Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
JOSUAN : German Turkish

pr. (Bibel) Yusa

JOT : German Turkish

n (im deutschen Alphabet) j harfi
a n l. (im griech. Alphabet) i harfi
semme, zerre; Da fehlt kein ^. Eksigi gedi§i yok

JOUL : German Turkish

e n phys. jul

JOUR : German Turkish

m kabul günü; ^ fixe m muayyen ve muntazam müläkat günü

JOURNAL : German Turkish

n l. H yevmiye defteri
gazete
dergi, mecmua
(Schiffs2) seyir jurnali
ist(in/) m gazete yazan; gaze-teci
Ismus m; istik / gazetecilik 21stisch gazeteye (bzw. basina) müteallik

JOVIAL : German Turkish

l. (fröhlich) sen, setaretli, keyifli
(gutmütig) baba-can, babayant, rint, ehlidil, deryadil; gönül eri
(wohlwollend) hayirhah, lütufkär
(leutselig) kibirsiz
(lächelnd) gülümseyerek, gülec, besus 2ität / l. senlik, setaret, keyif
babayantlik, rintlik
hayirhahhk
kibirsizlik
güleryüz

JUBEL : German Turkish

m l. büyük sevinc; meserret taskmhgi
(Rufe) yasa sesleri; sevinc nidalan
feier/jübile –

JUBILAR : German Turkish

m jübilesi kutlanan kimse

JUBILATE : German Turkish

el. Paskalyadan sonra ücüncü pazar günü

JUBILIEREN : German Turkish

l. poet. s. jubeln.
(Vögel) öt(üs)mek, sakimak

JUBILÄUM : German Turkish

n jübile; yildönümü (od. senei devriye) senligi
s.ausgabe / bir yildönümü münasebetiyle cikanlan kitap

JUCHHE : German Turkish

! yasa(-sm)! hural 2 n l. gürültülü sevinc; sevinc cilginligi
T/z. paradi
üst kat

JUCHTEN : German Turkish

(-leder n) m, n telätin; Rus sahtiyam

JUCHZEN : German Turkish

pej. s. jauchzen

JUCKEN : German Turkish

(intr.) kasinmak; kasintisi olm., gidismek; (tr.) kasindirmak; kasinti vermek; sich ^ k-ni kasimak; kasinmak; wen das Fell juckt F dayak yoksulu; dayaga susami$ 9 n kasinti

JUCKPULVER : German Turkish

n kasindinci toz
reiz m kasinti; ^ verursachen kasinti vermek; kasindirmak; ^ empfinden kasinti duy-mak; gicismek

JUDA : German Turkish

n.pr. l. (Bibel) Yehuda
der Löwe von ^ (Negus) Yuda asiani
Ismus m Yahudilik; Musevt dini

JUDAS : German Turkish

l. n.pr. (Bibel) Judas
fig. hain
bäum m bot. ergu- [ van agaci
kuß m yalandan öpme; sahte sevgi
lohn m) ihanet icin verilen ücret
ohr n l. bot. mürver mantan
naut. (Ohrholz) yelpaze

JUDE : German Turkish

m Yahudi; der Ewige ~ ezelt (od. serseri) Yahudi

JUDENBART : German Turkish

m l. Yahudi sakali; uzun sakal
bot. taskiran-gillerden bir sarmasik
dorn m bot. hünnap agaci; cigde ~felndUch antisemitik
teindlichkeit / antisemitizm
geg-ner m antisemit
kirsche / bot. güveyfeneri, geiinfeneri; gelin otu; kambel otu
schule/ha vra; Ihr macht ja e-n Lärm wie in e-r ^. Burayi havraya döndürmüssünüz.
stem m pej. alti suali yildiz
turn n l. Yahudilik; Musevl dini
Yahudi karakteri
Verfolgung / pogrom
viertel n Yahudi mahallesi

JUDITH : German Turkish

n.pr. (Bibel) Yudis

JUDLKA : German Turkish

el. Paskalyadan evvel ikinci pazar günü

JUDO : German Turkish

n judo
ka m judocu

JUGEND : German Turkish

l. genclik
(Kindheit) cocukluk
(P.) gencler, cocuklar, delikanlilar; nichts von seiner ^ gehabt haben gencli^ine doyamami§ olm.
erinnerung/genclik hatirasi
freund(in /) m cocukluk (od. genclik) arkadasi 9frlsch körpe, taze, taravetli, yosma
frische / körpelik. tazelik, taravet, yosmalik
gericht n cocuk mahkemesi
jähre pl. genclik yillan; in seinen
n genclik demlerinde
künde/ pedoloji, cocukbilim, etfaliyat 211ch l. genc
(Eigenschaft usw.) genclige has olan; in
em Alter gen^ yasmda; in e-m noch ^ zu nennenden Alter henüz genc denecek bir yasta; mit
er Figur genc yapili
liehe pl. 14 ilä 18 yaslan arasindaki gencler; (Sport a.) junyor(-lar)
liebe / ilk ask; ilk gözagnsi
recht n jur. cocuk hukuku
Schriften pl. cocuklara mahsus kitap(-lar)
stil m Yeni Üslup; Arnuvo
streich m genclik taskinligi
sünde / genclik kabahati
werk n (e-s Autors) genclik eseri
zeit/genclik zamani; bahar

JUGOSLAWE : German Turkish

m;
in /; 9Isch Yugoslav(-yali)
ien n.pr. Yugoslavya