Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
VERBLASSEN : German Turkish

l. sararmak, solmak
(Stoff) rengi atmak (od. ucmak)
ßg. (e-r S. gegenüber) (yanmda) soluk kalmak

VERBLAßT : German Turkish

engi ucuk (dönük, calik)

VERBLEIB : German Turkish

m bulunulan veya kalinan yer; Über seinen ^ ist nichts bekannt. Akibeti mechul kalmis. 2en l. kalmak; kalmakta devam etm.
(zurückbleiben) artakalmak; Ich verbleibe Ihr sehr ergebener
.. (Briefschluß) Derin saygilanmia

; W ir sind so verblieben, daß
.. §unu kararlastirdik ki
..; bei seiner Meinung ^ fikrinde israr etm.; Lassen wir es dabei ~/ Böylece kaisini

VERBLEICHEN : German Turkish

s. verblassen; s. a. verblichen

VERBLEIEN : German Turkish

techn. kursunlamak

VERBLENDEN : German Turkish

l. b-nin gözünü baglamak; aklini basmdan almak; kör etm. 2 (verkleiden) kaplamak, iksa etm., örtmek Qung/ l. gözbagi, körlük
kaplama

VERBLEUEN : German Turkish

F pataklamak; dayak atmak

VERBLICHEN : German Turkish

(Part. Per f.) l. (Farbe) solmus; rengi dönük
poet. müteveffa, merhum, rahmetli

VERBLUTEN : German Turkish

(a. sich ^) l. cok kan kaybederek ölmek
ßg. erimek. kinimak Qungf: innere ^ dahilT kan seyeläni

VERBLÄTTERN : German Turkish

(Buchseite) sahifeleri kanstirmak

VERBLÖDEN : German Turkish

(intr.) bunamak; ateh getirmek

VERBLÜFFEN : German Turkish

sasirtmak; hayrette birakmak; sersemletmek, afallatmak; sich ^ lassen sas(ir)mak
t saskin, afallamis; a^zi acik; ganz ^ dreinschauen (sein; dastehen) afal afal bakmak; hayran kalmak; akli durmak; gözleri fal tasi gibi acilmak; sersemlesmek, sasalamak; Ich bin ganz ~. Bir yasima daha girdim. ^ung/sasklnllk, sasmtl, hayret; allgemeine ^ hervorrufen akillan durdurmak

VERBLÜHEN : German Turkish

l. cicegini dökmek; solmak, savmak
(Mädchen, Frau) geckinlesmek; vakti gecmek; taravetini kaybetmek; kanmak, kartlasmak; kartalmak; V. ö.: kartala kanmak

VERBLÜMT : German Turkish

cinasli, mecazT, timsali, rernzt; alegorik, tevriyeli; (Adv.) kapall sözlerle; üstü örtülü olarak

VERBOHREN : German Turkish

: sich ~ (in) ßg. zihni bse saplanmak; bsi kur-mak
t (P.) l. yanlis bir kanaatte israr eden; iddiaci
(stockkonservativ) örümcek kafali 9t.heit / iddiacilik

VERBOLZEN : German Turkish

civatalamak

VERBORGEN : German Turkish

I. ( Inf.) (verleihen) ödünc vennek II. (Adj.) (vgl. verbergen) gizli, mahrem, sakli, mahn;
er Sinn hikmet °heii f l. gizlilik, mahremlik
(Zurückgezogen-heit) uzlet, inziva

VERBOT : German Turkish

n yasak, memnuiyet; (-epi.) jur. nehyedici hüküm-ler; amtliches ^ (Schließung) tatilname; infolge des gesetzlichen
es kanun? müsaadesizlikten dolayi; ^en l. yasak, memnu
(kirchlich) menhi;
e Früchte schmecken süß. Spr. Haram heläldan tatlidir. Spr.;et.°estun haram islemek 2ener.welse yasak edilmesine ragmen

VERBRANNT : German Turkish

l. (versengt) yamk
(von der Sonne) günesten yanmis; Die
e Stelle im Teppich muß man stopfen lassen. Halidaki yam^i ördürmeli

VERBRAUCH : German Turkish

m l. istihläk, tüketim, sarfiyat
(Abnutzung) asinma, eskitme °en l. istihläk etm., sarf etm., bitirmek, yogaltmak, tüketmek, harcamak, yemek; Wofür ist soviel Geld verbraucht worden? Bu kadar para nereye gitti? restlos — dibine dan ekmek; verbraucht werden telef olm., yogalmak
er m müstehlik, istihläkci, yogaltici
s.ge-nossenschaft / istihläk kooperatifi
s.güter pl. havayici zaruriye; ihtiyac maddeleri
S.Steuer / istihläk vergisst l. (Luft) bozulmus
(P.) takati kesilmis; zekäsi yipranmis

VERBRECHEN : German Turkish

(suc) islemek; (cürüm) irtikäp etm.; Was habe ich denn verbrochen? Benim kusurum (od. taksiratim) nedir? Ich habe nichts verbrochen. Benim hie kabahatim yok. Was hast du denn schon wieder verbrochen! Gene ne yaptin? 9en n suc, cürüm; (stärker): cinayet; ein ^ begehen cinayet islemek °er(!n f) m suclu, mücrim, cani, (caniye)
erisch cinayetkär, caniyane 2er.kolonie / mah-kümlar kolonisi

VERBREITEN : German Turkish

l. yaymak, nesretmek, tamim etm.
(Wärme, Schrecken usw.) sacmak
(Gerücht) isaa etm.
(Klatsch) tasimak
(gemeinverständlich machen) vül-garize etm.; sich ~ l. yayilmak, intisar etm., teamül etm.
(Gerücht) dolasmak
(immer mehr) alip yürü-mek; süyu bulmak; dagllmak
(bekannt werden) duyulmak
(überall) genellesmek, umumtlesmek
(über et.) bs hakkmda fikir beyan etm.; bsden uzun uzadiya bahsetmek; Sein Ruhm hat sich in der ganzen Welt verbreitet. §öhreti älemi kapladi.
et (Mode, Redensart) yaygm

VERBREITERN : German Turkish

genisletmek, tevsi etm.; sich ^ genislemek, tevessü etm

VERBREITUNG : German Turkish

l. yayginlik
yayilma, intisar
(durch Rundfunk) radyodifüzyon, yayim, nesir
(schnelle) revac; ~ finden l. süyu bulmak
(Anklang) revac görmek

VERBRENNEN : German Turkish

(tr.) yakmak, göymek; (intr.) yanmak, gö-yünmek; sich die Hand ^ elini yakmak; eli yanmak; sich überßüssigerweise die Finger ~ ßg. masa varken elini yakmak; sich die Finger ~ ßg. boyunun ölcüsünü almak Qung f l. yanma, yak(il)ma, ihtirak
(Brandwunde) yanik Qungs.halle / krematoryum Qungs.motor m ihtirakli motör; yakit motörü