Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
KADAVER : German Turkish

m naas, l es, kadavra, cife, ceset
gehorsam m körükörüne itaat

KADENZ : German Turkish

mus. l. (abschließende Akkordfolge) durgu, ka-dans
(Improvisation) durguluk, düzem, kadans

KADER : German Turkish

m kadro

KADETT : German Turkish

m askeri okul ögrencisi
en.anstalt / askert lise l
en.schiff n okul gemisi

KADI : German Turkish

m kadi, häkim, yargic; zum ^ laufen mahkemeye bas vurmak

KADMIUM : German Turkish

n ehem. kadmiyum

KAFF : German Turkish

n F cansikici bir yer (köy, kasaba v. s.)

KAFFEE : German Turkish

m kahvc; (als Handelsartikel) kuru kahve; ^ ohne Zucker sade kahve; — mit wenig (viel) Zucker az (cok) sekerli kahve; — mahlen kahve cekmek; Das ist doch kalter ^l F Bu, tatsiz tuzsuz bir mesele! Bu, herkesce malum*. ^ vorsetzen (reichen, servieren) kahve ikram etm.
höhnen pL cekirdek halinde kahve; kuru kahve 9braun kahverengi
ersatz m kahve erzatsi; suni kahve garten m bahceli kahvehane
geschirr n kahve takimi
Händler m kurukahveci
haus n kiraathane. kahvehane; (größeres a.) gazino
kanne / alafranga kahve ibrigi
klatsch m F kadinlar toplantisi
maschine / (für Filterkaffee) perkolatör "mühle / kahve degirmeni
satz m kahve telvesi; Wahrsagen n aus dem ^ telve fall
Schwester / l. kahve tiryakisi olan kadin
(Schwatzbase) dedikoducu kan
tasse / l. (türk.) kahve fincani
(eu-rop.) cay fincani

KAFFER : German Turkish

m l. n. pr. (Südafrika) Käfir
F pej. ahmak, ebleh, öküz

KAFTAN : German Turkish

m kaftan

KAHL : German Turkish

l. ciplak
(haarlos) kiIsiZy sacsiz, tüysüz bzw. saclan dökülmüs; kabak (od. tas) gibi; kel, daziak, caviak, patel
(Baum) yapraksiz
(Gegend) agacsiz
(Zimmer) kuru oda ^kopf m:
köpflg daziak, caviak, dimdsziak, kel; kabak bash
scheren saclan dibinden kesmek 9schlag m l. (Forstwirtschaft) tiraslama; bir yerdeki agaclann hepsinin kesilmesi
(Lichtung) orman icinde agacsiz yer

KAHM : German Turkish

m bir sivi üzerinde küf tabakasi ^ig küflü

KAHN : German Turkish

m l. kayik, sandal, barka
(Las^) mavuna, layter
F yatak; richtige Kähne (hum.) (besonders große Schuhe) salapurya

KAI : German Turkish

m nhtim
anlagen pl. nhtim tesisati 2en (Rahen) naut. alabora etm.
gebühr / nhtim resmi

KAIDAUNEN : German Turkish

pl. iskembe

KAIMAN : German Turkish

m zo. kayman

KAIN : German Turkish

n. pr. (Bibel) Kabil
s.zeichen n kardes katilligi damgasi

KAIPAK : German Turkish

m fr. kaipak

KAIRO : German Turkish

n. pr. Kahire

KAISER : German Turkish

m l. imparator, kayser, seit. Sezar
(Wilhelm II.) Kayzer; die byzantinischen ^ Bizans kayserleri; ^ werden imparatorluga gecmek; Wo nichts ist, hat der ~ sein Recht verloren. Spr. Tut kelin perceminden! Man muß dem — geben, was des
s ist. (Bibel) Sezarm hakkmi Sezara vermek läzim.
adler m zo. sah kartal; karakus
gruft/imparatorlar makberi
in/imparatorice
Jäger pl. mil. (
1918) Avusturya avci kitasi
kröne / l. im-paratorluk taci; (deutsche) korona
bot. kocboynuzu £Iich sahane;
es Deutschland bist. Kayzerlik re|imi; kaiserlich-osmanisch hümayun, amir;
e Druckerei bist. Matbaai Amire; (heute: Devlet Basimevi);
e Regierung (Türkei) h ist. Babläli
Ung m bot. kirmizi mantar
reich n imparatorluk
schnitt m med. sezaryen ameliyati
würde/ imparatorluk, kayserlik payesi

KAJAK : German Turkish

m, n i. Eskimolann kayi^i
(Sport) padilbot, kano

KAJÜTE : German Turkish

naut. kamara, kabin
s.treppe / naut. kapurta

KAKADU : German Turkish

m zo. kakatuva

KAKAO : German Turkish

m kakao; j-n durch den — ziehen F l. (necken) b-le alay etm., b-ni alaya (od. maskaraya) almak; b-ne takil-mak
(schlechtmachen) kötülemek

KAKERLAK : German Turkish

m l. albinos
zo. hamamböce^i