Germany
KLÜGLER : German Turkish
m kill kirk yaran; zihnini kurcalayan; safsataci, sofist 21ich akillica, ihtiyaten, müdebbirane
KLÜNGEL : German Turkish
m klik
KLÜSE : German Turkish
f naut. l. palamar gözü
 (Anker2) loca
n.stopper m dernir zinciri kaplumbagasi
KLÜVER : German Turkish
m naut. flok "bäum m baston
fall m cordek, mandar
KNABBERN : German Turkish
(b^i) kemirmek; kitir kitir (oJ. citirdata citirdata) yemek; Er knabberte (ungeniert} an der ~uitte. Ayvayi katir kutur yiyordu
KNABE : German Turkish
m erkek cocuk; o^lan, delikanli; alter •^/ F Pirim! Üstadimt
n.alter n cocukluk ca^i
n.chor m erkck cocuk korosu ~n.haft cocukca, alagarson
n.kraut bot. saiep otu; (kleines) tilki tasa^i (od. tirna^i); ko
KNACK : German Turkish
! s. knacks! 2en (intr.) l. catirdamak, citirdamak, kitirdamak, kakirdamak
 (m. den Fingern) parmakia-nni citlatmak; (tr.) l. (Nüsse usw.) kirniak
 (Safe usw.) zoria acmak
 (zerquetschen) ezmek
 fig. (e-e harte Nuß) zor bir meseleyi haUctmek 2er m F: alter ^ ahu-baba ~laut m phon. hemzc 2mandel / di§ (od. sakiz) bademi
KNACKS : German Turkish
! (Int.) cit! cat! küt! ~, da brach es entzwei, (yit diye kirildi. 9 m l. (Geräusch) catirdi
 (Riß) catlak, yank
 (Schaden) zarar, anza; e-n — bekommen \\. (Glas) bar-dakta bir catlak peyda olm.
 (Gesundheit) devamh bir zarara ugramak
KNALL : German Turkish
m l. patlama, catlama; infiläk sesi
 (der Peitsche) saklama
 F cilginlik, delilik; Du hast wohl nen Knall? F Deli misin acaba? ^ und Fall apansizm
bon-bon m, n patlangac
büchse / mantarli tüfek
eBekt m sasirtici tesir 9en (intr.) l. patlamak, catlamak
 (Peitsche) saklamak
 (m. der Peitsche) kamciyi saklatmak; (tr.) l. (j-m e-e) F tokat vurmak
 (e-m Tier eins auf den Pelz) siläh atmak
 (heftig werfen) siddetie vurmak; Er gab ihm e-e Ohrfeige, daß es nur so knallte. Yüzüne bir tokat saplatti.
erbse / fmdik fisegi
gas n patlayici gaz 9gelb (yingene sansi 2heiß F cok sicak ^^g l. (Farben) cok parlak; göze batan
 (Wirkung) sasirtici
köpf m F aptal herif 2rot kipkirmizi, kipkizil ^voll l. (Raum) hmcahinc dolu
 (P.) F cok sarhos; fitil gibi
KNAPP : German Turkish
l. (eng) dar, siki, yapisik
 (spärlich) kit, eksik, kücük, sikintili
 (Stil) mucez, lakonik
 (Adv.) dara-cik; dara dar; gücün, gücbelä, ancak; äußerst
^ (z.B. gewinnen; Sport) bicak sirti farkla; sein
es Auskommen haben dan danna gecinecek kadar parasi olm. daradanna (od. kutüläyemut) gecinmek; mit
er Not gücbelä; nefes nefese; kita kit(-ma); ^ ausreichen ucu ucuna gelmek; ^ sem l. (an Geld) b-de para suyunu cekmek; parasi kit olm.
 (allg.) sikinti cekmek; ^Zusammenfassung icmal; ^ werden (Vorrat) kitlasmak, tükenmck
KNAPPE : German Turkish
m l. bist. ic oglan
 madenci
KNAPPHALTEN : German Turkish
(j-n) b-ne az para (veya yemek) vermek °helt / azilk, kitlik, darlik, fikdan ^schaft / madenciler birligi
KNAPSEN : German Turkish
s. knausern
KNARRE : German Turkish
l. kaynana ziriltisi
 Sa. tüfek ~n gicirdamak, kakirdamak, cayirdamak; Die Treppenstufen knarrten^ Merdiven basamaklan gicir gicir ötüyordu. ~nd gacir gucur;
e Schuhe pl. gicir gicir (bzw. katir kutur) eden kunduralar
KNAST : German Turkish
m F hapis
er m F l. fena tütün
 ßg. somurtka» adam
KNATSCH : German Turkish
m F \\. (Streit) kavga
 (Klatsch) dedikodtt
KNATTERN : German Turkish
catirdamak, takirdamak
KNAUF : German Turkish
m l. yuvarlak top; topuz, baba, kabza
 arch. sütufl yuvarlak basli^i
KNAUSER : German Turkish
m; ^^g cimri, pinti, hasis, nekes, ^ingene; kirli ciki; eli pck; var yemez; kibritci; nicht knauserig sein (mit) bse klymak
igkeit / cimrilik, pintilik; nekeslik, hisset, cifitlik; Er ist die ^ in Person. Atese vursan du-mani cikmaz. Spr. ^n l. cimrilik, pintilik etm., pek tut-mak
 (m. et.) bsden kismak
KNAUTIE : German Turkish
bot. esekkula^i
KNAUTSCHEN : German Turkish
F \\. buru$(tur)mak, örselemek
 (schmatzen) hapir hupur yemek
 sözleri cignercesine konusmak
KNEBEL : German Turkish
m a^iz tikaci
bart m emperyal 2n b-nin a^zm» tikamak (od. kapamak)
 fig. bsi zoria engellemek
KNECHT : German Turkish
m l. usak, hizmctci, kaifa
 ay. yanasma. renc^r
 (Unfreier) köle, memluk, serf
 (Stiefel) cizme ceke-ce^i
 (Gottes) rel. Allahin kulu
 (^ Ruprectrf) Noel baba ^en esaret (od. boyunduruk) altma almak; k-ne kul etm. 9isch dalkavuk, mütebasbis
schaff/ l. serflik, esaret, kölelik
 (Joch) boyunduruk
 rel. kulluk, ubu-; diyet
KNEIFEN : German Turkish
(tr.) cimdikicmek, makaslamak, sik(istir)mak; i kesme aimak; (intr.} kacinmak;y-/i in den Arm ^- b-nin kolunu cimdiklemek Ser m yayh gözlük; pensne; kelebek (od. kiskac) gözlük 2zange / kerpeten, kiskac
KNEIPE : German Turkish
l. meyhane; koltuk meyhanesi; küpiü, bistro, tripo
 (Zechgelage) icki älemi ~en icki icmek; isünus etm.
wirf m meyhaneci; (als Anrede a.) barba; V: comar
- Azerbaijani
 - Azerbaijani To Azerbaijani
 - Azerbaijani To English
 - Azerbaijani To Persian(Farsi)
 - Turkish
 - Turkish To Turkish
 - Turkish To English
 - Turkish To Germany
 - Turkish To French
 - English
 - English To Azerbaijani
 - English To Turkish
 - Germany
 - Germany To Turkish
 - French
 - French To Turkish
 - تورکجه
 - تورکجه To Persian(Farsi)
 - تورکجه To تورکجه
 - Persian(Farsi)
 - Persian(Farsi) To Azerbaijani