Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
HANDELSABKOMMEN : German Turkish

2 ticaret anlasmasi
agent m acenta, ajan
artikel pl. ticaret mall
attache m atasekomersyal; ticaret atasesi
bank / ticaret bankasi
beziehungen pl. ticari münasebetler
bilanz / ticaret bilancosu
brauch m ticari ädet
bücher pl. ticaret defterleri
delegation f ticari heyet Seinig: ~ werden pazar(-lik) kesmek; pazar-hgi uydurmak; (söz) kesismek; Man wurde nicht ^ Pazarlik uymadi.
flotte / ticaret filosu
gericht n ticaret mahkemesi
geschäfte pl. ticari muameleler
gesellschaft/" ortaklik (ticari) sirket (ausländische mst.:) kumpanya; offene ~ kolektif sirket;
gesetz n ticaret kanunu
gesetz-buch n ticaret kanunnamesi
haus n ticarethane
hoch-schule / (Istanbul) Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu
kammer / ticaret odasi
korrespondenz / ticari muhabe-rat
künde / ticaret bilgisi
marine / ticaret filosu
marke / alämeti farika; marka
minister m Ticaret Bakani
ministerium n Ticaret Bakanligi
nachrichten pl. ticari haberler
platz m l. ticaret yeri; ticaretgäh
(Faktorei) müstamere, tanmsa, sömürge
recht n ticaret hukuku
register n ticaret sicili
schiff n ticaret gemisi
schiff ahrt f ticari denizcilik
schule / ticaret okulu
spanne / ticaret payi
sperre / ambargo
Straße f fr. kervan yolu 9üblich ticaret örf ve ädetlerine uygun

HANDELSUNTERNEHMEN : German Turkish

n ticarethane; ticaret evi
vertrag m ticaret anlasmasi
Vertreter m acenta, ajan, reprezantan
waren pl. ticari esya; tüccar mallan
wert m ticari klymet
zweig mticaret subesi; brans

HANDELTREIBEND : German Turkish

ticaret yapan

HANDEXEMPLAR : German Turkish

n daima el altinda bulundurulan kitap nüshasi
feger m el fircasi
fertigkeit / el yatikligi {od. cabuklugu)
fesseln pl. kelepce ^fest l. (kräftig) kuvvetli
(Lüge) kuyruklu (yalan)
feuerwaffe / portatif atesli siläh
fläche / el ayasi; avuc, apaz 2gearbeitet el isi; el islemeli
geld n pey akcesi; kaparo
gelenk n el bilegi; aus dem ~ ceffelkalem; et. aus dem ^ schütteln parmagi-nm icinde cevirmek 2gemalt kalemkäri ^gemein: ^werden dövüsmek, atlsmak; bo^az bo^aza gelmek
gemenge n l. mil. gögüs gögse carpisma
(Balgerei) bogusma, dalas; sac saca bas basa dövüsme
gepäck n el esyasi 9geschrieben eile yazilmis; yazma 2gewirkt eile örülmüs
granate / el bombasi Sgreiflich l. (konkret) müsahhas, konkre; eile tutulabilir
(evident) besbelli, apasikär;
er Scherz el (od. esek) sakasi; — werden dövüse baslamak; yaka yakaya gelmek
griff m l. manet; (am Fahrrad) gidon sapi
s. Griff
(Geschicklichkeit) el yatikligi
(geringe Arbeit) zahmetsiz is
habe / kulp; tutamak noktasi; vesile, imkän; e-m üblen Kerl e-e willkommene ^ bieten yilanin kuyruguna basmak ^haben l. (eile) idare etm.
(ausführen) tatbik, icra etm.
(gebrauchen) kullanmak
(Maschine) isletmek; leicht zu ^ kullanish, kolayilkli; schwer zu ^ kullanissiz
habung / manipüla-syon, manevra, kullanis, idare, uygula(n)ma; strenge
~ sikilik
harmonika / mus. armonik(-a)

HANDIKAP : German Turkish

n l. handikap
allg. mahzur, halel
(Hemmnis) mänia, engel 9en (mst. Part. Perf. gehandikapt) halel getirmek; mani olm., rahatsiz etm

HANDKARREN : German Turkish

m el arabasi; cekcek
klapper / cengi zili; kliket
koffer m el cantasi; valiz
kurbel / cevirme kolu; dirsekli kol
kuß m el öpme
langer n? l. el ula^i; yamak
(Arbeiter) duvarci ciragi; rencper
pej. yardak, omuzdas, hempa
laterne / el feneri
lauf m (e-r Reling) naut. küpeste, vardamano

HANDLESEKUNST : German Turkish

el fall
Ieser(in/) m el falcisi
leuchter m el samdani 21ich kullanisli, kolayilkli
Unien pl. avuc yivleri

HANDLUNG : German Turkish

l. hareket, fiil, is, amel, ameliye, islem, edim
(e-s Dramas) aksiyon, eylem, olgu
(Laden) dükkän, magaza; strafbare ^ cezayi müstelzim suc; e-e strafbare ~ begehen jur. cezayi müstelzim bir harekete tevessül etm.; Einheit f der ~ lit. olgu birligi; ^.bevollmächtigte m H ticari vekil
s.drama n Th. aksiyona dayanan oyun
s.fähigkcit/^ur. fiil ehliyeti, eylem yetenegi
s.freiheit/ \\.jur. ihtiyar
hareket serbestligi
s.gehilfe m l. (Schreiber) kätip
(Verkäufer) tezgähtar
s.reisende m seyyar ticari mümessil; komivuayajör
s.weise/ l. tarzi hareket
(Verfahren) muamele, usul, prodesür

HANDORGEL : German Turkish

s.
barmonika,

HANDPFERD : German Turkish

n l. arabanin sag tarafina kosulan at
(Ersatzpferd) yedek at

HANDPFLEGE : German Turkish

f manikür

HANDPUPPE : German Turkish

f el kuklasi

HANDREICHUNG : German Turkish

f el uzatma; yardim

HANDRÜCKEN : German Turkish

m elin tersi

HANDSCHELLE : German Turkish

f kelepce; j-m
en anlegen b-ne kelepce vurmak; b-ni (bileklerinden) kelepcelemek

HANDSCHENKUNG : German Turkish

f jur. elden hibe

HANDSCHLAG : German Turkish

m el sikma; toka

HANDSCHREIBEN : German Turkish

n el yazisi mektup

HANDSCHRIFT : German Turkish

f l. el yazisi, özyazi, hattidest
(Manuskript) manüskri; el yazmasi; yazma eser; Er hat e-e schöne ~. Güzel yazisi var. Hüsnühatti var

HANDSCHRIFTENKUNDE : German Turkish

f paleografi

HANDSCHRIFTLICH : German Turkish

elle yazili; hattıdestle, yazma

HANDSCHUH : German Turkish

m eldiven

HANDSCHUHMACHER : German Turkish

m eldivenci

HANDSPAKE : German Turkish

f naut. el (od. irgat) manivelasi

HANDSPIEGEL : German Turkish

m el aynasi