Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
EINKASSIEREN : German Turkish

l. (Geld) tahsil etm., toplamak, ahzukabzet-mek, kasalamak
ftg. (Lobsprüche) (spött.)po[\\poh\\3iri toplamak
(wegnehmen) F elinden bsi (zoria) almak
(festnehmen) F yakalamak, tevkif etm.; delige tika-mak 2ung / tahsil, ankesman

EINKAUF : German Turkish

m l. satin alma; mübayaa, tedarik
(Gegenstand) satin alinan sey
(in Lebensversicherung, Altersheim usw.) kayit ve kabul ücreti; Einkäufe machen öteberi almak; alisverisini yapmak; tedarik (od. masraf) görmek; çarşıya girmek
kaufen l. satin almak; mübayaa etm.; alisveri$ yapmak
(aufkaufen) madrabazhk etm.
(als Mitglied, Anwärter usw.) para mukabilinde b-ni (üye, namzet v. s. olarak) kaydettirmek; sich — k-ne bir yer satin almak
käufer m l. satin alici
(Aufkäufer) madrabaz
kaufs.netz n file
kaufs.preis m maliyet (od. alim) fiyati
kaufs.tasche f. alisveris cantasi; zembil

EINKEHR : German Turkish

l. birahane, lokanta v. s. ye girme
(Herberge) rnisafirhane, han
(seelisch) murakabeye varma; istig-raka dalma;
^ halten l. murakabe etm.; istigraka dalmak (od. bürünmek)
s. einkehren (l). 2en l. bir müddet
durarak lokantada bs icmek, yemek
(übernachten) gecelemek
(besuchen) ziyaret etm«
(Unglück, Kummer usw.) basma gelmek
(Ordnung) yoluna gel-mek

EINKEILEN : German Turkish

s. eingekeilt

EINKEIMBLÄTTRIGE : German Turkish

pl. bot. bircenekliler, vahidülfilka nebatät

EINKELLERN : German Turkish

mahzene koymak; derambar etm

EINKERBEN : German Turkish

centmek. kertmek; kertik acmak 2ung / l. (an Pfeilen) gez
(an Münzen) dantel

EINKERKERN : German Turkish

zindana atmak; hapsetmek

EINKESSELN : German Turkish

a. mil. cember icine almak; cemberlemek, sar-mak

EINKIAGBAR : German Turkish

dava edilebilir
en (Schuld) bir borcun öden-mesi icin dava acmak

EINKITTEN : German Turkish

macun sürmek; macunlamak

EINKLAMMERN : German Turkish

parantez icine almak

EINKLANG : German Turkish

m l. ahenk, harmoni, duzen
fig. imtizac,. vifak; in ^ bringen hemahenk kilmak; imfrizac ettirmek, uydur-mak, bagdastirmak, telif etm.; in ~ stehen hemahenk olm., imtizac etm., uymak, yarasmak

EINKLAPPIG : German Turkish

ot. bircenetli; bir misrali

EINKLARIEREN : German Turkish

naut. pratika almak

EINKLASSIG : German Turkish

tek simfli

EINKLEBEN : German Turkish

icine yapistirmak

EINKLEMMEN : German Turkish

l. sik(istir)mak; kiskaca almak
(Hund den Schwanz) kuyrugunu kismak; Der (verunglückte) Autofahrer war am Steuerrad eingeklemmt. Otomobilci direk-siyona cakili kalmisU. mit eingeklemmtem Schwanz (Tier) apisik; eingeklemmter Bruch med. bogulmus fitik

EINKLINKEN : German Turkish

(Tür) (intr.ltr.) kapanmak, kapa(t)mak

EINKLOPFEN : German Turkish

l. (Nägel) icine vurmak
(Creme) vura vura deri icine gecirmek, sindirmek

EINKNEIFEN : German Turkish

l. s. einklemmen(2).
(Auge, Mund) daraltmak, kisaltmak, bükmek

EINKNETEN : German Turkish

yogurarak hamurun icine katmak

EINKNICKEN : German Turkish

tr. kirmak, bükmek, burmak (intr.) l. kirilmak, bükülmek, (ikiye) katlanmak
sendelemek
fig. F boyun egmek

EINKNOTEN : German Turkish

dügümleyerek icine baglamak; cikinlamak

EINKNÖPFEN : German Turkish

(z. B. warmes Futter, Pelz usw.) icine dügmele-mek