Germany
SCHILD : German Turkish
(II) n l. (Wappen2) arma
(Laden2 usw.) levha, tabela
(Wegweiser) işaret direği
(Verkehrszeichen) trafik işareti
(Nummen^) usw. plaka
(Mützen^) siper, güneşlik, viziyer
(Anschlagzettel) pankart
(Etikett) etiket, yafta
(e-r Schildkröte) kabuk
(der türk. Feldgendarmen) ferahi
blume / bot. kalkan ağacı; konak hurma ağacı; aspidistra
SCHILDBÜRGER : German Turkish
m budala adam
streich m budalalık, aptallık
SCHILDCHEN : German Turkish
n l. küçük etiket
(z. ß. am Fahrrad) (Türkei) plaka
SCHILDDRÜSE : German Turkish
on. kalkanbezi; guddei derakiye; tiroit (gud-desi)
SCHILDERER : German Turkish
m tasvir eden; vasıflandıran
haus n nöbetçi kulübesi
maler m levhacı, tabelacı; °n anlatmak, tasvir etm.; tablo çizmek; (genau) ıcşrih etm.; so, wie er die Sache schlldert onun deyişine bakılırsa
ung / tasvir, tablo, portre
wald m trafik işaretlerinin çok büyük miktarı
SCHILDFAM : German Turkish
m bot. dikenli baldınkara
fisch m zo. s. Schiffs-halter.
knorpel m an. kalkan kıkırdağı
kröte /
kaplumbağa, tosbağa
laus/zo. kırmız böceği; kabuklu bit; koşnil
mütze / viziyerli şapka; kasket
patt n bağa
pattkamm m bağa tarak
wache / nöbetçi er; ^ stehen nöbet beklemek
SCHILF : German Turkish
n bot. l. kamış, saz. kiliz
(ßinse) hasırotu
dach n kamış dam
matte / hasır
rohr n l. s. Schilf
kamış sapı
SCHILLERKRAGEN : German Turkish
m açık yaka
locke / lüle şeklinde kremalı pasta
SCHILLERN : German Turkish
enk renk parıldamak; harelenmek
d l. şanjan, janjan, yanardöner
fiğ. yaldızlı
SCHILLING : German Turkish
m (in England od. österreich) şilin(-g)
SCHIMMEL : German Turkish
m l. beyaz at; sütkın
(Pilzüberzug) küf
(Mehitau) mildiyu; yaprak pası ^^g küflü Qn küflenmek; küf tutmak; (etwas) pamuklanmak
pilze pl. küf mantarları
SCHIMMER : German Turkish
m l. hafif ışık; pırıltı
fiğ. (Spur) eser, iz, zerre, nebze; keinen biassen ^
haben (von) bşin tamamen cahili olm.; bşden hiç haberi olmamak Qn hafif ışık salmak
SCHIMPANSE : German Turkish
m 20, şempanze
SCHIMPF : German Turkish
m l. (ßeschlmpfung) tahkir, hakaret, terzil
(Schande) leke; yüz karası; rezalet; mit ^ und Schande davonjagen paçasından tutup atmak °en l. (über) bşe, b-ne küfretmek;sövüp saymak; küfürler (od. kantarlıyı) savurmak
(sich beklagen) bşden dolayı şikayet etm., sızlanmak, yakınmak; der ßıırsche, der sich ingenieur schlmpft F sözümona mühendis
en n: wüstes ~ küfür-bazlık 21eren F bozmak, harap etm., çirkinleştirmek 21ich l. (beleidigend) haysiyetim kıran; inciten, hakareta-miz
(schandlich) ayıp, rezaleti i; hacaleti mucip; kepaze, alçak, deni
name m tahkir edici lakap; istihza lakabı
wort n küfür, sövgü; pis lakırdı; hakaret; tah-kiramiz söz; derbes ^ kantarlı küfür; j-n mit
en über-haufen b-ni ağır küfürlerle donatmak; b-nin üstüne basma etm
SCHIMÄRE : German Turkish
hayalet, kuruntu, evham, birsam
SCHINDANGER : German Turkish
m fr. hayvan leşlerini gömmeye mahsus yer
SCHINDEL : German Turkish
l. (Dach2) balar, padavra
med. cebire, süyek; kırık tahtası
SCHINDEN : German Turkish
l. (Haut) derisini yüzmek
(bedrücken) eziyet vermek
(ausbeuten) durmadan çalıştırmak; istismar etm.
(nicht bezahlen) parasını ödememek
(Material) tepe tepe kullanmak; sich ^ terlemek, yorulmak; pala çalmak
SCHINDER : German Turkish
m l. (Abdecker) hayvan derisini yüzen
fiş. eziyet veren; zulüm ve taaddi eden
Sch. kasap
(Tier°) hayvanları gaddarca kullanan
(Material0) malzemeyi tepe tepe kullanan; C/z. kasap
el / pej. fiğ. l. çok yorucu iş
eziyet, işkence
hannes m (etwa): Çakırcalı Mehmet Efe
SCHINDLUDER : German Turkish
n: ^ treiben (mit) l. bşle, b-le istihza etm.; b-ne alçakça oyun etm.; V: b-nin ensesinde boza pişirmek
b-ne, bşe kötü muamele etm.; bşi tepe tepe kullanmak
mahre/kötü at; düldül
SCHINKEN : German Turkish
m l. domuz budu; jambon
hum F kitap
hum. F koskoca tablo; mit der Wurst nach dem ^ werfen kaz gelen yerden tavuk esirgememek
brötchen n jam-bonlu sandviç
SCHINNEN : German Turkish
pl. saç kepeği; baş konağı; donra
SCHINTOISMUS : German Turkish
m reL Şintoizm
t; 2tisch Şintoist
SCHIPKA-PAß : German Turkish
m n.pr. Şipka geçidi
SCHIPPE : German Turkish
l. kürek
hum. somurtkan dudak; e-e ^ (od. cin Schippchen) ziehen (Kind) somurtmak; surat asmak; ağlamsamak; j-n auf die ^ nehmen F maytap etm., maytaba almak; Er ist gerade noch einmal Freund Hein von der ^ gesprungen. Gitti de geldi. °n küre(kle)mek
n n Ka. karamaca, pik
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani