Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
EINRIEGELN : German Turkish

sürmeleyerek kapatmak; sich ^ arkasmdan ka-piyi sürmelemek

EINRINGELN : German Turkish

sich ~ halkalanmak

EINRITT : German Turkish

atla giri$

EINRITZEN : German Turkish

l. (Haut) hafifce yarmak, siyirmak
(Namen) ismini bir yere hakketmek

EINRIß : German Turkish

m ufak yank; kücük yirtik

EINROLLEN : German Turkish

l. (in et.) bsi bse sarmak
(Haare) papiyot üzerine sarmak; sich ^ l. (Tier) cöreklenmek
yuvarlan-mak, yuvarlaklasmak
(sich einhüllen) bse saulmak

EINROSTEN : German Turkish

l. paslanmak, küflenmek
flg. ruhan veya bede-nen pas tutmak; körlenmek, körlesmek, hamla(s)mak; eingerostet l. pasli, küflü
fig. idmansiz, ham

EINRÄUCHERN : German Turkish

l. dumanlamak
F (die Bude) odayi kesif tütün dumaniyle doldurmak

EINRÄUMEN : German Turkish

l. yerli yerine koymak
(in Ordnung bringen) düzeltmek; yoluna koymak; tanzim etm.
(Zimmer) esyasini koymak; tefris etm.
(abtreten) devir ve tem-lik etm.
(zugestehen) tanimak; teslim ve kabul etm.; konsesyon yapmak
(gewähren) vermek, bahsetmek
(Markthändler) esyayi toplamak

EINRÜCKEN : German Turkish

(intr.) l. m !. bir yere girmek (yürümek, dahil olm.)
(zum Milit u") askere gitmek, asker olm.
(in j-s Stelle) b-nin y^iine gecmek; (tr.) l. (in die Zeitung) gazeteye derc etmek; iiän vermek
(Zeile) typ. satirbasi yapmak
techn. (Maschine) makineyi harekete getir-mek

EINRÜHREN : German Turkish

l. icine kanstirmak
(Gips) harc yapmak
fig. (j-m et.) b-ne fena bir oyun oynamak; basini beläya ugratmak

EINS : German Turkish

l. bir
(dasselbe) aym, müsavi, esit
s. einig. Es ist mir alles ~. Bence hepsi bir (od. müsavi). ~ ums andere l. birer birer; peyapey
(abwechselnd) münavebe ile; nöbet ile; nöbetlese;- trinken F bir tek atmak; ~ sein fig. muvafakat, mutabakat etm.; birlikolm.;aymfikirde olm.; ^ werden birlesmek, bir bütünlük teskil etm.; ^ nachdem ändern l. birer birer; teker teker
(langsam) yavas yavas; Dies hören und aufspringen war ~. tsittigi gibt yerinden firlamasi bir oldu. ^ von beiden ist nur möglich. Iki siktan yalniz bin mümkündür. 2/
bir rakami
Spk. birli, bey
Wü. yek
bir numarali tramvay (otobüs v. s.)
(Zensur) cok iyi; ~ zu Null (
0) sifira karsi bir; ~ zu Null für dich. hum. Bu hususta sen hakli idin

EINSACKEN : German Turkish

l. (Getreide usw.) cuvallara doldurmak
der-ceyp etm., cebe yerlestirmek

EINSAGEN : German Turkish

kulagma fisildamak; suflörlük etm

EINSALBEN : German Turkish

l. yag, melhem sürmek; tila etm.
fig. b-nin agzina piyaz calmak

EINSALZEN : German Turkish

tuzlamak; salamuraya yatirmak; Das kannst du dir ^l Bunu al da basma cal l

EINSAM : German Turkish

l. (Ort) tenha, issiz; insandan häli; kuytu; ku§ ucmaz kervan gecmez
(P.) münzevi, yalniz; tek basma °keit/ l. tenhalik, issizlik
inziva, yalnizlik, uz-let, itikäf

EINSAMMELN : German Turkish

toplamak, devsirmek; bir yere yigmak

EINSARGEN : German Turkish

l. tabuta koymak; V: imamm kayigma bindir-mek
fig. F (Hoffnung) ümidini kesmek

EINSATZ : German Turkish

m l. allg. icine konulan (bzw. konulabilen) parca; ek, iiäve
(bei Spielen) dav, miza, banko, kav; cikmis; (bei Wetten a.) öndül
(bei Damenkleid) jile
(Zwickel) sigza
(Spitzenrüsche) gögüslük, jabo
(an Wäsche) dantela
(im Schuhleisten) kuntopya
mus. (e-r Stimme, e-s M.i.) kapis, atak, giri§
(Verwendung) kullan( l)ma, istimal
(Truppen2) muharebeye sokma
(von Arbeitskräften) istihdam, islet(il)me
(Pfand) depozito
(e-s Gefäßes) ic kismi
Th. giris; mit dem ^ seiner ganzen Persönlichkeit cansiparane; unter^ des Lebens hayatini tehlikeye koyarak; hayat mukabilinde 9berelt l. faal; faaliyete (od. harekete) hazir; militan
(opferbereit) fedal, fedakär
bereltschaft /
mil. faaliyet hazirligi
(Opferwilligkeit) fedakärlik arzusu; hamiyet; fehlende ~ hamiyetsizlik
besprechüng / mil. brifing

EINSAUEN : German Turkish

pislemek, kirletmek

EINSAUGEN : German Turkish

emmek, massetmek; icine cekmek; et. mit der Muttermilch eingesogen haben bsi cocuklugundan beri bil-mek

EINSCHALTEN : German Turkish

l. allg. katmak, iiäve etm., eklemek
(Text) derc etmek
el. cereyan (akim) vermek
(Radio) acmak, isletmek
(Kupplung) ambreye etm.
(Gang) vites vermek
(Licht) lambayi yakmak; isigi acmak; sich ~ fig. müdahale etm., kansmak; araya girmek; el sokmak (od. katmak) 2er m akim anahtan (od. salteri) Qung / l. vgl. einschalten
(Abschweifung) istitrat; fl/s ~ istitrat kabilinden

EINSCHARREN : German Turkish

sathice gömmek

EINSCHAUFELN : German Turkish

kürekleyerek doldurmak