Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
VERBARRIKADIEREN : German Turkish

arikatlamak; barikade etm.; barikatia kapatmak

VERBASKUM : German Turkish

n bot. &. Königskerze

VERBAUEN : German Turkish

l. yapilan insaatia bir yeri kapatmak, tikamak
(die Aussicht) manzarayi kapatmak
(falsch bauen) kötü insa etm.
(Geld, Material) insaat icin sarf etm.
F (yapmak) imkanim selp etmek

VERBAUERN : German Turkish

F köylülesmek

VERBEAMTEN : German Turkish

memur sifatmi tevcih etm

VERBEIßEN : German Turkish

diskrini sikaiak bsi belli etmemek; sich das Lachen ^ gülmemek icin dudaklanni isirmak (od. nefsini zor-lamak); Ich konnte mir das Lachen nicht ~. Kendimi gülmekten alamadim. GüSmemi tutamadim; sich ^ l. (ineinander) birakrnoycak kadar birbirine iyiden iyiye dis gecirmek
(in et.) (P.) bs üzerinde takilmak; israria bsin üstüne düsmek; bse saplamp kalmak; s.a. verbissen

VERBELLEN : German Turkish

(Wild) haviamasiyle avm yerini avciya blldirmek

VERBENE : German Turkish

ot. minecice^i; güvercin otu;
n.gewächse pl. minecicegifiiHer, baristaroniye

VERBERGEN : German Turkish

gizlemek, saklamak, örtmek; bse perde cekmek; sich ~ gizlenmck, saklanmak; s.a. verborgen

VERBESSERER : German Turkish

m l. islahatci, reformatör
(Korrektor) tashih eden; musahhih °n l. düzeltmek, tashih etm., do^rult-mak
(reformieren) islah etm., reforme etm.
(retuschieren) retus yapmak
(verschönern) güzellestirmek
(j s Lage) terfih etm., gönendirmek; sich ^ l. (Redner) sözünü düzeltmek; hatasirn do^rultmak
(besser werden) iyilesmek, düzclmek, hoslasmak
(Sport) formunu yükseltmek
ung/
tashih, düzeltme
islah;
en durchführen islahat yapmak

VERBETEN : German Turkish

(Part. Per f.): Beileidsbesuche höflich ^. Taziye maksadiyle gelinmemesi rica olunur

VERBEUGEN : German Turkish

: sich ^ l. b-nin huzurunda (od. b-nin önünde) egilmek; reverans yapmak; b-ne saygi gösterrnek
(stärker): yükünmek, husu etm. 2ung/e^ilme, reverans

VERBEULEN : German Turkish

zedelemek; yamn yumru etm

VERBIEGEN : German Turkish

icimini bozarak bükmek, egriltmek, carpiltmak; sich ~ bükülmek, e^rilmek, carpilmak

VERBIESTERT : German Turkish

F l. (verwirrt) saskm
(mißmutig) bezgin; gönlü kink
(verärgert) gücenmis, dariltilmis

VERBIETEN : German Turkish

l. yasak etm., yasaklamak, nehyetmek, menet-mek
rel. haram etm.
(das Erscheinen e-r Zeitung) kapatmak, tat i l etm.; j-m das Haus ~ aya^mi kesmek; Die Zeitung ist verboten worden, Gazete kapandi. s.a. verboten

VERBILDEN : German Turkish

l. fena sekil vermek; seklini bozmak
ßg. yanlis terbiye vermek

VERBILLIGEN : German Turkish

ucuzlatmak; nyatmi kirmak

VERBIMSEN : German Turkish

F l. (j-n) dayak atmak
(Geld) israf etm

VERBINDEN : German Turkish

l. baglamak, raptetmek, birlestirmek, terkip etm., komsulastirmak
ehem. a. imtizac ettirmek; kaynastirmak
med. a) pansiman yapmak b) (Wunde) sarmak
(j-m die Augen) gözlerini sarmak (od. bagla-mak)
(ehelich) nikählamak, eviendirmek
(Telephon) b-ni b-ne (od. bir yere) baglamak; sich ~ l. (geschäftlich) l>-le ortaklik etm.
ehem. kaynasmak, bilesmek, imtizac etm., terekküp etm.
(sich vereinigen) ittihat etm., birlesmek
(heiraten) evienmek; Bitte ^ Sie mich mit Herrn
.. (Telephon) Lütten bana
.. beyi verinizi s.a. verbunden
lich l. (obligatorisch) mecbun
(höflich) nazik, nezaketli, mültefit, celebi; Mit
en Grüßen Hür-metlerimi takdim ederim. Saygilanmi sunanm. Meinen
sten Dank! çok tesekkür ederim! ~lichkeit/ l. mecburi-yet, mükellefiyet
(Verpflichtung) taahhüt
(Höflichkeit) nezaket, iltifat
(Schmeichelei) kompliman(-cilik)
(-en pl.) düyunat, borclar, pasif

VERBINDUNG : German Turkish

f. l. bağla(n)ma, rabit, irtibat, iltisak; techn. a. koneksiyon
(Zusammenhang) insicam, sebkurapt
(Oedanken2) tedaii efkär
s. Studenten-
(Beziehung) nispet. münasebet, aläka
(Zusammenhang) izafet, baginti, Hörelik, bnp,!anti, irtibat
(Verkehrs-) münakale, ula^im, mnvasala, komünikasyon. temas
(Zusammensetzung) terkip
(Kombination) komhinezon
(Fühlung) Icmas, kontak
(Kopplung) baglam§
ehem. bilesim, terekküp, birlesme, ittihat, imtizac
y0^- terabut, ilgilesme
(Bund) birlik. ittifak
(Zugehörigkeit) mensubiyet
(Korrespondenz) muhabere, mektuplasrna; ~ aufnehmen (mit) b-ne yanasmak; irtibat tesis etm.; b-le münasebet kurmak; die ^ aufrechterhalten irtibati muha-faza etm.; die ~ abbrechen postayi kesmek; ~ bekommen (bzw. haben) (teleph.) irtibat saglanmis olm.; die ~ verlieren (mit) temasmi kaybetmek; in ^ bringen temas ettirmek; münasebet tesis ettirmek; aläkadar etm.; ilgi kurmak; in ^ stehen l. birbirine ba^li olm.
(zu ]-m) b-le temasta bulunmak; b-le münasebeti olm.
bsle aläkasi olm.
(in et. verwickelt sein) bsde methaldar olm.
(nachrichtlich) haberlesmek; mit j-m in ^ bleiben b-le olan temasmi muhafaza etm.; in ~ treten (zu) b-le temasta bulunmak; b-le ilgi kurmak; sich in ^ setzen (mit) temasa gecmek; in ^ (mit) (Meinungsaustausch) b-le anlasma halinde

VERBINDUNGSBAHN : German Turkish

iltisak hatti
gang m l. koridor
(Passage) pasaj
mil. irtibat galerisi
glled n köprülük
laut m gr. kaynastirma ses; vikaye harfi
llnie/ba§lama (od. muvasala) hatti; hatti vasil
mann m araci, meyanci
ofHzier m mil. irtibat subayi
punkt m birlesme noktasi
röhr n baglama (od. birlesme) borusu
stange / l. bag-lama cubugu
techn. piston kolu
stelle / l. (Gelenk) mafsal, eklem; oynak yeri
(Vereinigungsstelle) iltisak noktasi; kavsak (yeri)
(Fuge) ek yeri
teleph. santral
stück n birlesme parcasi; rakor, raptiye
für / ara kapi
weg m muvasala (od. ulastirma) yolu; eris(tir)im

VERBISSEN : German Turkish

(Part. Per f.) l. (ingrimmig) gazapli, hiddetli
(gekränkt) münfail, küskün
(hartnäckig) inatci, anut, anudane, direngen; can haviiyle; muannidane; ~ arbeiten gayretine dokunmak;
er Widerstand siddetli mukave-met

VERBITTEN : German Turkish

: sich et, ^ yapilmamasim taiep etm.; Das verbitte ich mir! Bunun tekerrür etmemesini ehemmiyetle rica ederim. Ich verbitte mir diesen Ton. Agzimzi degis-tiriniz! s.a. verbeten

VERBITTERN : German Turkish

: j-m das Leben ^ b-nin hayatim zehretmek; verbittert werden iclilesmek 2ung / acilik, meraret(-i kalp), husunet