Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
EINHERSTOLZIEREN : German Turkish

gelin gibi süzülmek; hindi gibi kabank yürümek

EINHERTRIPPELN : German Turkish

tipirdamak, tavusmak

EINHIEBIG : German Turkish

(Feile) tek disli

EINHOLEN : German Turkish

l. (j-m entgegengehen) b-ni karsilamak, istikbal etm.
(j-n erreichen) b-ne arkasindan yetismek, ulas-mak
(Versäumtes) teläfi etm.
(Genehmigung, Gutachten usw.) elde etm., istihsal etm.
(Befehl, Rat, Nachricht, Auskünfte) almak
naut. (Tau) cekmek, lava etm.; iceriye salya etm.; (Staaknetz) alabora etm.
(Vorsprung) kapatmak
(Fahne) indirmek
(a. ohne Obj.) carslya gidip ufak tefek §eyler satin almak; öteberi almak °netz n alisveris filesi °tasche / alisveris cantasi; zembil

EINHORN : German Turkish

n ainmda tek boynuzu olan efsanevl hayvan*
wal m s. Narwal

EINHUFER : German Turkish

m zo. tek (od. top) tirnakli; toynakli

EINHÄMMERN : German Turkish

l. (in Stein. Metall) cekiciemek
(auf j-n) musallat olm.; siklya koymak; yumruklantak
(j-m et.) kafasma mihlamak; beynine (od. fikrine) sokmak; ede ede telkin etm.; mustalamak

EINHÄNDIG : German Turkish

tek eile
colak

EINHÄNDIGEN : German Turkish

eline vermek; teslim etm

EINHÄUSIG : German Turkish

ot. birevcikli, vahidülmesken

EINHÖCKERIG : German Turkish

-es Kamel tek hörgüclü deve; hecin (devesi)

EINHÜLLEN : German Turkish

l. bse sarmak, bürümek, örtmek
(in Leichentuch) tekfin etm., kefenlemek; sich ~ (in) bse sarilmak, bürünmek, örtünmek; eingehüllt sanli, bürülü. örtülü

EINIG : German Turkish

l. (einzig) seil. bir, yegäne
(geeint) tevhit edilmis, birlestirilmis
(vereint) birlesik, birlikte, beraber, müttefik, müttehit
(ohne Zwist) nifaksiz, tefrikasiz, ziddiyetsiz
(gleichgesinnt) hemfikir, kafadar; (sich) ~ sein muvafakat etm., birlik olm., b-le ayni fikirde olm.; mit sich selbst nicht ~ sein tereddüt icinde bulunmak; bir türlü karar verememek; (sich) ~ werden l. bir anlasmaya varmak; itiläf etm.; bse mutabik (F: antant) kalmak; birlesmek, uyusmak
(über den Preis) pazarlik etm., pazarlasmak
(ikisi) evienmek istemek

EINIGE : German Turkish

(mst. pl.) l. birkac; bazi, müteaddit; bir iki; biraz
(wenige) az, tektük
(ziemlich viel) hayii
(m. kleineren Zahlen) takriben; asagi yukan; (bu) kadar, küsur
(ohne zugehöriges Subst.) bazilan; ~ Menschen kimi insanlar; ^ von ihnen birkaci; ~ von uns kimimiz; ~ Male bazi defa (öd. kere); — Worte bir cift söz; ~ dreißig ptuz kadar (od. küsur); ~ hundert birkac yüz; nach
n vierzig Jahren kirk bu kadar yil sonra; in
r Entfernung biraz ötede; vor
r Zeit bundan bir müddet evvel; Er muß noch
s hinzulernen! (Onun usta olmasi icin) daha bes finn ekmek yemesi läzim!

EINIGELN : German Turkish

sich ~ l. kirpi gibi cöreklenmek
mil. daire seklindeki müdafaa yerini teskil etm.
fig. inzivaya cekilmek

EINIGEN : German Turkish

l. tevhit etm., birlestirmek
(vermitteln zwischen) ara bulmak; telifibeyn etm., uzlastirmak
(versöhnen) banstirmak; sich ~ l. birlesmek
anlasmak, uyusmak; mutabik kalmak; uzlasmak
bansmak; Käufer und Verkäufer einigten sich auf den Preis von fünftausend Pfund. Alic» ile satici be? bin liraya uyustular

EINIGERMAßEN : German Turkish

l. bir dereceye (hadde, pereseye) kadar; baz« nispetler dairesinde; kismen
(ziemlich) oldukca; söyle böyle

EINIGGEHEN : German Turkish

hemfikir (od. mutabik)i olm. 9keit f l. birlik, ittifak, ittihat
(Obereinstimmung) muvafakat, itiläf
(Eintracht) imtizac, ahenk
(Einmütigkeit) ittifaki ära; oy birligi; ~ macht stark. Spr. Osüntü köpek mandayi paralar. Bas basa vermevince las yerinden kalkmaz. Spr. °ungfl. tevhit, birles(tiril)me
(Übereinstimmung) muvafakat, itiläf
(Vergleich) uzlasma, anlasma, uyus-ma; zu e-r kommen; e-e ^ erzielen uzlasmak; bir anlag-maya varmak

EINIMPFEN : German Turkish

l. asilamak, telkih etm., inoküle etm.
fig. (Meinung) itikat ettirmek, inandirmak
fig. (einprägen) hafizasma naksetmek

EINJAGEN : German Turkish

(j-m Furcht usw.) korkutmak, ürkütmek

EINJÄHRIG : German Turkish

l. (ein Jahr alt) bir yasinda, bir senelik (od. yillik)
(ein Jahr dauernd) bir sene süren
bot. bir senelik °e m l. fr. mil. bir yil hizmet eden gönüllü
n (heute: Mittlere Reife) ortaokul mezuniyeti

EINKACHELN : German Turkish

F iyice isitmak; sobayi yakmak

EINKALKULIERBAR : German Turkish

hesapli
en l. hesaba katmak
fig. göz önünde bulundurmak; mülähazaya almak; Eventualitäten ~ ilerisini düsünmek

EINKAMMERSYSTEM : German Turkish

pol. tek meclisli hükümet sistemi

EINKAPSELN : German Turkish

l. etrafini (simsiki) kusatmak
flg. (isolieren) ayirmak, tecrit etm.; sich ~ l. dokuya simsiki bir suretle yerlesmek
fig. infirat etm., inzivaya cekilmek; ^ung/ (e-s Fremdkörpers im Gewebe) med. ankistman