Germany
EINGLIEDRIG : German Turkish
math. birterimli, bir hadli
EINGRABEN : German Turkish
l. topraga gömmek; defnetriek
(in Stein) üzerine hakketmek; 9elik kalemle oymak
(ins Gedächtnis) hafizasma naksetmek; sich ~ l. (dem Gedächtnis) zihne naksolmak
mit. siper kazmak; siperlenmek; istihkäm yapmak
(Maulwurf usw.) oyuk acmak; topraga gömülmek;
EINGRAVIEREN : German Turkish
kazmak, hakketmek, grave etm
EINGREIFEN : German Turkish
l. (Anker usw.) saplanmak, kavramak
techn. cark disleri birbirine gecmek, uymak
flg. bse müdahale etm., kansmak, el sokmak
(vermittelnd) tavassut etm.; araya girmek
(in fremde Rechte) b-nin haklanna tecavüz etm.; satasmak; el atmak
(in die Debatte) söze kansmak
mit., pol. harekäta baslamak; faaliyete gecmek; nicht ~ (bei) bse seyirci kalmak 2greifdivlsion / mit. müdahale tümeni 2griff m l. tecavüz, satasma
med. cerrahl müdahale; operasyon, ameliyat
EINGRUPPIEREN : German Turkish
tasnif etm., siralamak
EINGUß : German Turkish
m techn. l. doküm
döküm deligi
EINHACKEN : German Turkish
si katarak pisirmek
EINHAKEN : German Turkish
l. (in Öse) kopcalamak
(an e-m Haken befestigen) cengellemek
fig. (bei et.) bir ip ucu bularak muhatabin sözlerini cürütmege cahsmak; sich bei j-m ^ b-nin koluna girmek
EINHALT : German Turkish
m: ^ gebieten l. (j-m) b-nin sözünü kesmek; sözlerine (v. s. ye) devam ettrmemek; durmasim emret-mek
(e-r S.) durdurmak, devamina mani olm.; önünü almak; Qen l. (genau beachten) bse riayet etm.
(Kurs usw.) bsfr takip etm.
(Versprechen) sözünde durmak
(Zahlungen) vadesinde ödemek
(die Zeit) dakikas« dakikasma yapmak
(die rituellen Vorschriften) aptes-sfz yere basmamak
(den Dienstweg nicht ^) merci-lerini tecavüz etm.; (intr.) (mit et.) dur(dur)mak, bsi kesmek, bse ara vermek
EINHANDELN : German Turkish
l. pazarlik ederek satm almak
(et. gegen et.) bsi bsle mübadele, trampa etm., degismek, degis tokus etm
EINHANGEN : German Turkish
l. (icine) asmak
(Telephonhörer) telefonu kapamak
(Tür) rezelerine gecirmek; sich bei j-m ~ b-nin koluna girmek
EINHAUCHEN : German Turkish
l. icerisine hava üflemek
(Leben) canlandir-mak, ihya etm
EINHAUEN : German Turkish
l. (Fensterscheiben usw.) vura vura kirmak
(ein Loch) delik acmak
(Nagel) sokmak, cakmak, mihlamak
(auf j-n) b-ne körükörüne vurmak. döv-mek; a. b-ne kilicia saldirmak
(tüchtig) F ha bre kasik calmak
(in Stein) hakketmek, kazmak
EINHEFTEN : German Turkish
l. (einnähen) icine dikmek, baglamak
(provi-soi isch nähen) teyellemek, catmak
(Akten) dosyala-mak
EINHEGEN : German Turkish
etrafina cit, duvar v. s. cekmek
EINHEIMISCH : German Turkish
l. yerli; dogma büyüme orali
(Pflanze) yerli, beledl;
er Markt dahin piyasa;
er Reiseverkehr ic turizm °e m//yerli yerlisi
EINHEIMSEN : German Turkish
(oft spött.) kazanmak, elde etm., toplamak, cebe koymak; semereyi iktitaf etm.^
EINHEIRAT : German Turkish
icgüvey girme ^en l. (in e-e Familie) bir aileye intisap etm.; icgüvey olarak bir aileye girmek
(in ein Geschäft) evienme suretiyle bir ticaret evini devralmak
EINHEIT : German Turkish
l. birlik, vahdet
(Gleichheit) müsavat, esitlik
(Maß2) ölcme birjmi; vahidi klyast
(innere Geschlossenheit) beraberlik
mit. cüzütam, birlik. ünite; (seit.): parca, üye, uzuv
(Ganzes) bütünlük, kül; Gesetz der drei
en lit. Th. üc hirlik kurall 211ch l. bir karar ve sekilde; tek elden; tek cepheli; yeknesak, tekdüzen
(gemeinsam) müsterek, müttehit, birlikte
(homogen) mütecanis
(genormt) stanäardize
(konform) koordone, müterafik
(aus e-m Stück bestehend) tekparca, yekpare;
e Leitung bir elden idare;
es Vorgehen hareket birligi;
e Auffassung görüs birligi; ^ gestalten (normen) tiplestirmek; ~ gekleidet üniformali; aym elbise giyen; Der Satz (Geschirr) ist nicht mehr ~. (yesit bozuldu.
llchkeit/ittirat, koordinasyon, birlik, beraberlik, tecanüs; arch. a. bütünlük
s.brot n tekekmek; tek tip ekmek
s.kurzschrift / (Almanyada kullanilan) standart stenografi
s.prels m tek fiyat
s.preisgeschäft n tek fiyatia satis yapan magaza
s.schule / tek tip okul
S.Staat m mütemerkiz (od. totaliter) devlet
EINHEIZEN : German Turkish
l. sobayi yakmak, isitmak
fig. (j-m tüchtig
») F fena halde sikistirmak; harekete gecirmek
EINHELFEN : German Turkish
l. b-nin iceri girmesine yardim etm.
sözüne devam edemeyene kisaca yardim etm.
Th. suflörlük etm
EINHELLIG : German Turkish
hemrey, müttefik; Adv. ittifaki ära ile; müttefi-kan; oy birligi ile
EINHENKELIG : German Turkish
tek kulplu
EINHERGEHEN : German Turkish
ganz gebeugt ^ iki kat yürümek
EINHERSCHLENDERN : German Turkish
sallana sallana yürümek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani