Germany
GRATINIERT : German Turkish
(Kochkunst) gratenli
GRATIS : German Turkish
meccani, meccanen, parasiz, bedava, caba; (Adv. a.) hasbetenlillah, fisebilillah; V: habeden, bele§ 9exemplarn hediyelik nüsha °vorstellung / Th. parasiz gösteri
GRATULANT : German Turkish
(in /) m tebrik eden; kutlayan
ation / tebrik, kutlama
ations.besuch m tebrik ziyareti; e-n ~ machen göz aydina gitmek ~ieren (j-m zu et.) b-ni bsden dolayt tebrik etm.; Zu diesem Erfolg kann man Ihnen wirklich ^. Bu basandan dolayi cidden sayam tebriksiniz
GRAU : German Turkish
l. killrengi, boz, kursunt, gri
(Haar) kir
(Vorzeit) pek eski
(eintönig) ic sikici, usandinci
(düster) hüzün verici; üzüntülü
(farblos) renksiz
(nebelhaft) hayal meyal görülen;
e Haare bekommen sakah agarmak; sacma (sakalina) kir düsmek; kirlasmak;
er Wolf (natio-nai-türk. Emblem) bozkurt; Darüber lasse ich mir keine
en Haare wachsen. Ondan yana hie tasa cekmem. Vor e-m
en Haupte sollst du aufstehen (und die Alten ehren)» (Bibel) thtiyarlara hürmet etmek läzimdir. ~ in
malen ßg. bsin karanlik bir tablosunu cizmek "ammcr / 20, ekin yelvesi
bärtig kir sakalli; kirkil
blau cakir; süt mavisi
braun sican tüyü; sicankin; sincabi °bünden n. pr. (Schweiz) Grizon
en (l) (Tag) agarmak (II) Es graut mir (vor) (bsden dolayi) cok dehset icindeyim. Ihm graute vor der Prüfung. Imtihandan ödü pathyordu
GRAUEN : German Turkish
n dehset, yilginlik 9haft; 9voll korkunc, dehsetH
GRAUFARBEN : German Turkish
(Pferd) kir donlu ^gans / zo. yaban kazi
gefleckt (Pferd) baklakin
haarig kir sacli 2hal m zo. alti yankli balik; bozcamgöz; dik. burun baligi ^hamster m zo. pirinc cirlak sicani; pirinc hamsteri °kopf m kir sacli adam
GRAULEN : German Turkish
: Es grauet mir. (od.) Ich graule mich (vor) Dehset icindeyim. Korkudan tüylerim ürperiyor
GRAUMELIERT : German Turkish
kircil; kir kansmis saclar;
es Haar bekommen kirantalasmak, kircillanmak
GRAUPE : German Turkish
(mst.
n pl.) kaba kinlmi§ arpa; kirma
l / (mst.
In pl.) ehe bulguru ^ln: Es graupelt. Bulgur yaglyor
GRAUS : German Turkish
m dehset; tüyler ürpertici sey
GRAUSAM : German Turkish
l. (erbarmungslos) merhametsiz, gaddar, kiyici, tasyürekli, zaiim, nemrut, vahsl, barbar, gävur; Allahtan korkmaz (Adv. a.): öldüresiye; celiät gibi
(grimmig) pek siddetli; korkunc, müthi$
F fena halde, pek, cok; ^ behandeln zulmetmek;
er Tyrann delibalta 2keit / merhametsizlik, gaddarhk, zulüm, nemrutluk, barbar- lik, vahsilik
GRAUSCHIMMEL : German Turkish
m l. kir at; baklakin. si(;ankiri, demir kin; demiri
hum. esek
Schnäpper m zo. lekeli sinekyutan
GRAUSEN : German Turkish
:Mir (od. mich) graust. Tüylerim diken diken oluyor. Ihm grauste vor der Arbeit, tsten nefret ediyordu. 2 n teläs, dehset; Ein kaltes ~ überlief ihn. Basindan asagi soguk sular dökülmüs gibi oldu.
Ig korkunc; tüyler ürpertici, dehsetli, müthis
GRAUSPECHT : German Turkish
m zo. gri agackakan
spießglanz m min. rastik tasi; antimonit
tier n esek, merkep, cemender
wacke/ min. grovak
werk n pötigri
GRAVENSTEINER : German Turkish
m bir elma cinsi
GRAVEUR : German Turkish
m hakkäk, kalemkär; fnühür kazicisi
GRAVID : German Turkish
gebe, hamile, yüklü 2ität/gebelik, hamilelik
GRAVIERANSTALT : German Turkish
hakkäk atelyesi "en hakketmek, oymak 9end a^irlastiran;
e Umstände pl. jur. cezayi agirlatici sebepler; esbabi müseddide
ung/hak isi gravimetrisch:
e Analyse ehem. tartil analiz; tahlili veznt
GRAVITATION : German Turkish
phys. cazibe, cekim 2ätisch agir tavirli: ciddl, vakarli, mutantan; süzüle süzüle °ieren incizap etm., cekilmek; gönlü akmak
GRAVUR : German Turkish
Gravüre / kalemkärlik, gravür
GRAZ : German Turkish
n. pr. Graz, Grac Grazie/sive, yosmalik, letafet, zarafet, haiävet; edali tavir; sirinlik cilve
len pl. l. mvth. dilberlik iläheleri
hum. genc kizlar ^iös siveli, cilveli, latif, zarif, edali; ^ den Kopf beugen gerdan kirmak
GREENHORN : German Turkish
n s. Grünhorn
GREENWICH : German Turkish
n. pr. Grinic; der Meridian von ^ Grinic meri-dyeni (od. nisfinnehan)
GREGOR : German Turkish
n. pr. Greguar; Papst Gregor VII. Papa yedinci Greguar ^lanisch:
er Kalender Gregoriyen takvimi
GREIF : German Turkish
m: Vogel ^ (etwa): Anka (kusu); Zümrüdüanka
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani