Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
HANNOVER : German Turkish

n. pr. Hanovra
aner(in /) m; 9anisch Hanovrali

HANS : German Turkish

n. pr. Jan, Yani; ^ der Träumer dalgaci Mahmut; Was H ansehen nicht lernt, lernt ^ nimmermehr. Spr. Kart agacin bükülmesi güc olur. Spr. Agac taze iken egilir. Spr.; Jeder ^ findet seine Grete. Spr. Tencere yuvarlandi kapagim buldu. Spr

HANSA : German Turkish

; Hanse/n, pr. hist. Hansa birligi

HANSDAMPF : German Turkish

m kara kaytaz; ^ in allen Gassen sein bin tarakta bezi olm.; kirk kapinm mandah olm.; her hava-dan calmak

HANSESTADT : German Turkish

eski Hansa birligini teskil eden sehirlerin herbiri

HANSNARR : German Turkish

m sakaci, zevzek
wurst m maskara, saklaban, soytan, polisinel, paskai, palyaco, kasmer; den ^ spielen soytanlik etm.; maskaralanmak
wurstiade / maskara-lik, soytanlik, kasmerlik, palyacoluk

HANTEL : German Turkish

f (Turnen, Sport) gülle. halter

HANTIEREN : German Turkish

l. eile cahsmak
(geschäftig sein) mesgul olm.
(m. et.) kullanmak, idar«- etm

HAPERIG : German Turkish

her dakikada bir dur

HAPLOLOGIE : German Turkish

ling. hece yutumu; asinma

HAPPEN : German Turkish

m lokma, parca; fetter ^ fig. yagh kuyruk ^^g l. (gefräßig) acgözlü, obur
(Preis) fahis
(gierig) haris

HAPPI : German Turkish

Int. happadak!

HAPPY-END : German Turkish

n Th., lit. mutlu son

HAPS : German Turkish

m: mit e-m ^ hinunterschlucken lüp diye yutmak; °! hartadaki

HAREM : German Turkish

m harem dairesi; haremlik; (des Sultans /r.) Babüssaade 2s.artig haremvari
S.Wächter m harem a^asi; hadim

HARFE : German Turkish

mus. harp(-a)
nist(in /) m;
n.spleler(in /) m harpist, harpaci

HARKE : German Turkish

l. bahcivan taragi; tirmik
(bei^oulett) kürek; Ich werde ihm zeigen, was e-e ^ ist! F Aklini basina getiririm! 9n tara(kla)mak, tinmiklamak

HARL : German Turkish

(Ruf für Zugtiere) sola!

HARLEKIN : German Turkish

m soytan, paskai, palyaco, pusatci
ade/soytanlik, palyacoluk

HARM : German Turkish

m l. gam, elem, tasa
(Kränkung) incitme, gadir
(Unrecht) haksizlik

HARMLOS : German Turkish

l. zararsiz, korkusuz
(P.a.) Allahlik; boynuzsuz koyun
(gutartig) iyi niyetli; kanncayi incitmez
med. selim
(naiv) saf, sadedil
(unschuldig) yaziksiz, masum, sucsuz; Gefährliche Menschen sehen oft ^ aus. Isiracak it dis göstermez. Spr

HARMONIE : German Turkish

l. ahenk, uyum, harmoni, uygunluk
fig. imtizac; iyi gecinme
ie.lehre / mus. harmoni teorisi 2ieren hemahenk olm.; uymak P., iyi gecinmek; anlasma halinde yasamak; b-le imtizac etm., bagdasmak; Diese Farben harmonieren nicht miteinander. Bu renkler bir-birine uymaz.
ika / l. mus. armonik, akordeon
(bei Schnellzügen) körük ~isch l. ahenkli, hemahenk, har-monik
imtizacli
(Farben a.) ban§ik
(wohlklingend) makamli;
e Teilung harmonik (od. müellef) bölme; altmkesit °isieren l. mus. armonize etm., armonilemek
s. °ieren.
ium n (h)armoniyum

HARN : German Turkish

m idrar, sidik, bevil; ~ lassen s. harnen,
abfluß m med. silisülbevil; sidigini tutamama hastaligi
analyse / idrar tahlili
ausscheidung / idrar sökmesi; diyürez
be-schwerden pl. sidikzoru
blase / an. mesane; sidik tor-basi; sidiklik; sidikkavu^u 9en isemek; su dökmek; bevletmek
grieß m mesane kumu

HARNKANÄLCHEN : German Turkish

pl. sidik borucuklan; enabibi bevliye
leiter m sidik borusu; halip, ureter
organe pl. idrar sistemi
röhre / siyek, ihlil, uretra
rühr / med. seker illeti:, diy.abet
säure/asit ürik
stoff m üre. bevle ^t^eibend idrar söktürücü; müdrir, diyüretik
Untersuchung / idrar muayenesi
Vergiftung / med. üremi
verhaltung / sidik tutulmasi; ihtibasi bevil
wege pl. sidik yollan; mecariyi bevliye
zwang m siddetli sidik zoru; dizüri

HARPUNE : German Turkish

zipkin, kakic
en.kanone / zipkm topu
Ier(-er) m zipkinci 91eren zipkinlamak