Germany
EINGEBOREN : German Turkish
l. yerli (ahaliden olan)
(Sohn) rel. Allahin yegäne oglu; Isapeygamber
(angeboren) cibillt, frtrt, yaradilistan Se m//yerli
EINGEBUNG : German Turkish
l. ilham, telkin
(göttliche) vahiy
bircten- bire akhna gelen fikir
EINGEDENK : German Turkish
e-r S. ~ sein bsi hatirlamak, anmak, unutmamak; hatirasmi saklamak; kulaginda küpe olm.; göz Onünde bulundurmak; Erfahrener Wohltaten soll man immer ^ sein. tnsan, gördügü iyilikleri unutmamah
EINGEFALLEN : German Turkish
l. batik, cökük, cukur, pörsük
(abgezehrt) zayiflamis;
e Wangen pl. cukur (od. cökmüs) yanaklar;
e Augen pl. cukurlasmi; gözler; mit
er Brust bagn cökük
EINGEFLEISCHT : German Turkish
(oft pej.) l. (P.) müfrit, radikal; yüzde yüz
.. olan; islah olmaz; koyu
(Gewohnheit usw.) iyice yerlesmis; kok salmi?
EINGEHEN : German Turkish
l. girmek
(Briefe) gelmek, vürut etm.
(Pflanze) solmak, kurumak, cürümek
(Tier) gebermek, ölmek; mürt (od. telef) olm.
(aufhören) son bulmak; artik yasamamak
(Firma) kapanmak
(Zeitung) artik cikmamak; ne§riyati tatll etm.; batmak
(Stoff) daralmak, cekmek, kisalmak
(Geld) tahsil edilerek kasaya girmek
(j-m) F kolayca kapmak, anlamak; b-ne uygun düsmek
(auf e-n Vorschlag) bir teklife yanasmak
(auf e-e Bedingung) bir sarta razi olm.
(auf ein Kind) cocugun fikirlerini anlamaga calismak
(vollkommen auf j-n) huyuna suyuna gitmek
(näher auf et.) tafsilätma girismek; inceden inceye bak-mak, tetkik etm.; derinlestirmek; etrafhca anlatmak
(in die Gnade Gottes od. zur ewigen Ruhe) rahmet! rahmana kavusmak; dan bekaya (od. huzuru ilähtye) intikal etm.
(in die Geschichte) tarihe gecmek
(nicht ~ auf) a) (Problem) bir ciheti kapall gecmek b) (ignorieren) aldin§ etmemek; isitmemeziikten gelmek; (tr.) l. (Vertrag) akdetmek
(Verpflichtung) bir taahhüt altma girmek
(e-en Vergleich) uzlasmak, anlasmak
(Ehe) evienmek
(Beziehungen) münasebetler kur-mak, tesis etm.
(Wette) bahse tutusmak
(Verbindung) ehem. birlesmek; ^ lassen (aufgeben) vazgecmek, birakmak, terk etm., kesmek, tatil etm.; eingegangen: •e Gelder pl. tahsiiät
EINGEHEND : German Turkish
d l. tafsilätli. etrafli, mufassal, aynn-tili
(Besprechung) derin, dakik
(gründlich) esasli; (Adv.) etrafhca; uzun uzadiya; mufassalan; enine boyuna; inceden inceye
(Prüfung) siki; ^ untersuchen ince eleyip sik dokumak; Er begann, die Angelegenheit ^ zu untersuchen. Meselenin enini boyunu ölcmege girlsti.
e Prüfung (e-r Angelegenheit) derin inceleme; bereitwillig auf e-n Vorschlag ^ dünden hazir
EINGEKEILT : German Turkish
(kalabalik icerisinde) 8ikis(tinl)mis bir halde; clvilenmis, mihlanmi§ gibi
EINGELERNT : German Turkish
wie ^ citir citir (konusmak)
EINGEMACHTE : German Turkish
n konserve (meyve, tursu v. s.)
EINGEMEINDEN : German Turkish
ir komünü baska bir komünle birlestirmek
EINGENOMMEN : German Turkish
l. vgl. einnehmen
(für, gegen) leh vcya aleyhte pesin kanaat sahibi olan
(von, für) bse, b-ne hayran olan; bsi, b-ni begenen
(von sich) hodpesent; kücük daglan ben yarattim diyen; sehr von sich ^ sein k-ni cok begenmek; basi havada olm.; V: bokunda boncuk bulmak; ~ sein (für) b-ne baglanmak, meyil göstermek; tarafini tutmak eingequetscht: ~ sein sikisip kalmak Eingesandt n l. gazete okuyucusu tarafmdan yazi isleri müdürlügüne gönderilen mektup
böyle mektuplann basildifc« yer eingesessen öteden beri bir yere yerlesmis olan; etabli; s.a. einsitzen
EINGESTANDENERMAßEN : German Turkish
(Adv.) kabul edildigi vechile; ken-disi itiraf ettigi gib! 2gest«ndnis n ikrar, itiraf, kabul, teslim •gestehen kabul ve itiraf etm.; ikrar (od. teslim) etm
EINGESTRICHEN : German Turkish
mus.: das
e A miis. la natürel
EINGEWEIDE : German Turkish
n od. pl. l. (allg.) bagirlar, ahsa
(Gedärme) barsaklar, ema
(bei Schlachtvieh) iskembe
wünner pl. zo. barsak solucanlan; didani ema
EINGEWEIHTE : German Turkish
m;f l. mahremi esrar; sir ortagi; sirdas, gizdes
(in Technik od. Wissenschaft) ihtisas kazanmis olan
EINGEWURZELT : German Turkish
kok salmig; kökü hemen hemen kurutulama-yan; iyice yerlesmis
EINGEWÖHNEN : German Turkish
yeni bir duruma alistirmak; sich ^ iklim ve havasina alismak; ünsiyet peyda etm
EINGIEßEN : German Turkish
l. icine akitmak, dökmek
(aus e-r Flasche) bosaltmak
EINGIPSEN : German Turkish
alciya koymak
EINGITTERN : German Turkish
etrarfim parmaklikla cevirmek
EINGLAS : German Turkish
n s. Monokel
EINGLASEN : German Turkish
camlamak
EINGLEISIG : German Turkish
tek hath
EINGLIEDERN : German Turkish
zam ve ilhak etm., birlestirmek, koordone etm.; sich ^ uymak, intibak etm
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani