Germany
GEGENSTAND : German Turkish
m
şey, madde
(Thema) mevzu, konu, sadet
(Körper) cisim
motif, tema, süje
nesne, obje
GEGENSTANDLOS : German Turkish
esassız, asılsız; hükmü kalmayan
(zwecklos) boş, manasız, luzumsuz
(abstrakt) mücerret, soyut, abstre, nonfigüratif; ~ werden hikmeti vücudu kalmamak
GEGENSTIMME : German Turkish
l. mus. kontrparti
muhalif rey
GEGENSTOß : German Turkish
m mit. mukabil darbe (hücum, taarruz); e-n ^ ausführen mil. mukabil taarruz yapmak
GEGENSTRÖMUNG : German Turkish
l, (im Wasser, in der Luft) anafor
a.ßg. aksi akinti; karsi cereyan
GEGENSTÄNDIG : German Turkish
(Blätter) bot. mütekabil, karşılıklı
GEGENSTÄNDLICH : German Turkish
(objektiv) afaki, objektif, nesnel, şey'i
(Konkret) maddi, konkre, somut, müşahhas
(darstellend) tasviri, temsili
GEGENSTÜCK : German Turkish
n l. (e-s Paares) es, tek
(Entsprechung) karsilik, denk
lit. nazire, benzek
GEGENTAKT : German Turkish
m el. pu§ pul
GEGENTEIL : German Turkish
n aksi, ters, karsilik, mukabil; Das ^ von Ruhe ist Bewegung. Sükünun karsiligi harekettir. Sein Vater ist ein fleißiger Mann, er selber aber das genaue ^. Babasi caliskan, kendisi inadina tembel. das ^ behaupten aksini iddia eim.\\Genau das ^ ist der Fall. t§ bunun tamamiyle aksinedir. das genaue ^ (des Beabsichtigten) erzielen maküs bir netice almak (elde etm.); im ^ aksine; aksi olarak, tersine, bilakis; ins ^ verdrehen terslne cevirmek; Der Zustand des Patienten hat sich nicht gebessert, sondern im ^ verschlimmert. Hastanin hali iyilesecegi yerde vahimlesti. ^^g zit, muhalif, aksi; Vielleicht sind Sie
er Ansicht. Beiki siz aksi fikirdesiniz. die
e Ansicht vertreten hiläfim iltizam etm.; im
en Fall aksi halde; yoksa Gegenthema n mus. kontrastan tem; kontrsüje
GEGENUNTERSCHRIFT : German Turkish
ikinci bir sahsm imzasi
GEGENVERSICHERUNG : German Turkish
karsilikli sigorta
GEGENVORSCHLAG : German Turkish
m karsi teklif
GEGENWART : German Turkish
l. (Jetztzeit) simdiki zaman; halihazir
(Anwesenheit) huzur
gr. zamani hal; hal Slygasi; in seiner ^ kendi varken; huzurunda, muvacehesinde ^wärt^g l. (jetzig) simdiki, halihazirdaki, bugünkü
(Beh.) (vorliegend) isbu
(anwesend) mevcut, hazir
(erinnerlich) hatirda olan
(Adv.) halihazirda, simdi, halen;
er Zustand statüko; bei der
en Lage simdiki halde; Qwarts.nahe aktüel
GEGENWEHR : German Turkish
müdafaa, savunma, mukavemet, direnc
GEGENWERT : German Turkish
m karsilik, bedel; H a. kontrvalör
GEGENWIND : German Turkish
m naut. ters (capanz, dik) rüzgär
GEGENWINKEL : German Turkish
pl. geom. mütevafik zaviyeler; yönde? acilar
GEGENWIRKUNG : German Turkish
aksi tesir; reaksiyon, tepki, aksülamel i
GEGENZEICHNEN : German Turkish
mukabil imza atmak; vize etm
GEGENZUG : German Turkish
m l. (Eisenbahn) karsi tren
(am Handwebestuhl) kartal agaci
Scha. usw. mukabil hamle
(Luftzug) kurander
GEGENÜBER : German Turkish
l. karsi(-smda)
(P.) yüz yüze
(vergleichend) nispetle, klyasla
(gegensätzlich) aksine olarak; einander ^ karsi karslya; burun buruna; mir ^ bana karsi; das Haus ~ karsiki ev; ° n l.karsikomsu; karsida oturan
(beim Tanz) vizavi
liegen karsi karslya bulunmak
liegend l. karsi(-ki), karsilikli
geom. (Winkel) mütekabil, yöndes; das
e Ufer karsi yaka
setzen karsisma oturtmak; sich ^ karsisinda oturmak
stehen l. karsisinda bulunmak
(sich od. einander) karsi karslya durm^ak; burun buruna (göz göze; yüz yüze) gelmek
ßg. {e-r S. gleichgültig skeptisch usw.) telakki etm., bakmak
(vor Gericht) durusmak
stellen l. karsisma koymak
(konfrontieren) karsilastirmak, yüzlestirmek
(vergleichen) mukayese etm., karsilastirmak, ölcüstürmek
treten l. (P.) karsisma cikmak; karsi durmak; b-le yüzlesmek
(S.) bir isi karsilamak
GEGNER : German Turkish
(ln /) m l. aleyhtar, muhalif
a. jur. hasim, mu-hasim; karsi taraf
(Feind) düsman
(Nebenbuhler) rakip
(Opponent) muteriz, muariz; karsit bulunan
(Th.) antagonist Qisch s. Gegner,
es Tor Fb. hasim (od. rakip) kale;
e Mannschaft Fb. karsi takim
schatt / l. (P.) aleyhtarlar, muhalifler
(abstrakt) muhalefet, aleyhtarlik, hasimlik, husumet, düsmanlik, antagonizm
GEGRÖLE : German Turkish
n riara, bagins; in ein ^ ausbrechen narayi basmak
GEHABE : German Turkish
n tasannu, yapmacik, yapinis; Sein ^ ist einfach unerträglich. Kurumundan gecilmiyor.
n n davrams, hareket 2n: sich ^ z. va. davranmak, hareket etm.; Gehab’ dich wohll Esen kal! Selämetlel Gehackte n kiyilmi§ et; klyma
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani