürümek, tefessüh etm

FAULENZEN : German Turkish

tembellik, hayiazhk etm.; sinek aviamak; dalga saymak; arkaüstü yatmak; bös durmak; V: havyar kesmek 2er(in/) m tembel, hayiaz; haymana mandasi (od. sigin); kaldinm mühendisi; bickm 2erei f tembellik, hayiazhk; hum: yangeldizm 9er.paradles n miskinler tek-kesi; tembelhane

FAULHEIT : German Turkish

tembellik. hayiazhk, üseniklik, avarelik

FAULPELZ : German Turkish

m s. Faulenzer,
tier n l.
bradip, ay-ay
F s. Faulenzer

FAUN : German Turkish

m myth. fon

FAUNA : German Turkish

mecmuai hayvanat; direy, dogay, fauna

FAUST : German Turkish

l. yumruk
fig. bilek kuvveti; e-e ^ machen; die ^- ballen yumrugunu sikmak; Das paßt wie die ~ aufs Auge. Kel basa simsir tarak yakisir yal Donya^iyle pek-mez gibidir. Alti kaval üstü sisane. auf eigene ~ hodbe-hot; kendi basina; resen; mit der ^ auf den Tisch schlagen yumrugunu masaya vurmak; sich gegenseitig mit den Fäusten bearbeiten yumruklasmak; yumruk yumruga gelmek; mit den Fäusten um sich schlagen yumruk savur-mak

FAUSTDICK : German Turkish

yumruk kalmh^inda; Er hat es ^ hinter den Ohren. Karamanin koyunu sonra cikar oyunu. wer es ^ hinter den Ohren hat kapall kutu; sir küpü; yere bakan yürek yakan; icinden pazarlikli; s.a. Stw. Lüge

FAUSTEN : German Turkish

(Ball) yumruklamak
groß yumruk kadar; ^ werden (Beule) davula dönmek 9handschuh m yanm eldiven; kolcak 2kampf m yumruklasma 2kämpfer m yum-rukcu, boksör 9pfand n jur. teslimi mesrut sekilde rehin 9recht n l. yumruk hakki
fig. bilek kuvveti; zorbalik
bist. ihkaki hak 2regel / pratik bir kaide 2schlag m yumruk (darbesi); musta; e-n ~ versetzen yumruk atmak 9voll tutam, sikim, kisim; bir avuc

FAUTE DE MIEUX : German Turkish

daha iyisi bulunmadigi icin

FAUTEUIL : German Turkish

m koltuk

FAUTFRACHT : German Turkish

f jur. pismanhk naviun

FAUXPAS : German Turkish

m gaf, pot; e-n ~ begehen pot kirmak; gaf yapmak; nane yemek

FAVORISIEREN : German Turkish

l. gözde tütmak
(Sport) favori göstermek °\\i m favori, gözde; als ~ gelten (Sport) favori gösteril-mek 9itin/ l. s. Favorit
bist. (des Sultans) a) ikbal b) (die e-e Tochter geboren hat) haseki kadin c) (die e-n Sohn geboren hat) haseki sultan

FAXEN : German Turkish

pl. maskaralik, soytanlık

FAYENCE : German Turkish

fayans, cini
n.kunst/cinicilik, seramik
n.palast m (Teil des heutigen Antikenmuseums in Istanbul) fayans, cini
n.kunst/cinicilik, seramik
n.palast m (Teil des heutigen Antikenmuseums in Istanbul) çinili Kösk